2019: En iyi 10 yerli film

İşte Bant Mag. 2019 yılı değerlendirmelerine göre en iyi 10 yerli film.

Değerlendirme: Aylin Güngör, Cem Kayıran, Deniz Bankal, Ekin Sanaç, Ekrem Buğra Büte, Hande Sönmez, İlayda Tenim, James Hakan Dedeoğlu, Melikşah Altuntaş, Mine Metin, Sadi Güran

Yazı: Emre Eminoğlu, İlayda Tenim, Mine Metin

10. Kraliçe Lear

Pelin Esmer’in yazıp yönettiği Kraliçe Lear, dünya prömiyerini 25. Saraybosna Film Festivali’nin Uluslararası Belgesel Yarışması’nda yaptı. Esmer, 2005’te yaptığı Oyun isimli belgeselinde Toroslar’ın dağ köyü Arslanköy’ün kadınlardan oluşan tiyatro topluluğunu anlatıyordu. Aradan yıllar geçmesine rağmen bu tiyatro ekibiyle bağını koparmayan Esmer, bu kez ekibin Shakespeare’in Kral Lear’ını uyarlama girişimini, kadınların gündelik yaşamlarına ve dönüşümlerine de uğrayarak takip etmeye başladı. Kurmacayla belgeselin, sahnelemeyle hayatın sınırlarında gezen bu keyifli filmde, kadınların kendi hayatlarından izler taşıyan Kraliçe Lear’ın, Mersin’in 30 ücra dağ köyünde sahnelenmesine eşlik ediyoruz. M.M.

9. Peri: Ağzı Olmayan Kız

Kısa metraj korkularla kariyerine başlayan Can Evrenol, Baskın ve Ev Kadını uzun metrajlarıyla Türkiye’de cinsiz tür sinemasının da yapılabileceğine dair umudumuz olmuştu. Cem Özüduru’nun Perihan isimli çizgi romanından serbestçe uyarladığı Peri: Ağzı Olmayan Kız; Evrenol’un önceki korkularından farklı bir çizgide, 90’lar macera filmlerini andıran bir post apokaliptik çocuk masalı. İ.T.

8. Görülmüştür

Serhat Karaaslan’ın bu ilk uzun metraj filminde Berkay Ateş’in hayat verdiği Zakir, bir cezaevinin mektup okuma komisyonunda çalışır. Komisyonda çalışanlar, sorun teşkil edebileceğinin düşünüldüğü politik kelimelerin üstünü çizmekle görevlidir. Film boyunca takip ettiğimiz Zakir, gittiği bir yazarlık kursundan verilen ödev için mektuplardan birinden Selma adındaki genç bir kadının fotoğrafını çalar. Dikkatini çeken bu fotoğraf, Zakir için gizli bir takibi ve bir takıntıyı başlatır. M.M.

7. Aidiyet

Burak Çevik’in aykırı ve masalsı ilk uzun metrajı Tuzdan Kaide ardından ailesinde yaşanmış bir cinayetten yola çıkarak yazıp yönettiği Aidiyet, Türkiye’nin güçlü bir auteur adayı olduğunun sinyalcisi niteliğinde. Prömiyerini 2019 Berlinale Forum’da yapan ve izleyicisini yaşam-ölüm-aşk üçlüsü çevresinde bir transa davet eden film; Türkiye’de ilk kez Adana Altın Koza Festivalinde gösterildikten sonra, 7. Boğaziçi Film Festivalinin Ulusal Yarışmasında En İyi Film Ödülü’nün sahibi olmuştu. İ.T.

