A'dan Z'ye: Can

Krautrock akımının öncü gruplarından biri olan Can’in ilham verici davulcusu Jaki Liebezeit, geçtiğimiz ocak ayında 78 yaşında hayatını kaybetti. Bu akşam Londra’daki Barbican Theatre’da Can’in kuruluşunun 50. yılı şerefine gerçekleşecek olan konseri yerinde izleyecek olmanın verdiği heyecanla, müziği bunca zaman içinde biraz bile eskimemiş olan ve her dinleyişte yeni keşifler vadeden efsanevi ekibi, “A’dan Z’ye” serimizde albümleri, unutulmaz performansları, kayıt stüdyoları ve ilham kaynaklarıyla hatırlıyoruz.

Yazı: Cem Kayıran, Busen Dostgül – İllüstrasyon: Deniz Pasha

ALL GATES OPEN
1979 yılında yayınlanan ve grupla aynı ismi taşıyan on birinci Can albümünün açılış şarkısı. Michael Karoli’nin yazdığı şarkı sözleri, grubun müziğinin oluşum sürecini de en sade şekilde özetliyor: “Tüm kapılar açıldı ve ritmin nereden geldiği belli değil / Zaman içinde nasıl çalmamız gerektiğini öğrendik / Tüm kapılar açıldı / Şimdi müzik, çıkardığımız seslerle harmanlanıyor.”

BARBICAN THEATRE
Avrupa’daki performans ve sanat merkezleri arasında en büyük mekânlardan biri olarak kabul edilen Barbican Theatre, sayısız klasik ve çağdaş müzik konserine ev sahipliği yapmasıyla da nam saldı. Londra ve BBC Senfoni Orkestraları’nın da evi olan Barbican Theatre’da 8 Nisan günü bir başka tarihi akşam yaşanacak. Can’in 50. yılı şerefine düzenlenecek olan The Can Project isimli gecede, grubun kurucularından Irmin Schmidt ve Malcolm Mooney, gecede Thurston Moore önderliğinde bir araya getirilen bir diğer Sonic Youth üyesi Steve Shelley, Tomaga üyeleri Valentina Magaletti ve Thomas Relleen, Ganalı ikonik müzisyen Pat Thomas ve My Blody Valentine’dan Debbie Googe’un da aralarında bulunduğu bir orkestrayla Can parçalarını seslendirecek.  Konserin açıklandığı zamanda henüz hayatta olan, ancak ocak ayında hayatını kaybeden Can davulcusu Jaki Leibezeit’ın da anılacağı etkinliğin bir diğer bölümündeyse Irmin Schmidt, Londra Senfoni Orkestrası’yla Can’in bazı temalarından ilham alarak yazdığı senfoniyi seslendirecek.

CANNIBALISM
Can’in üç albümden oluşan toplama albüm serisi Cannibalism’in ilk albümü United Artist etiketiyle 1978 yılında yayınlanmıştı. 1969 – 1974 yılları arasında kaydedilen parçaların bulunduğu Cannibalism I’da “Mother Sky”, “Halleluwah” gibi bazı parçalar daha kısa versiyonlarıyla yer almıştı. Serinin ikinci albümü, 1992 yılında Spoon Records etiketiyle yayınlanmış ve bu kez 1974 – 1981 aralığındaki Can kayıtlarından bir seçkiyi barındırmıştı. Cannibalism II’nun en önemli özelliği, daha önce hiçbir albümde yer almamış kayıtlardan olan “Melting Away”in bu albümle birlikte yayınlanması oldu. Cannibalism III, diğer albümlerden farklı içeriğiyle hem Cannibalism serisinin hem de Can diskografisinin en özel albümlerinden biri oldu. Irmin Schmidt, Holger Czukay, Michael Karoli ve Jaki Leibeziet’ın 1979 – 1991 yıllarında solo olarak kaydettiği parçalardan bir seçki, Cannibalism III’de yer aldı.

DUNCAN FALLOWELL
İngiliz yazar Duncan Fallowell, ilk sayısı 1828 yılında yayınlanan The Spectator dergisinin ilk müzik yazarı olarak biliniyor. Kariyeri boyunca birçok farklı alanda üretimlere imza atan Fallowell, Damo Suzuki’nin ayrılmasının ardından grubun yeni solisti olmak üzere davet edilmiş. Bunu ruhani sebeplerden ötürü reddeden Fallowell, ünlü Can şarkısı “Dizzy Dizzy”nin sözlerinin yazarı. Can’in kurucularından Irmin Schmidt’in fantastik operası Gormenghast’taki şarkıların sözleri de Duncan Fallowell imzası taşıyor. Ayrıca Tago Mago albümünün 40. yılı için hazırlanan özel basımında Fallowell’in 1972 yılında Melody Maker’a yazdığı makale de yer alıyor.

EIN GROSSER GRAUBLAUER VOGEL
Thomas Schamoni’nin yönetmenliğini üstlendiği 1970 yapımı film Ein Grosser Graublauer Vogel’in müzikleri Can imzası taşıyor. Irmin Schmidt, filmdeki ajanların kullandığı elektronik ekipmanlardan yola çıkarak grupça yarattıkları ilginç ses bütünlerini filmin çeşitli noktalarına yerleştirmiş. Aynı zamanda grubun Soundtracksalbümünde yer alan ve bugüne kadar en çok cover’lanan şarkılarından olan “She Brings The Rain” de ilk kez bu filmde yer almıştı.

