2024: En iyi 10 dram dizisi
Yazı: Burcu Teker, Elif Yılmaz, Korcan Derinsu, Melikşah Altuntaş, Melis Tire, Olcay Özer
Başarısız bir komedyenin saplantılı stalker’ı, 17. yüzyıl Japonya’sında politik entrikalar, ebeveyn olma arifesinde bir eşcinsel çift… Dram dizileri seçkimizde yalnızca ekran macerasına 2024’te başlamış yapımlara yer verildiğini belirtelim; sıralama alfabetik.

Baby Reindeer (Netflix)
Başarısız bir komedyen olan Donny, yarı zamanlı olarak çalıştığı bara gelen, gözyaşları içerisindeki Martha’ya çay ikram eder ve ne olursa bundan sonra olur. Martha, Donny için günbegün artan bir tehdide dönüşür, onu saplantı hâline getirir ve bir daha ikisinin de hayatı eskisi gibi olmaz. Yılın ödül rekortmeni, izleyici ve eleştirmen favorisi Baby Reindeer; bir “stalker” hikâyesi olarak başlayıp dallanıp budaklıyor ve bambaşka yerlere gidiyor. Her bölümünde yeni bir katmana kavuşuyor, seyirciyi de duygudan duyguya sürüklüyor. Bazen kara komedi bazen gerilim bazen de dram ağır basıyor ama bütününde hepsi çok dengeli kullanılıyor.

Disclaimer (Apple TV+)
Belgesel yönetmeni olan Catherine; önce oğlunu, sonra eşini kaybetmiş zorunlu öğretmen emeklisi Stephen ile 90’lı yılların sonunda kız arkadaşıyla İtalya’ya seyahate çıkmış Jonathan’ın perspektifinden, üç ayrı koldan izlemeye başladığımız hikâyenin kahramanları henüz ilk bölüm tamamlanmadan kesişen yollarda buluşuyor ve bu andan itibaren Disclaimer, merak ve gerilimle takip ettiğimiz bir “geç kalmış adalet yolculuğu”na dönüşüyor. Alfonso Cuarón, insanlık tarihinin en eski sınavlarından kibir ve önyargıyla mücadelemizi didiklerken; izleyicisini vicdani duyguları üzerinden, sömürüye asla kaçmayıp aksine bizi kendimize karşı bilenmemize neden olacak bir yerden sınıyor.

A Gentleman in Moscow (Paramount+)
Amor Towles’ın 2016’da yayımlanan aynı adlı romanının küçük ekran uyarlaması. Üst sınıfı eleştirdiği ve kraliyet ailesinin amacını sorguladığı iddia edilen şiiri sebebiyle Bolşevik mahkemesinin ömür boyu hapis cezasına çarptırdığı aristokrat Alexander Rostov’un; hücreye dönüştürülmüş şaşalı bir otelin sınırları içinde kendine kurduğu, beklenenin aksi yönünde gelişen yaşamına odaklanıyor. Sakin bir tempoda açılan dizi, sabırlı seyircisini ödüllendiren cinsten. Fargo’nun üçüncü sezon çekimleri sırasında tanışıp ilişkilerini resmiyete döken Ewan McGregor ve Mary Elizabeth Winstead çifti arasındaki kimya ise yapımın enerjisini epey üst seviyelere taşımış.

Kuvvetli Bir Alkış (Netflix)
Ailenin işlevi nedir? Çekirdek aile de ne ola? Hafıza bize ne yapar? İçe atma eylemi ömrümüzden ne kadar yer? Seçimlerimiz ne kadar serbest, ne kadar sınırlı, ne kadar başkalarına bağlı? Berkun Oya’nın yazıp yönettiği Kuvvetli Bir Alkış, bir anne – baba ve doğmak üzere olan çocuklarıyla tanıştırarak başladığı, on yıllara yayılan anlatısında ailenin hem kendi içindeki hem de her bir ferdinin, bu çeperin dışında olan bitenle çatışmalarına bakan bir absürtlük vadediyor. Dramaya katık bu absürt komedi, hikâyenin varoluşsal sorgulamalara alan açmasında oldukça işlevsel bir unsur olarak yer edinirken, ağır temalara sahip anlatı için dengeyi de büyük oranda sağlıyor.

La Máquina (Hulu / Disney+)
30. Critics’ Choice Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Dizi kategorisinin adayları arasına giren, bu Meksika menşeli ve tamamen İspanyolca spor draması; Y tu mamá también (2001) ile şöhrete kavuşan Gael García Bernal ile Diego Luna’yı tekrar buluşturmasının yanında, Hollywood’un yükselen yıldızı Eiza González’i de kadrosunda barındırıyor. Esteban “La Máquina” Osuna, kariyerindeki ağır hezimetin ardından boks dünyasında en dip noktaya savrulmuş, menajeri Andy Lujan ise onu yeniden zirveye taşıma planları yaparken; bir örgütün ortaya çıkışı, Esteban’ın rövanş maçını ölüm kalım meselesi hâline getirir. Her ne kadar ikinci yarısında kimi tempo sorunları yaşasa da barındırdığı dört başı mamur oyunculuk performansları nedeniyle yılın es geçilmemesi gereken işlerinden La Máquina.