6. Küçük Şeyler

Küçük Şeyler, Kıvanç Sezer’in lüks konutlar ekseninde üç farklı sınıftan hikâyelere değinmeyi amaçladığı üçlemenin ikincisi. Film, temel olarak neoliberalizmin sürekli yükselme vaadine karşın güvencesizliğini ve beyaz yakalı işçilerde yarattığı yabancılaşmayı hem mizahi hem de trajik bir üslupla gözler önüne seriyor. Neoliberalizmin mantığa sığmayan dünyasını absürd bir anlatıyla tiye alan filmde, orta sınıfa ait olan bir çiftin bu yabancılaşmanın etkisiyle çatırdayan hikâyesine şahit oluyoruz. M.M.

5. Nebula

Ölü bir at, kurban edilen bir koyun, kanat çırpan bir güvercin…Tarık Aktaş’ın ilk filmi, insan ve doğanın, ölüm ve yaşamın ilişkisine dair büyüleyici bir deneyim sunuyor. Küçük bir çocukken bulduğu ölü atın sancılı bir süreç ve zorlu bir mesaiyle araziden kaldırılmasına tanık olan Hay’ın yollarının yaşamının farklı dönemlerinde doğadaki farklı yok oluş ve meydan okuyuşlarla kesişmesini anlatan Nebula, Locarno’da başlayan festival turnesi boyunca Türkiye sinemasını başarıyla temsil etti. E.E.

4. Nuh Tepesi

Cenk Ertürk’ün 2016 yılında Cannes Film Festivali’nin Cinefondation Residance programına kabul edilen ilk uzun metrajı, dünya prömiyerini yaptığı 18. Tribeca Film Festivali’nden 2 ödülle dönmüştü. Masum dizisinde tadı damağımızda kalan performanslarıyla Haluk Bilginer ve Ali Atay’ı arası açık baba-oğul rolüne taşıyan film, 2019’un bize en güzel sürprizi. Kamera önünde olduğu gibi kamera arkasında da etkileyici bir ekibi bir araya getiren filmin kurgusunu, Lanthimos filmlerinden hatırlayacağımız Yorgos Mavropsaridis yapmış. İ.T.

3. Aşk, Büyü vs.

Ümit Ünal’ın incelikli anlatısıyla buluştuğumuz son filminin başrolünü Selen Uçer ve Ece Dizdar paylaşıyor. Ünal’ın “Filmin iki kadının arasında yaşanan aşkla bir derdi yok, filmin asıl omurgasında sınıf çatışması var.”, dediği Aşk, Büyü vs., bu çatışmanın altını çizerken, yıllar önce ayrılmak zorunda bırakılan âşık iki kadının yıllar sonra tekrar yollarının kesişmesini ele alıyor. Aşkın, farklı sınıfsal koşullarda farklı sonuçlar doğurduğuna temas eden filmde bir odak da inanç meselesi oluyor. M.M.

2. Kronoloji

Uluslararası prömiyerini Kore’deki Uluslararası Busan Film Festivali’nde yaparak 2019’un ses getiren filmlerinden olan Ali Aydın imzalı Kronoloji’nin başrollerinde Birkan Sokullu ve Cemre Ebuzziya yer alıyor. Çocukları olmayan bir çiftin çözülüşüne odaklanan filmde, çocuk sahibi olamadığı için “suçlanan” ve ataerkil toplum yapısının baskısı altında sıkışan Nihal, bir anda ortadan kaybolur. Polisle birlikte Nihal’i aramaya başlayan Hakan, ilişkileriyle ilgili gerçeklere çarpmaya başlar. M.M.

1. Kız Kardeşler

Emin Alper, prömiyerini Berlinale’de yaptıktan sonra İstanbul Film Festivali’nde ödüle boğulan filminde, bizi Anadolu’nun herhangi bir köyüne, herhangi bir hanesine sürüklüyor. Bir yanda kasabaya besleme olarak gidebilmek için birbiriyle rekabete girmiş üç kız kardeş, bir yanda çilingir sofrasında onların kaderini belirlemek için çene çalan bir grup erkek, bir yanda gecenin karanlığında olacakları merakla, heyecanla ve endişeyle izleyen, her şey bir masalmış gibi dikkat kesilen biz… E.E.