FUTURE DAYS
Can diskografisinde önemli bir yere sahip olan ve Damo Suzuki’nin yer aldığı son Can albümü olan Future Days, krautrock akımının en kült kayıtları arasında yer alıyor. Özellikle ambient unsurların daha baskın şekilde hissedildiği albümün yaklaşık yirmi dakika uzunluğundaki şarkısı “Bel Air”, birçok müzik otoritesi tarafından içinde barındırdığı zengin ses dünyasıyla Can’in en etkileyici şarkılarından biri olarak gösteriliyor.  Albümdeki şarkılardan “Moonshake”in İngiliz grup Moonshake’e de ilham verdiği biliniyor.

GÜNEY FRANSA
1986 yılında Can üyelerinin uzun bir aranın ardından bir araya geldiği Rite Time albümünün kayıtlarına ev sahipliği yapan Nice şehrinin de içinde bulunduğu Güney Fransa, 2008’den bu yana grubun kurucularından biri olan Irmin Schmidt’in yaşadığı yer. Can’in Inner Space isimli Köln yakınlarındaki stüdyosu dışında kaydedilmiş tek albümü olan Rite Time’da yer alan “Hoolah Hoolah” şarkısı, Malcolm Mooney’nin şu cümlesiyle hatırlanıyor: “They do wear pants in the southern side of France (Fransa’nın güney kısmında pantolon giyiliyor).”

holger-web

HOLGER CZUKAY
Can’in karakteristik müziğinin en önemli yapıtaşlarından biri olan Holger Czukay, birçok basçıya ilham olmuş olmasının yanı sıra erken dönem sampling denemelerinde de çığır açan isimlerden biri. 1968 yılında Can’i hayata geçiren kişilerden biri olan Czukay, 1977 yılında yayınlanan Saw Delight albümünde bas gitarı Rosko Gee’ye teslim etmiş ve yalnızca kaset bantları ve ses efektleriyle albümde yer almıştı. Ardından solo kariyerinde çeşitli coğrafyalardan etkileşimlerini ustaca ve kendine has şekilde harmanlayan Czukay, Jah Wobble’dan David Sylvian’a; U-She’den Bob Humid’e birçok farklı müzisyenle de albümler kaydetti.

INNER SPACE
Sayısız Can parçasının kaydedildiği stüdyo olan Inner Space, Köln yakınlarındaki Weilerswest bölgesinde bulunan bir sinema içinde 1971 yılının sonlarında kurulmuş ve Holger Czukay tarafından işletilmeye başlanmıştı. Bu günlerde kendilerini Inner Space ismiyle anan grup üyelerinin üzerinde durduğu bir diğer isimse The Can’di. 1978’de grubun ses mühendisi René Tinner tarafından işletmesi devralınan stüdyo, Can isminde karar kılınıp albüm yayınlanmasıyla birlikte The Can Studios olarak anılmaya başlandı. 1969 yılında yayınlanan ilk Can albümü Monster Movie’den 1979 çıkışlı Can’e kadar tüm albümlerin kaydedildiği stüdyo, mekânında kaydedilen son albüme de adını vermişti. Inner Space, Hollanda sınırına yakın Gronau şehrindeki Rock’n Pop Müzesi’nin içinde birçok detayı muhafaza edilmiş ve yeniden kurulmuş haliyle sergilenmekte.

jaki-web

JAKI LIEBEZEIT
22 Ocak 2017 günü 78 yaşında hayatını kaybeden efsanevi davulcu Jaki Liebezeit, Can’in müziğiyle özdeşleşen, adeta şarkıları nefes alıp veren birer canlıya dönüştüren davul çalışıyla müzik tarihinde kendine has bir yere sahip. Günümüzde tekrar yaygınlaşan motorik beat’lerin öncüsü olan Liebezeit, kendi müzisyenliğini “yarı insan, yarı makine” olarak tanımlıyordu. 1960’larda Hindistan, Türkiye ve Afrika’ya has ritimler üzerine eğitim alan Liebezeit, parçalara ustaca eklemlediği farklı etkileşimleriyle motorik müziği zenginleştiriyordu. Can’in yanısıra Depeche Mode, Burnt Friedman, Jah Wobble, Brian Eno, Michael Rother ve Phantomband gibi birçok müzisyen ve grupla kayıtlar yapan Liebezeit, son olarak geçtiğimiz yıl Robert Coyne’la kaydettiği I Still Have This Dream isimli albümü yayınlamıştı.

KENJI “DAMO” SUZUKI
Grubun ilk solisti Malcolm Mooney’nin yaşadığı psikolojik problemlerin ardından ABD’ye geri dönmesinden sonra Can kadrosuna katılan Japon müzisyen Kenji “Damo” Suzuki, doğaçlama vokalleri ve kimi zaman tamamen kafasından uydurduğu kelimeler kullanmasıyla kendinden sonraki jenerasyonlar için önemli bir ilham kaynağı oldu. İlk olarak grubun Soundtracks albümünde yer alan “Don’t Turn The Light On, Leave Me Alone” parçasında sesini duyduğumuz Suzuki, Future Days’in yayınlandığı 1973 yılında gruptan ayrıldı. 1980’li yıllarda Dunkelziffer ve Damo Suzuki’s Network gibi gruplarıyla müziğe dönen Suzuki, sıradışı performanslarına ve kayıtlarına hâlâ devam ediyor.

LANDED
Inner Space stüdyosunda kaydedilen Can albümlerinden biri olan Landed, grubun diskografisinin yedinci albümü. Altı şarkıdan oluşan albüm, Can’in müzikal yolculuğunda önemli bir kırılmanın da hissedildiği bir çalışma. Söz konusu kayıt, grubun daha sonraki dönemde etkisi daha da baskın şekilde hissedilen; kendine has pop elementlerinin ilk kez Can’in müziğinde duyulduğu çalışma. Prodüksiyonu Holger Czukay’a ait olan albümün CHRISTINE imzalı kapak görseli de Landed’a dair en güzel detaylardan biri.

Dosyanın tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:56’ya ulaşabilirsiniz.