Anya Taylor-Joy’un takviminde dinlenmeye vakit yok
Sinemaya dair içerik üreten farklı mecraların pek sevdiği “önümüzdeki yıllarda sıkça izleyeceğimiz genç oyuncular” dosyalarını karıştırırsınız, ismi en çok zikredilen yeteneğin Anya Taylor-Joy olduğunu göreceksiniz. M. Night Shyamalan gerilimi Split ve devamı niteliğindeki Glass ile yükselişe geçen kariyerinde Peaky Blinders gibi popüler bir seri, Emma gibi başarılı bir dönem projesi ve netice fena olsa da The New Mutants gibi bir süper kahraman anlatısı var. Cümle âleme oyunculuktaki maharetlerini kanıtladığı The Queen’s Gambit’e değinmiyoruz bile.
En iyi performanslarından birini ortaya koyduğu The Witch (2015), inanılması zor ama kendisinin yer aldığı ilk uzun metraj. İlhamını insanlık tarihinin en karanlık dönemlerinden, New England’daki cadı avlarından alan yapımda; dini inançlarına sıkı sıkıya bağlı bir ailenin yeni doğan bebekleri sırra kadem basınca, evin en büyük çocuğu Thomasin cadılıkla itham ediliyordu. The Witch sayesinde hem Taylor-Joy Hollywood’un radarına girdi hem de yönetmen Robert Eggers henüz ilk filmiyle uzun yıllar konuşacağımız bir sinemacı olduğunun emarelerini verdi.
Bir sonraki filmi The Lighthouse ile de hedefi ıskalamayan Eggers, şu an post prodüksiyon aşamasında olan The Northman’de bir kez daha Anya Taylor-Joy ile çalışmıştı. Kadrosunda Nicole Kidman, Alexander Skarsgård, Willem Dafoe, Ethan Hawke, Björk gibi isimlerin sıralandığı yapım, epik bir Viking gerilimi. Emmy kampanyası kapsamında Los Angeles Times’a bir röportaj veren Taylor-Joy, Eggers ile süregelen ortaklıklarının bir sonraki aşamasını da duyurdu: Kült vampir filmi Nosferatu’nun yeniden çevrimi.
Yönetmenin favori filmleri arasında olduğunu sık sık dillendirdiği Nosferatu: Eine Symphonie des Grauens; Alman Dışavurumculuğu akımının başyapıtlarından ve korku sinemasının sayılı klasiklerinden. Bram Stoker’ın Dracula romanının resmî olmayan bir uyarlaması aynı zamanda. Werner Herzog da 70’lerin sonunda Nosferatu the Vampyre isimli bir yeniden çevrime imza atmış; Klaus Kinski, Bruno Ganz ve Isabelle Adjani’yi başrollere yerleştirmişti. Eggers’ın kolay bir işe soyunmadığı açık olsa da kendisinden beklentiler elbette yüksek.
Çalışma takvimi oldukça yoğun görünen Anya Taylor-Joy’un yaklaşan diğer projeleri arasında Edgar Wright’dan Last Night in Soho, Mad Max: Fury Road’un ikonik karakterini canlandıracağı Furiosa ve henüz ismi belli olmayan David O. Russell filmi de var.