3 SORU: Erinç Seymen - "Homo Fragilis"

Erinç Seymen’in yeni solo sergisi Homo Fragilis, Zilberman Galllery’nin Mısır Apartmanı’nda bulunan ana sergi mekanında ziyarete açıldı. Latince “Kırılgan İnsan” anlamında gelen Homo Fragilis Seymen’in güven ve refah gibi vaatlerin üzerine inşa edilen toplumsal ortak yaşam akdinin yapıtaşlarını kaldırıp altında ne gibi menfaat ve mülkiyet ilişkilerinin yattığına baktığı bir sorgulama ağı yaratıyor.

Seymen’in daha önceki sergilerine de paralel olarak pentür, desen, video, heykel, ses gibi malzemelerle oluşturduğu işlerin bir araya geldiği sergi 4 Kasım’a kadar ziyarete açık kalacak.

Röportaj: Yetkin Nural – Fotoğraf: Kayhan Kaygusuz

Bu sergiden önce bilmediğin bir bilgi?
Sık sık karşılaştığımız korkusuzluk öğüdünün gerçekçilikten uzak ve zehirli bir palavra olduğunu, daha önemlisi, makul miktarda korkunun birçok meslekte hayat kurtardığını yeniden öğrendim. Sergide resim, desen, video ve baskıların yanında, Murat Balcı’yla beraber ürettiğimiz bir heykel de var. Heykelin üretimi için belli aralıklarla bir arkadaşımızın marangozhanesinde çalıştık ve bu sayede gördüm ki gözümüze en kaba görünen mobilyanın arkasında bile muazzam bir emek ve yüksek iş kazası riski var; nitekim atölyesinde çalıştığımız arkadaşımız da ucuz atlattığı bir kaza geçirdi. Dağcılıkla uğraşan bir başka arkadaşım dağa tırmananların kontrol edilebilir dozda bir korkuyu hep muhafaza etmesi gerektiğini, bu sayede tedbiri elden bırakmayacaklarını söylemişti. Bu prensibin sadece dağcılıkta değil, birçok iş alanında önem taşıdığını şimdi daha iyi kavrıyorum.

Bu sergiye hazırlanırken aklında sürekli dolaşan bir düşünce?
Mülkiyet ilişkilerinin, aile mefhumu, ulusal aidiyet, ortak kültürel kimlik gibi “maneviyat” ilişkileri tarafından nasıl perdelenebildiği üzerine sık sık düşündüm. “Biz”e ait bir ev, toprak parçası, maddi birikim, hiç de manevi ortaklıkların, sevgi bağının doğal sonucu olmayabilir. Örneğin ortak yaşam sürdürmekte karar kıldığınız ya da mecbur kaldığınız bir insan topluluğunun bütünlüğü bir başka insan topluluğunun bütünlüğünü ve kendini devam ettirme hakkını tehdit ettiğinde hangi değer baskın çıkacak? Ulusal aidiyet mi, yoksa duymaya çok alıştığımız “insan sevgisi” mi? Bu yol ayrımındaki kişiler, ait oldukları ulusların maddi menfaatlerini (çünkü maddi menfaatler kendini devam ettirme hakkına sıkı sıkıya bağlıdır) kollamak uğruna, sahiplendiklerini iddia ettikleri “evrensel” değerleri bir kenara itebiliyor ve bu değer çatışmasını “ulusal birlik” lehine sonlandırabiliyorlar. “Biz onlardan daha önemliyiz” ama her an bir başka mülkiyet anlaşmazlığı da bu “biz”i her ayrıştırıp zıt cephelere itebilir. Bu gibi krizleri incelemek, “biz” tariflerini mülkiyet ilişkileriyle beraber ele almak için çok elverişli.

Bu sergiden sonra yapmak istediğin ilk şey?
Bütün Quay Brothers filmlerini yeniden izlemek. Onların filmleri, ömrüm boyunca benim en kıymetli ve en güvenli sığınaklarım arasında yer alacak.

rsz_copy_of_esy_038
Konfor Alanı A, 2016, Kağıt üzerine mürekkepli kalem
er1
Misafir, 2017, Kağıt üzerine mürekkepli kalem 
er3
Bir Cennet için Eskizler: Nova Atlantis, 2013, Kağıt üzerine serigrafi
er4
Bir Cennet için Eskizler: Uzak Bir Tehdit, 2013, Kağıt üzerine serigrafi
Homo-Fragilis-installation-view-08
Homo-Fragilis-installation-view-01