3 soruda M’hammed Kilito ve Fas’ın kırılgan vahaları

Kazablanka’da yaşayan belgesel fotoğrafçı M’hammed Kilito, 2020’den bu yana bir National Geographic kâşifi. 

Bireyler ya da topluluklar ile yaşadıkları çevre arasındaki ilişkiyi araştıran bir pratikle çalışıyor M’hammed Kilito. Kültürel kimlik, çalışma sosyolojisi ve iklim değişikliği gibi konuları kapsayan ve bu ilişkinin anlaşılmasını kolaylaştıran anlatılar yakalamak, temel motivasyonu.

Before it’s gone serisi, Fas’taki vaha bozulmasının yarattığı karmaşık ve çok boyutlu sorunlara dikkat çeken uzun soluklu bir proje. M’hammed Kilito, bunun bölgedeki nüfus üzerindeki etkisine odaklanarak vahalardaki yaşamı belgeliyor. Söz konusu proje, Fas’taki göçebe kültürünün somut olmayan mirasının yanı sıra vaha ekosisteminin korunmasına dair bir çağrı.

M’hammed Kilito, işlerine dair 3 soruluk anketimizi yanıtladı.

Birileri işlerindeki mekânlarda gezinecek olsa nasıl sesler duyardı? Burada biriyle karşılaşsa, bu nasıl biri / kim olurdu? Ne söylerdi?

İzleyiciler, çölün kulakları sağır eden sessizliğinin zıt seslerini ve vahaların geleneksel sulama yöntemleri aracılığıyla sakince damlayan suları, rüzgârın salladığı palmiye yapraklarının hafif hışırtısını ve tarlalardaki işçi şarkılarının melodilerini deneyimleyecek. Ayrıca onları istekli bir şekilde evlerine çay içmeye davet edecek ve canlı kültürlerinin hikâyeleriyle aydınlatacak sıcakkanlı ve misafirperver insanlarla tanışma fırsatı yakalayacaklar.

İşlerin üzerinde çalışırken odaklanmana ya da ilham almana destek olan ritüel, rutin ya da metotların var mı? 

Her şey, birlikte çalışmak istediğim topluluklarla vakit geçirmem ile başlıyor. Onlara sorular soruyorum ve ayrıca bana ilham veren hikâyelerini de dinliyorum. Belirli bir ritüeli takip etmiyorum, ancak genellikle sabah erken ve öğleden sonra, ışığın belirlediği saatlerde çalışıyorum.

İşlerinde dokunmayı sevdiğin duygular, fikirler ya da araştırıp derinleştirmeyi arzu ettiğin bazı sorular neler?

Bir belgesel fotoğrafçısı olarak küresel toplumda yüzleştiğimiz engellerin yanı sıra dünyanın güzelliklerini ve karmaşasını yakalamak konusunda tutkuluyum. Vahaların baş ettiği krizleri öğrendiğimde bu konuyu belgelemeye dair ivedi bir ihtiyaç hissettim.

Vahalar ve sakinlerinin hikâyesini paylaşmaya dair bir arzu duydum. Bu kompleks ekosistemlerde yaşayan insanlar pek çok şey ile baş ediyor. Kuraklık, çölleşme, su kıtlığı ve doğal kaynakların olandan fazla kullanılması bunlara örnek verilebilir. Bu sorunları lensim üzerinden paylaşmak istedim; bu çevrenin güzelliğini ve kırılganlığını ortaya çıkarmaktı niyetim. Vahalarda yaşayan insanların bu dayanıklılıklarını ve adaptasyonlarını sergilemek istedim.

Amacım, vahaların önemine dikkat çekmek ve gelecek nesiller için onları korumanın gerekliliği konusunda farkındalık yaratmak. Umarım fotoğraflarım, izleyicileri ve karar mekanizmalarını bu olağanüstü habitatı takdir etmeye ve onu korumak için harekete geçmeye teşvik eder.

Çeviri: Aybüke Sanuç