Ah! Kosmos ve Büşra Kayıkçı’dan “olmayan mekânların” sesleri

Derinlikli prodüksiyonlarıyla elektronik dehlizlerde kendine çeşitli rotalar çizmeye devam eden Ah! Kosmos ile Deutsche Grammophon kataloğuna adını yazdıran ilk Türkiyeli müzisyen olan piyanist Büşra Kayıkçı, geçtiğimiz yıl 0502isimli bir parça için güçlerini birleştirmişti. İkilinin İstanbul-Berlin hattında hayat bulan yeni ortaklığı 1702 görsel eşlikçisiyle birlikte yayında.

Yaşam pratiklerinin sarsıldığı 2020’den beri zaman ve mekân kavramına yaklaşımlar da değişti. Maddesel olarak var olanlar ile bedenler arasındaki mesafe; uzak-yakın, hareket-bekleyiş gibi birbirinin zıttıyla var olan kavramları yeniden konumlandırmak için bir alan yarattı. Ah! Kosmos ve Büşra Kayıkçı’nın bu hislenimler üzerinden kurguladıkları “1702”, katman katman genişleyen hipnotik bir etkiyle yankılanıyor.

Prodüksiyon, synthesizer, bas ve miks Ah! Kosmos’un ellerinde şekillenirken; Büşra Kayıkçı da piyano ve piyanodan kaydedilen perküsyonların yanı sıra kapak tasarımı ve video düzenlenmesinden de sorumlu.

1702klibi de notaların yarattığı nehir yatağının üzerinde, birbiriyle fiziksel bağlantısı olmayan mekânların iç içe geçen görüntüleriyle; aslında hiçbir şekilde var olmayacak anlara doğru sürüklüyor. İstanbul ve Berlin’den görüntülerle iç içe geçen anonim kesitler parçanın atmosferik tınısıyla birlikte akıyor. FUU etiketli “1702”, aynı zamanda yakında yayımlanacak Bluets albümünün de habercisi.

Büşra Kayıkçı ile çalışma metotlarına, dinleme alışkanlıklarına, bale tutkusuna, mimarlık geçmişine ve yeni albüm hazırlıklarına dair kafamızda biriktirdiğimiz sorulardan yola çıktığımız sohbete Bant Mag. No:75 üzerinden ulaşabilirsiniz.

Yazı: Asena Büyük