Ağustos 2022: 15 süper albüm

Yerli – yabancı karışık 15 albümle ağustos ayının yeni müzik dökümü. Sıralama kronolojik.

5 Ağustos: Art Moore – Art Moore
(Anti / Epitaph)

Boy Scouts’un yaratıcısı Taylor Vick, Ezra Furman ortaklarından Sam Durkes ve Trevor Brooks’un güç birliğinden çıkan Art Moore’un ilk albümü. Arkasındaki fikir, gündelik hayatın “sıradan” anlarında zamanı durdurmak. Aslında filmlere ve başkaca sanat işlerine müzik yazmak amacıyla stüdyoda buluşan üçlü; Durkes ve Brooks’un enstrümantal demolarla çalışıp, Vick’in kendi kendine sözler yazdığı bir düzende ne kadar hızlı ve üretken olabildiklerini görünce yönlerini değiştirmişler. Çoğu şarkıya synth melodilerinin baz oluşturduğu Art Moore, çoğunlukla indie rock ve R&B sularında yüzüyor.

 5 Ağustos: Kokoroko – Could We Be More
(Brownswood Recordings) 

2018’i kasıp kavuran “Abusey Junction”dan bu yana Londra merkezli Kokoroko kolektifinin ilk albümünün yolunu gözlüyorduk. İngiltere ve Kenya arasında mekik dokuyan müzisyenlerin hiçbir tümseğe çarpmadan 15 şarkıda caz, funk, soul, Afrobeat ve highlife türlerini işlediği Could We Be More, bir yaz esintisi tadında. Koleksiyonun son bloğunda Marvin Gaye’in 1971 hiti “What’s Going On”a yapılan atıfı takip eden “Something’s Going On” cevabı, dinleyenler tatlı bir karşılaşma.

12 Ağustos: Danny Elfman – Bigger. Messier
(ANTI- / Epitaph Records)

2021 çıkışlı Danny Elfman albümü Big Mess’ten parçalar, yeni dokunuşlarla bambaşka sonik dehlizlere taşındı. “We Belong” remiksiyle açılan 23 şarkılık remiks albümü bir yıldızlar geçidi âdeta: HEALTH, Trent Reznor, Zach Hill, Xiu Xiu, Iggy Pop, Kaitlyn Aurelia Smith, Boy Harsher, Blixa Bargeld….

12 Ağustos: Hot Chip – Freakout/Release
(Domino Recording Co)

İngiliz dans pop kahramanları tam sekizinci albümleriyle geri döndü. Tüm grup üyelerinin aynı odada toplanıp yazdığı 11 şarkı, Al Doyle’un Londra’daki stüdyosunda kaydedilmiş. Varoluş sancıları, karşı koyulamayan değişimin yarattığı tedirginlik, vazgeçmek, seks, depresyon ve daha nice temayı kurcalıyor Freakout/Release. Neşeli funk esintileri ve coşkulu ritimlerin yanı sıra dalgasız sularda yüzen sakin tınılar ve gürültülü sonik çarpışmalar da mevcut. Teselliyi dansta bulanlara bir parça umut: “Yaralıysan iyileşebilirsin. Her an iyileşebilirsin.”

12 Ağustos: Hudson Mohawke – Cry Sugar
(Warp Records)

Glasgowlu prodüktör Ross Matthew Birchard, sahne adıyla Hudson Mohawk, distopik trash pop tınılarını biriktirdiği bir uzunçalarla döndü. Amerikan çöküşü ve geç kapitalizmin arka planından ilham alan Cry Sugar, bahsi geçen konuların temas ettiği gösteriş merakı, büyüklük hevesi gibi dürtüleri türlü elektronik numaralara başvurarak kulaklara ulaştırıyor. Zaman zaman bilinçli olarak rahatsız etse de karmaşasının içinde kendine has bir düzen barındıran, mizahtan da bolca beslenen bir kayıt.

