Affetmenin Bedeli: A Girl in the River

Pakistanlı yönetmen Sharmeen Obaid-Chenoy’un Oscarlarda 2015 En İyi Kısa Belgesel Ödülü alan filmi  A Girl in the River: The Price of Forgiveness , “bağzı” şeylerin hâlâ iyiye gidebileceği umudunu veriyor.

Yazı: Deniz Cuylan

“Sonuçta bu bir film”, “Çok şey beklememek lazım” gibi yorumlar, A Girl in the River: The Price Of Forgiveness   ismindeki 40 dakikalık belgesel için geçerli değil. 2015 En İyi Kısa Belgesel Ödülü’nü alan filmin yönetmeni Sharmeen Obaid-Chenoy, yaptığı ödül konuşmasında bunu kanıtlıyor. Filmi izledikten sonra Pakistan başbakanının ülkesinde töre cinayetiyle ilgili olan kanunları değiştirmeye karar verdiğini müjdeliyor. Giderek daha boğucu ve karanlık bir atmosferle kaplanan dünyada, “bağzı” şeylerin hâlâ iyiye gidebileceği umudunu veriyor.

HBO’nun yapımcılığını üstlendiği bu kısa ama etkili belgesel, Pakistan’da kendi babası ve amcası tarafından öldürülmeye çalışılan 19 yaşındaki Saba’nın hikâyesini anlatıyor. Saba, ailesi tarafından uygun görülmüş birisiyle evlendirilmek istenir. Halbuki onun evlenmek istediği adam başkasıdır. Sevdiği adamın adamın ailesi, kendi ailesine göre daha alt sınıftan olduğu için bu beraberliğe izin verilmez. Saba da onunla kaçmaya karar verir. Bunun üzerine ailenin “onurunu” korumak adına babası ve amcası Saba’yı bir nehir kenarına götürürler ve orada başına bir silah dayarlar. Amcası onu sabit tutmaya çalışsa da, Saba son anda kafasını biraz yana döndürmeyi başarır ve kurşun yanağından sıyırır. Yere yığılan genç kızın öldüğünü sanarak onu nehre atarlar. Ama Saba gecenin zifiri karanlığında, yavaş yavaş dibe battığı sudan çıkmayı başarır ve zar zor bir hastaneye kadar ulaşır. Film bu şok edici hikâyeyi kamerayla takip etmeye işte bu hastanede başlar. Kendine gelmeye çalışan genç kız kendi ailesi tarafından gönderildiği ölümden geri dönmüştür ama yüzünde bundan sonra onu bekleyen gelişmelerin endişesi vardır.

Sharmeen Obaid-Chenoy, hastaneden itibaren Saba’yı bir yıl boyunca takip eder. Ve biz bu noktadan sonra olan olaylarla daha da şoka gireriz. Babası ve amcası hapse konulmuştur. Saba sevdiği adamın evinde kalmaktadır. Ailesi ve kocası ona son derece iyi davranmakta ve destek olmaktadır. Bir de bu davayla ilgilenen ileri görüşlü,  takım elbiseli bir avukat vardır. Artık biz kendimize güvenle bu korkunç cinayet teşebbüsünün sorumlularının cezalarını çekeceğini düşünürken, yerel kurallar ve töreler devreye girer. Yaşlılar meclisi bu kan davasının devam etmemesi için “affetmek” üzerine bir anlaşmayı iki tarafa tavsiye ederler. Saba ailesini affedecek, böylelikle onlar ceza almayacaklar ve bunun karşılığında Saba da yeni ailesiyle rahatsız edilmeden yaşamaya devam edebilecektir. Bu filme ismini veren “affetme” kararı da tamamen Saba’ya ait olacaktır.

Yazının tamamını okumak için buraya tıklayarak Bant Mag. No:48’e ulaşabilirsiniz.