Lost Boys & Fairies (BBC)
Cardiff’in kuir kulüp mekânı Neverland’de sahne alan Gabriel ile muhasebeci partneri Andy’nin evlat edinme serüvenlerinin hem yürek burkan hem de tebessüm ettiren öyküsü. İki âşık, yedi yaşındaki Jake’e ebeveynlik yapmaya başlamadan önce sosyal hizmet uzmanı Jackie’yi bu göreve uygun olduklarına ikna etmeleri gerekirken; eşcinsel olmanın çoğunlukla günah olarak kabul gördüğü bir toplumda büyümüş Gabriel, bir ebeveyn olarak özsaygısını kazanabilmesi adına yüzleşip aşması gereken bazı konular olduğunu fark ediyor. Kimliğimiz, içsel yolculuklarımız, dünyadaki yerimiz, yaş almak, ebeveynlik, travma, kefaret, aşk ve sevgi üzerine bu müzikli drama; yer yer karnınıza indirilmiş bir yumruk gibi hissettiriyor.

Mr Bates vs the Post Office (ITV)
Britanya hukuk tarihindeki en büyük adaletsizliklerden biri olarak nitelenen Postane Skandalı’nı merkezine alan dört bölümlük mini seri, 1999-2015 arasında Horizon isimli yazılımdan kaynaklanan hatalar sonucu hiçbir kusuru olmayan 1000’e yakın çalışanın hırsızlık, dolandırıcılık ve sahte mali tablolar ile itham edilerek hapis cezasına çarptırılmaları ve hayatlarının karartılması gerçeğinin üzerine gidiyor. Hâlâ soruşturmalar ile mücadele edenlerin yanı sıra isimleri aklanmadan hayatını kaybeden çalışanların da adalet arayışına ortak eden dizi, Birleşik Krallık televizyonlarının geçtiğimiz yıldaki kalburüstü yapımlarından biri olarak kabul görürken, ülkesinin kamuoyunda büyük yankı da uyandırdı.

One Day (Netflix)
Emma ve Dexter’ın hikâyesi 15 Temmuz 1988’de üniversite mezuniyet partisinde başlıyor ve her yıl aynı günde, 15 Temmuz’da izleyiciyi hem karakterlerin evrimine hem de birbirleri üzerindeki etkilerine ortak ediyor. Farklılıklara rağmen beklenmedik bir bağ kuran Emma ile Dexter, geçirdikleri ilk gecenin ve günün ardından kendi yollarına gidiyor ve arkadaş kalmaya karar veriyorlar. Dizi, her iki karakterin de inişlerini ve çıkışlarını zaman döngüsü içinde anlatıyor ve günün sonunda yalnızca kendilerine ait sanılan bu değişimlerin aslında birbirlerini de nasıl dönüştürdüğünü yalın bir dille ve farklı şehirlerin görsel şöleniyle aktarıyor. İlişkilerin karmaşıklığını dokunaklı ve düşündürücü bir şekilde ele alan One Day; izleyicinin rehavete kapılmadan, sonuna kadar izlemesini sağlayan bir yapı kuruyor.

Say Nothing (FX / Hulu / Disney+)
Kayıp, ihanet, dayanıklılık, suçluluk, öfke ve pişmanlık… Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını savunan İrlanda Cumhuriyet Ordusu’nun (IRA) hikâyesini, korku ve paranoyanın hüküm sürdüğü 40 yıllık bir süreç üzerinden anlatan Say Nothing; 1972’de evinden kaçırılan ve bir daha canlı görülmeyen on çocuk annesi Jean McConville’in kayboluşuyla açılıyor ve devamında yaşananları, gerilla ile İngiltere silahlı kuvvetleri arasındaki şiddetli mücadele ve yansımaları üzerinden aktarıyor. Gri alanlarda ustalıkla dolaşan dizi aynı zamanda isminde de geçen sessizlik kavramını toplumsal baskı ve kişisel travmalar bağlamında farklı açılardan ele alıyor, sessizlik yemininin duygusal ve psikolojik bedellerinin derinine iniyor.

Shōgun (FX / Hulu / Disney+)
17. yüzyılda, yüzyılı belirleyen bir iç savaşın eşiğinde, Japonya’dayız. Hiroyuki Sanada’nun harika bir performansla canlandırdığı Lord Yoshii Toranaga, Naipler Konseyi’ndeki rakipleri kendisine karşı güç birliği yaparken hayatta kalma mücadelesi vermekte. Yakınlarda bulunan bir balıkçı kasabasında karaya oturan esrarengiz bir Avrupa gemisinin İngiliz dümencisi John Blackthorne ise hem kendi düşmanları olan rahipler ve tüccarların etkisini sarsacak hem de Toranaga’nın iktidar dengesini değiştirebilecek kritik bilgilere sahip. James Clavell’in ünlü romanına dayanan, Emmy ve Altın Küre başta olmak üzere sezondaki ödülleri silip süpüren Shōgun; etkileyici bir dönem portresi çizmekle kalmayıp, hem feodal Japonya’daki siyasi gerilimleri hem de karakterlerin kişisel ikilemlerini katmanlı bir bütünlük içinde yansıtıyor.
Değerlendirme: Aylin Güngör, Bahar Çuhadar, Banu Üsküdarlı, Barbaros Altuğ, Beyza Yıldırım, Biçem Kaya, Burcu Teker, Cem Kayıran, Deniz Bankal, Deniz Cuylan, Ekin Sanaç, Elif Öz, Elif Yılmaz, Esin Çalışkan, Ezgi Oğraş, J. Hakan Dedeoğlu, Kiraz Mısırlıoğlu, Korcan Derinsu, Mehmet Ekinci, Melikşah Altuntaş, Melis Tire, Meltem Demiraran, Merdan Çaba Geçer, Olcay Özer, Öykü Naz Gümüş, Sadi Güran, Şevval Öztemur, Sezen Sayınalp, Utkan Çınar, Zelal Buldan, Zeynep Naz Günsal