12 Ağustos: Osees – A Foul Form
(Castle Face) 

John Dwyer ve ekibi yolculuğu boyunca sık sık isim değiştirmekle kalmayıp krautrock, free jazz gibi sınırları bulanık sularda yüzerek müzikal yaklaşımını da devamlı çeşitlendirdi, tazeledi. 80’lerin hardcore tınılarına bir saygı duruşu olan yeni albüm tadımlıklarından bireysel yabancılaşmaya odaklanan “Funeral Solution” ve güç zehirlenmesinin en somut temsillerinden biri olarak polis şiddetini konu alan “Perm Act” parçaları merakları yeterince kabartmıştı. Görüyoruz ki albümün geri kalanı da öfkesiyle yakan, alaycılığıyla rahatlatan, gürültüsüyle canlandıran 22 dakikalık bir sinir boşalması âdeta.

12 Ağustos: Panda Bear & Sonic Boom – Reset
(Domino Recording Co)

Animal Collective’in Panda Bear’i ve Spacemen3’nin Sonic Boom’u, düşsel ses öbeklerinin eşlik ettiği pürüzsüz vokal melodileriyle çevrenizden soyutlanmanızı mümkün kılan bir albüme imza atmış. 50’ler ve 60’lar çıkışlı pop şarkılarından sample’ların süslediği yaklaşık 40 dakikalık Reset; bazen hayal kurmaya, bazen geçmiş rüyaları anımsamaya alan açıyor. Panda Bear’i şarkı söylerken sabaha kadar dinleyebiliriz, hiç sorun yok!

19 Ağustos: Can Tan – Imaginary Beings, Strange Creatures
(Shalgam Records)

Can Tan’ın tematik dinletilerinde yolumuz bu kez Corto Maltese’nin çocukluğunu geçirdiği Cordoba’dan Atlantik Okyanusu’na çıkıyor. Latin rüzgârına kapılan psikedelik bir serüven bu! İsminin de işaret ettiği gibi hayalî varlıklar ve tuhaf yaratıklar ile kulaç atıyoruz. Okyanusun derinliklerinden ağır ağır su yüzüne çıktığınızı hissettiren “Space Bandits”, kıvrak perküsyonların üzerine sahilde güneşi batıran sololarıyla “Ocean Children” ve kısık ateşte harlandıkça içine düşülen bir girdaba benzeyen “Young Huichol in Cordoba” ilk dinlemelerdeki favorilerimiz.

19 Ağustos: Russian Circles – Gnosis
(Sargent House)

2004’teki kuruluşundan bu yana üretiminin temel yakıtı stüdyodaki doğaçlama seansları olan Chicagolu post metal grubu Russian Circles, dokuzuncu stüdyo albümü için farklı bir rota çizmiş. Mesafelenmenin de getirisi olarak bu kez bireysel şarkı yazım süreçleri deneyimlemişler. Sonuç: Topluluğun erken dönem işlerini hatırlatan bir riff treni. 

19 Ağustos: Szun Waves – Earth Patterns 
(The Leaf Label)

İngiliz deneysel caz triosundan baş döndüren bir koleksiyon. Doğayla ilintili parça isimlerinin ve albüm adında işaret edilen sonik örüntülerin peşinde bir gezegen turuna çıkarıyor; toprakla, havayla, suyla sohbete oturtuyor sanki. Atmosferik, şaşırtıcı, tansiyonu değişken müzikleri sevenler kaçırmasın. Çoğunlukla fırtınalı bir iklimde geçse de tam zamanında rüzgarı kesip güneş açan, dinleyiciye deriiin nefesler aldıran bir hipnoz seansı gibi. Tek başınıza ve kulaklıkla dinlemeniz, “Be A Pattern For The World”e dikkat kesilmeniz tavsiye.

