Yeni olmasa da bir araya gelişi çok taze: Health'ten "Death Magic"
Health’in yeni albümünü ve geçmişini, gruba ortak bir sevgi besleyen üç arkadaştan dinliyoruz.
Yazı/sohbet: Cem Kayıran, Volkan Şenozan, Berk Çakmakçı – İllüstrasyon: Özgü Aydar
2015 şimdiye kadar hem birçok grubun uzun araların ardından yayınladığı albümler, kimi grup ve müzisyenin bugüne kadar dinleyicilerine göstermediği yüzlerini ve yeni arayışlarını yansıttığı albümler oldu. Ortaya bütün olarak etkileyici ve yoğun albümler çıktı. Los Angeles’lı ekip Health’in üçüncü uzunçaları Death Magic de bunlardan biriydi. Bugüne kadar yayınladığı albümlerde gürültüyü ana katman olarak belirleyen ama popüler müziğe olan ilgisini ve sevgisini de ufak detaylarla da olsa belli eden ekip, çok farklı köklerden etkileşimleri aynı kesede topladığı yeni albümünde, çiğnenmiş fikirleri, tahmin edilebilir yapıları kullanmaktan kaçınmıyor. Ama bunu kesinlikle kendilerine has ve hiç duymadığımız bir biçimde yapıyor.
Son albümünden bu yana altı yıl geçen Jake Duzsik, Benjamin Miller, Jupiter Keyes ve John Famiglietti dörtlüsü, üç yıl önce Max Payne 3 için hazırladığı oyun müzikleriyle karşımıza çıkmıştı. Health’in bol sürprizli ve bir o kadar da tatmin edici dönüşü, İstanbul’daki üç hayranını harekete geçirdi. Bant Mag. ekibinden Cem Kayıran, Volkan Şenozan ve Berk Çakmakçı’yla beraber Death Magic üzerine sohbete koyulmaya karar verdi. Bundan önce grubun önceki üç yayınını da masaya yatırmak kaçınılmazdı tabii ki. Berk Çakmakçı, grubun kendi ismini taşıyan 2007 tarihli ilk albümünü, Cem Kayıran ikinci Health albümü Get Color’ı, Volkan Şenozan’da grubun Max Payne 3 için hazırladığı soundtrack albümü kısaca anlattı ve ardından da yeni albüm üzerine biraz kafa patlattı!
Health (2007)
Health’in 2007 tarihli ilk albümü âdeta bir zaman kapsülü, dönemi hakkında ipuçlarıyla dolu. Y kuşağını ilkel davul ritimleri, takibi zor şarkı yapıları ve bu kaosun içinde var olması beklenmedik bir pop hassasiyetiyle tanıştıran Animal Collective, Black Dice ve Liars gibi grupların izinden ilerlemesine rağmen, yeni şeyler denemekten kaçınmayan bir albümHealth. 2000’ler ortası Amerikan bağımsız müzik sahnesinin gelişiminde hatırı sayılır bir rol oynayan konser mekânı The Smell’de kaydedilmiş, toplamda yarım saati bulmayan 11 şarkılık bir manifesto niteliğinde neredeyse.
Grubun Get Color ve Death Magic’te artan bir titizlikle harmanlayacakları dans müziği ve kulak kanatan gürültünün ilkel hâli “Glitter Pills” adı altında karşımıza çıkıyor. Aynı sene yayınlanmış ilk Crystal Castles albümündeki gotik versiyonuyla akıllara kazınan “Crimewave” ise, iki grubun da ilk single’ı olma özelliğini taşıyor. Benjamin Miller’ın melodik ama donuk vokalleri, şarkıyı herhangi bir noise rock şarkısı olmaktan öteye götüren temel unsur. Albümdeki diğer bir şarkıya adını da veren “Zoothorn” tekniğiyle (mikrofon ve gitar pedallarının birlikteliğiyle oluşan melodik fidbek) Health tutarlı bir ses dünyası yaratıyor. Bu teknik grubun sonraki albümlerinde de karakteristik bir rol oynamaya devam ediyor. Bir ısınma turu olarak görülebilecek ilk albüm, Health’i ilginç kılan detayların tohumlarının atıldığı albüm olarak dikkate değer.
