40 gün 40 gece “dans”: “Maraton”

Moda Sahnesi’nin dans tiyatrosu Maraton; canlı yayınlanan bir dans yarışmasını konu ederken; sahneyi adeta bir stüdyoya çeviriyor. Yılmaz Sütçü’nün nefis sunumu ile hicvini derinden hissettiren oyun; sezonda yakalanması gereken işlerden biri olarak öne çıkıyor.

Yazı: Hande Sönmez

Moda Sahnesi’nin bu sezonki yeni işlerinden biri olan Maraton; sistemin çarklarının dönmesine hizmet ederken, katılımcılarını insanlıktan çıkaran yarışmalardan birini; bir dans maratonunu sahneye taşıyor. İlk dakikadan itibaren seyirciyi sadece oyunun değil, bu dans maratonunun da seyircisi yapan oyunda; kırk gün boyunca sadece iki saatte bir on dakika dinlenerek dans etmek zorunda olan bir yarışmacı çiftin serüvenine tanık oluyoruz.

Biri “dans edenleri” gözetliyor 1990’ların sonlarına doğru ülkemizde de yükselen trendlerden biri olan bilgi dışı yarışma programları birbirinden farklı pek çok formatla ekranlara gelmişti. Bir evin içinde yüz gün yaşaması için on beş yarışmacıyı bir araya getiren Biri Bizi Gözetliyor’dan tutun da bir arabanın üzerine koyduğu elini çekmeden en uzun süre dayanabilenin bir arabayla ödüllendirilmesini (araba, deyim yerindeyse üstüne yapışanın oluyordu) izlediğimiz Dokun Bana ve nicelerine senelerdir tanık olduk, olmaya da devam ediyoruz. Polemik yaratan formatların da reytinglerinin ve elbette getirdiği kazancın çok daha iştah kabartıcı olduğu bir gerçek. Kaynana programları, yemek yarışmaları, evlilik programları derken yarışmalarla ünlenen pek çok fenomenin türemesiyle de yarışmalara hem katılmak hem de katılımcıları bir takım tutarmışçasına takip etmek bir nevi moda haline geldi. İşte Maraton da seyirciye kırk günlük bir dans maratonunu içeren bir yarışmayı sunuyor. 2019’a yarışır şekilde bu yarışma bir televizyon kanalından değil Youtube ve bir başka video sitesinden daha canlı yayınlanıyor. Kırk gün boyunca dans etmek zorunda kalan çiftin yarışma boyunca fiziksel ve psikolojik durumundaki değişim de adım adım gerçekleşiyor.

Yılmaz Sütçü bir yıldız Seyirci olarak yanlış yere geldiğinizi düşündürecek kadar deneyimin parçası olduğunuz Maraton’da üstüne en çok iş düşen kişi yarışmanın sunucusu rolündeki Yılmaz Sütçü. Hedwig ve Angry Inch’teki nefis performansıyla akıllara kazınan Sütçü; Maraton’da da tam bir şovmen olarak karşımıza çıkıyor. 80 dakika boyunca hem yarışmayı hem de oyunu o canlandırıyor, geriyor, gevşetiyor. Bu noktada dansçıların (İlke Kodal ve Tolga İskit) dirençlerinin giderek düşmesini izlerken metnin gücünden biraz daha fazla yararlanılabileceğini düşünenlerdenim. Fiziksel olarak belirgin biçimde düşen yarışmacı çiftimizin hissettiklerini daha detaylı dinlemek şahane olurdu ama bu haliyle de son derece iyi performanslar sunuyorlar ve fiziksel olarak ödevlerini hakkını vererek yerine getiriyorlar. Unutmadan; sahnede oyunculara eşlik eden orkestranın varlığı da oyunu yükselten unsurlardan biri olarak öne çıkıyor.

Sezon bitmeden yakalayın Ülkece önce televizyon şimdi internet başında tüketecek daha fazla içerik tüketmek için dakikalarımızı, saatlerimizi geçirdiğimiz bir gerçek. Üstelik internetin verdiği “kimliksiz”likle normalde kimsenin yüzüne sarf edemeyecekleri sözleri hiç tanımadıkları insanlara sarf eden bir güruh var. Bundandır ki göz önünde olmak artık daha yorucu ama tabii aynı ölçüde daha da kazançlı. Kazancı tercih edecek olan yarışmacılar var oldukça bu yarışmalar da absürtlük çıtasını şüphesiz ki hep en üste taşıyacak. Maraton; bunun gibi pek çok şeyi fark etmenizi sağlayarak sizi eve gönderiyor.

Gerilimi, komedisi ve hicvini tam dozunda tutan Maraton, üzerinde titizlikle çalışılmış, son derece iyi performanslara tanıklık ettiğimiz; yani kısaca iyi kotarılmış bir Moda Sahnesi oyunu daha… Sezon sonuna yaklaştığımız şu günlerde yakalamak için acele edin.