Animasyonun özgürleştirici ruhundan ilhamla: #FlattenTheCurve

Kathrin Steinbacher ve Emily Downe isimli iki sanatçı, dünyanın dört bir yanından 90 animasyon sanatçısını bir araya getiren bir proje başlattı. COVID-19’un patlak vermesiyle içine düşülen endişeli havanın biraz olsun yumuşatılmasını sağlamak ve sanatçıları cesaretlendirmek amacıyla #FlattenTheCurve hashtag’iyle başlattıkları projede sanatçıların karantina süreciyle nasıl baş ettiklerinin ifadeleri yer alıyor.

Kaygılı ortamın yaratılmasında sosyal medyanın payının epey fazla olduğunu düşünen Kathrin ve Emily, başkalarının da destek vereceklerini düşündükleri film projesini yine sosyal medya üzerinden yaptıkları açık çağrıyla duyurmuş. Çağrıda katılımcılardan 15 saniyelik süreyi aşmayacak bir animasyonda karantinayı nasıl geçirdiklerini, neler hissedip neleri düşündüklerini anlatmalarını istemişler. Gelen cevaplar beklediklerinden de fazla olmuş. Onlar da #FlattenTheCurve filmini üç aşamalı olarak yayımlamaya karar vermiş. 4 Mayıs’ta yayımlanan ilk bölüm, “türünün tek örneği” olarak tanımladıkları Angela Stempel’e ait 13 saniyelik bir animasyonla açılıyor. Kathrin ve Emily’nin yönettiği filmin müzik ve ses tasarımında da Jan Willem de With ismi var.

Animasyonu, bulunduğumuz alanın dışına taşabileceğimiz ya da kendi alanlarımızı tasarlayabileceğimiz özgür bir ifade alanı olarak gören ikili bu sayede, izleyicinin kendi evinin konforundan ayrılarak muhteşem bir yolculuğa çıkabileceğine inanıyor. Bitkilerin konuşabildiği, insanların köpeklere dönüştüğü animasyonda görsel bir ifade görmenin yanında duygusal bir teselli bulunabileceğini de söylüyorlar.

Sayısız estetik stili, ritmi, diyalogu ve tekniği bir araya getiren Kathrin ve Emily, “ruh tasarımcısı” Jan ile birlikte bu çeşitliliği tutarlı bir şekilde bir araya getirmeyi başarmış görünüyorlar. Cesur, komik, kişisel veya düpedüz tuhaf parçaları birbiriyle dengeleyen yönetmenler, belirli tonların veya tekniklerin birbirini ne kadar iyi tamamladıklarını görünce heyecanlandıklarını da söylemeden geçmiyorlar.

Yazı: Işıl Saykan