Get Color (2009)
Noise sahnesinin dünyanın genelinde alışılmışın üstünde ilgi gördüğü, peşi sıra evde, depolarda, eski stüdyolarda kaydedilmiş arızası bol albümlerin yayınlandığı 2000’lerin ilk on yılının belki de en orijinal fikirlerini barındıran albümü Get Color olmuştu. Health’in ikinci albümü, gürültü estetiğini keyfine göre yoğurmayı alışkanlık ettiğini ispat eden dokuz şarkıdan oluşuyor. Albümün açılış şarkısı “In Heat”, Get Color’ın genelinde sizi ne tür bir koşturmacanın beklediğine dair ipuçları taşısa da ismini grubun menajerinden alan “Severin”, bir dönem röportajlarında “yaptıkları en anlamsız şarkı” olduğunu düşündüklerini dile getirdikleri “Death+” ve albümdeki her fikrin birer kırıntısının rahatlıkla seçilebildiği “We Are Water” gibi parçalar, ilk dinlemede bünyenizi bir hayli sarsabilecek ritmik düzenlemeler ve tekinsizliklerle dolu.
Albümün ilk single’ı olarak yayınlanan “Die Slow”, muhtemelen albümün dinlemesi en rahat şarkısı. Ağır başlı ve alışılmış Health şarkılarına nazaran altı dakikayı aşan süresiyle bir hayli uzun olan “In Violet” da, öncesinde dinlediğiniz sekiz şarkının getirdiği yorgunluk ve yoğunluğu üzerinizden almak üzere kurgulanmış, kırılgan vokal melodisi ve tekrarın getirdiği meditatif etkisiyle sizin albümden sonra günlük yaşantınıza en az hasarla devam edebilmenizi sağlayacak bir kapanış şarkısı. Get Color, o dönem yayınlanan birçok noise albümünün yarattığı, çiğliğin getirdiği düzensizlikten uzak duran, zekice tasarlanmış bir albüm. Özellikle albümdeki şarkılar canlı performanslarıyla daha da büyüyebildiklerinin altını çizmek gerekiyor. Get Color’ın ardından çıktıkları Avrupa turnelerinde uğradıkları İstanbul’da 45 dakika süren konserlerinde ortalığı birbirine katmışlardı! Sonrasında oyun müzikleri ve Death Magic’le daha cilalı bir tınıya doğru yelken açan ekibin, hem içselliğini hem prodüksiyon fikirlerini, müzikte arızayı arayan kulaklar için en etkileyici şekilde harmanladıkları albüm Get Color.
Max Payne 3 OST (2012)
Rockstar Games’den gelen yemek daveti
“Ya oyun müziği yapmamızı isterlerse!?” diye aralarında konuştuklarını anlatıyor Los Angeles’lı dörtlü Health’in basçısı John Famiglietti. Hayal ettikleri gibi Rockstar Games’in müzik direktörü Ivan Pavlovich, serinin üçüncü oyunu olan Max Payne 3’ün müziklerini Health’in yapmasını teklif ediyor. Max Payne’in büyük başarı kazanmış bir oyun olması doğal olarak gözleri hem Rockstar Games’in hem de beklenmedik bir tercih olan Health’in üzerine çevirdi. Health’in noise, punk ve dans harmanlı müziği her zaman etkileyici ama bu albüm dörtlünün ne kadar çok yönlü ve yetenekli olduklarının bir kanıtı. Rockstar Games’in aklındaki sinematik ve melankolik deneyimin ötesinde Health, karanlık ve sürükleyici bir albüm yaratmış. Rockstar Games’in ise Health gibi belirgin bir ses dağarcığı olan grubu seçmiş olması takdire şayan.
Önceki albümlerinden daha geniş bir ses paleti kullandıkları Max Payne 3 oyun müzikleri albümü kendi içinde oyunun hikâyesinin akışına göre bölümlere ayrılmış olsa da birbirleriyle uyumlu ve iyi geçinen bir yapıda. Harika synthleri ile “Shells”, Cliff Martinez tadındaki parçalar “Dead” ve “Pain”, güçlü “Combat Drugs” ve bu yapıyı baskın mekanik synthler ve Duznik’in rüyavari vokalleriyle tepe noktasına çıkaran seksi “Tears.”
Health’in uzun soluklu takipçileri için bir albüm niteliği ve ilgisini kazanamamış olsa da 26 şarkılık ve 77 dakikalık bu oyun müziklerini yapmak Los Angeles’lı dörtlünün noise-punk sahnesindeki takipçilerinin dışında yepyeni bir dinleyici kitlesi edinmesini sağladı. Rockstar Games ile birlikteliklerinin bir başka meyvesi ise Grand Theft Auto V için yaptıkları, Units cover’ı olan “High Pressure Dave”.
Yazının tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:43’e ulaşabilirsiniz.