Bant Mag. sordu, Didaskali cevapladı

19. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında bugün ve yarın 18:30’da Karaköy-İkincikat’ta izleyebileceğiniz Maşenka adlı oyunlarıyla Fransa – İstanbul arası mekik dokuyan yeni ve genç bir tiyatro olan Didaskali ile Maşenka‘yı ve geleceğe dair projelerini konuştuk.

Öncelikle Didaskali adında bir tiyatro kurma fikri nasıl ve ne zaman ortaya çıktı? Bize kuruluş aşamınızı biraz anlatabilir misiniz?

Didaskali’yi 2012’de kurduk. O zamanlar Nadir’le Paris’teydik, Nadir lisansını bitirmişti, ben de son senemdeydim. Bir yandan da konservatuvara devam ediyorduk işte. Kendi oyunlarımızı oynamak istiyorduk ama nereden ve nasıl başlayacağımızdan çok emin değildik.  Marie Nimier’nin -kendisi gençce bir hanımefendi, Fransız- Keşmekeş’ini (La Confusion) bulduk, hızlıca Türkçe’ye çevirip sahneledik, İstanbul’da Galataperform’da oynadık. “Kendi tiyatromuz olsun, kendi oyunlarımızı oynayalım” isteğiyle yola çıktık. İstanbul’da şahane bir kontamporen tiyatro çevresi oluşmakta, bunun bir parçası olmak, kendi sevdiğimiz şeyleri göstermek istiyoruz. Bunun dışında Fransa’yla bağımızı da koparmayalım, orada da oyunlar oynayalım istiyoruz.

Didaskali Tiyatro’da bugüne kadar neler oynandı ve kadronuzu biraz tanıtabilir misiniz?

Maşenka üçüncü oyunumuz. Keşmekeş’i Ağustos 2012’de oynadık, Eylül’de Paris’e döndük. Geçen sene -hem sanatsal hem de lojistik olarak- biraz daha palazlanınca Lars Norén’in Detay‘ını oynamaya karar verdik. Detay‘ı Çisil yönetti. Oyuncu olarak da Nadir’in yanıa Selin, Arthur ve Melanie katıldı. Norén’i çok gönülden seviyoruz. Detay 30-40 yaş aralığında dört kişiyi 10 yıllık bir süre boyunca takip ediyor, epey ağır bir oyun – karanlık. Kadromuza gelince yönetmenimiz Çisil, oyunculuk da yapıyor. Maşenka için dört yeni oyuncu daha aramıza katıldı Esme, Metin, Mert ve Emre. Keşmekeş’ten beri idari işlerimizi Çağla ve Lale yürütüyorlar. Çevirilerimizi Berker yapıyor, bu sene de Maşenka‘yı Çisil’le birlikte yazdılar. Işıklarımızı ve sahne tasarımımızı Laurie yapıyordu, Maşenka‘nın ışık tasarımını Aslı üstlendi. Bu sene aramıza Reyhan ve Meriç de katıldı, mizanseni ve diğer tüm her şeyi Çisil’le paylaşıyorlar. Geçen sene videolarımızı İpek ve Florian yapmıştı, bu sene de Can’la çalıştık.

1950’lilerde geçen Maşenka tam olarak nasıl bir konuya sahip ve izleyici bu oyundan neler beklemeli?

Maşenka‘da İstanbul’un 50’lerinde bir araya gelen yedi kişiyi anlatıyoruz. Biri hariç hepsi Rus; bir kısmı burada doğmuş, bir kısmı buraya iltica etmiş. Kalabalık bir oyun Maşenka, bir pansiyonun salonunda geçiyor. Bu ‘ortak alanda’ kişisel mahremiyet yaratabilmek teksti yazarken ve çalışırken bizim için önemli bir soruydu, bu yüzden oyunun merkezi temalarından biri oldu. Bunun dışında aklıma geldiği hızda listeleyecek olursam sanırım şöyle diyeceğim; Maşenka özlemekle, eski ve iyi olanı, eskiden kendi iyi oluşunu özlemekle, hatırlamaya çalışmakla ilgili bir oyun. Yabancı olmaktan; bir yandan içeriye girmeye, bir yandan da kendine yeni bir içeri yaratmaya çalışan insanlardan bahsediyor.

Tiyatro Festivali sonrası projeleriniz nedir ve Didiaskali’dan bundan sonrasına dair tiyatro izleyicisi neler bekliyor?

Kendi metnimizi çıkarmak çok heyecan verici bir şeydi. Ara ara üstünde konuştuğumuz, yavaş yavaş şekillenen bir-iki oyun düşüncemiz daha var; onları somutlaştırmak isteyebiliriz. Bunun dışında durmadan bir şeyler izliyor, okuyoruz, çok güzel tekstler çıkıyor karşımıza; belki seneye tekrar böyle bir şey de yapabiliriz. Açıkçası bugünlerde tüm mental mesaimizi Maşenka‘ya verdiğimiz icin şimdilik bilemiyorum. Önümüzdeki sezon İstanbul’da kalırsak Maşenka‘yı düzenli olarak sahnelemeyi düşünüyoruz. Bir de bazen “Film mi çeksek acaba ya” falan diyoruz ama biraz şaka olarak diyoruz.

* Maşenka’yı festivalden sonra 15 ve 18 Mayis’ta Tiyatro D22’de de seyredebileceğinizi hatırlatırız.