3 soruda Yuki Uebo ile neon kaoslara yolculuk

Tokyo’nun gündeliğinden ilham alan ortam ve manzaraları kendi dokuları, renkleri ve desenleri ile yeniden yaratan illüstratör Yuki Uebo, izleyicisini çıplak bisiklet sürme eylemlerinden podyuma, törenlerde çekilmiş toplu fotoğraflardan ofis egzersizine taşıyor. Küçük alana sığmayı başaranları resimleyerek içinde kaybolma arzusu uyandıran kalabalıkları ve kaosları anlatıyor. 

Yuki Uebo’dan üç soruda illüstrasyon pratiğini dinledik.

SUMO

İşlerinde dokunmayı sevdiğin duygular, fikirler ya da araştırıp derinleştirmeyi arzu ettiğin bazı sorular neler?

İşlerim sıklıkla “yoğunluk” kavramından ilham alıyor. Tokyo’da doğup büyüdüğüm için kalabalık insan grupları benim gündeliğimin bir parçası oldu hep. İllüstrasyonlarım da insanların ve nesnelerin bir araya gelmesinin bana hissettirdiği güçten ilham alıyor. Kalabalık trenler, kalabalık evler, yoğun ve renkli sokaklar, farklı yemeklerle dolu küçük bent kutuları, çok fazla metin içeren tabelalar, vs. İnsanların ve şeylerin küçük alanlarda bir araya gelişi Tokyo’da oldukça sık rastlanan bir manzara ve bu manzara benim her günümün bir parçası. O yoğunluğu resimlerime taşımayı çok seviyorum. Bu sayede kendimi evimde hissediyorum.

Bana ilham veren şeyler daima günlük hayatımın içinden geliyor. Örneğin kısa süre önce, 70 sene önce büyükbabamın çektiği aile fotoğraflarını buldum ve sonrasında Japon düğünleri ve cenazelerinde çekilmiş toplu fotoğraflardan bir seri yarattım. Herkesin aynı yöne dönük olduğu ve hafif gergin bir ifadeyle objektife baktığı eşsiz anlar üzerine çalıştım. Farklı karakterlerin bir araya toplandığı grup fotoğraflarının ayrı bir enerjisi olduğuna inanıyorum. Bence hissettiğim bu yoğunluk da Japonluğum ve kimliğimle bağlantılı.

İnsanların senin ve / veya işlerin hakkında en çok bilmesini istediğin şey nedir?

Japon stereotipleri illüstrasyonlarımın bir diğer ortak konusu. Birkaç senemi İngiltere’de öğrenci olarak geçirmem dışarıdaki insanların Japonya’ya bakışını merak etmeme sebep oldu. Google’a “Japonya illüstrasyonları” yazdığımda karşıma KIMONO, GEISHA, SUMO, MANGA gibi stereotipler çıkıyor. Bunlar benim gündelik hayatımın birer parçası değil. Ama yabancılar arasında çok popülerler. Benim için yeni ve ilginç şeyler. Japon kültürüne dair bu fantastik imgeleri Japon kültürüne dair gerçek deneyimlerimle bir araya getirmekten keyif alıyorum. 

Kendini ait hissettiğin başka bir yer ya da hayatının bir döneminde ziyaret ettiğin, işlerin üzerinde derin etkisi olan bir mekân var mı? Neresi ve neden?

Doğduğum ve büyüdüğüm şehir olan Tokyo’dan başka bir yer yok. Tokyo’nun ne kadar benzersiz olduğunu Tokyo’dan uzakta yaşadığım dönemde fark ettim. Tokyo’daki kaos ve kalabalık çok farklı bir kültür. Yeni illüstrasyonlarım için fikir üretirken tren istasyonları, trenler, süpermarketler gibi içinden sık sık geçtiğim mekânlara başkalarının perspektifinden bakıyorum. İllüstrasyonlarım tamamen Tokyo’da yaşadığım gündelik hayatın birer yansıması.

Stranger’s Wedding
Stranger’s Funeral
School Trip
Naked Bike
Morning routine in Japanese company
Fashion Show
Dressing up in a Kimono
Liberty
Beatles Fans
Conveyor Belt Sushi
Gion Festival in Kyoto
The beauty of Noh
My great grandmother and her friends