19 Ağustos: Terence Etc. – VORTEX  
(Brainfeeder)

Caz, R&B, soul hattından kompleks armoniler, maksimalist kolajlar sunan bir karnavala hoş geldiniz. An Oversimplification of Her Beauty filmiyle tanıdığımız Terence Nance’in ilk uzunçalarındasınız. Eril ve dişil, yıkıcı ve yaratıcı enerjiler, hakimiyet ve boyun eğme, güneş ve ay gibi karşıtlıklardan beslenerek ruhsal dengeye ulaşmak için seslerin büyüsünü kullanmayı amaç edinen bir iş bu. Brooklyn Vegan’dan Andrew Sacher, VORTEX’in sounduna dair katıldığımız bir tarif vermiş: “Frank Ocean, Flying Lotus, James Blake, Solange ve black midi’nin bir araya gelip bir jam session yaptığını hayal edin.” 

26 Ağustos: Kaitlyn Aurelia Smith – Let’s Turn It Into Sound
(Ghostly International)

Bir synth büyücüsünün kucağına uzanıp rengârenk rüyalara dalıyoruz. Let’s Turn It Into Sound derinlikli kompozisyonları, seslerin işleniş biçimlerindeki yaratıcılık ve yer yer bir video oyunun içindeymiş gibi hissettiren atmosferiyle elektronik müzik besteciliğinin uç köşelerini keşfe çıkmak için biçilmiş kaftan. Üç dakikadan kısa süren akışına dört mevsimi sığdıran “Check Your Translation”, sizi albümün genelinde ne denli geniş bir ses evreninin beklediğine dair ipuçları verecektir.

26 Ağustos: Monolithe Noir – Rin
(Capitane Records)

Brüksel çıkışlı deneysel müzik oluşumu, üçüncü uzunçaları Rin ile bir kez daha nefes kesen sonik manzaralar, hipnoz edici ritmik dokular ve birtakım ortaklıklarla herhangi bir zaman ya da janr ile bütünleştirmenin kolay olmadığı bir girdaptan sesleniyor. Bir retro film müziği koleksiyonundan fırlamış gibi tınlayan “La Source”, Jawhar Basti’nin muhteşem vokalleriyle tüyleri diken diken eden “Barra Bouge”, vızıltılı lo-fi elektronikleriyle baş döndüren “Landmaerck” gibi ayrıksı kayıtların yarattığı bütünlük, eşine az rastlanır bir lezzet bırakıyor damakta.

26 Ağustos: Pantha Du Prince – Garden Gaia
(BMG)

Hendrik Weber’in solo projesi Pantha Du Prince altıncı albümünde kuş sesleri, akan sular gibi alan kayıtlarıyla odunsu titreşimler salan yaylı partisyonları, son derece arkaik tınlayan telliler, huşu içinde vokaller, gümbürdeyen davullar, sınırları esneten synth katmanları ve kendine has başkaca prodüksiyon numaralarını harmanlamış. Doğa bir çatlak bulup, bu elektronik müzik kaydının içine ince ince sızmış, etrafını sarmış sanki. 

31 Ağustos: Kenny Beats – LOUIE
(XL Recordings)

Vince Staples, JPEGMafia, Slowthai gibi yeni jenerasyonun yıldız hip hop müzisyenlerinin prodüktörü olmasının yanı sıra IDLES’la yaptığı ortaklıklarla da tanınan Kenneth Charles Blume III namıdiğer Kenny Beats’in ilk solo albümü. Adını Blume’un pandemi esnasında kanser teşhisi konan babasından alan kayıt, baba Louie’nin 90’larda yaptığı karışık kasetlerden ilhamla ona bir hediye olarak tasarlanmış aslında. “Seni özlemek için veda ediyorum.” sözleriyle gözleri nemlendiriyor Kenny Beats ama parçaların ruhunda acı, karamsarlık ya da vazgeçiş yok; aksine ikilinin gündelik hayatına ortak eden konuşmalar ve çeşitli caz, soul, R&B parçalarını bir araya getiren samimi bir sonik kolaj dinliyoruz. 

Ağustos 2022’de yayımlanan albüm, EP ve teklilerden bir Bant Mag. seçkisi:

Yazı: Cem Kayıran, Elif Öz, İlayda Güler