Arzulanan güçlerin gölgesinde: Aramızdaki Sarmaşık üzerine

Aramızdaki Sarmaşık, Yunan mitolojisindeki Kassandra öyküsünden yola çıkarak mekâna (Kadıköy Emek Tiyatrosu) özgü tasarlanmış. Tamamı kadınlardan oluşan ekibin otobiyografik anlatıları ve doğaçlamalarıyla şekillenen oyun, “Gerçeği söylediğimiz hâlde sesimizin duyulmaması, sözlerimize kulak verilmemesi ve inanılmaması bize ne yapar?” diye soruyor. Yönetmenliğini Zinnure Türe’nin üstlendiği Aramızdaki Sarmaşık’ın oyuncu kadrosunda ise Ezgi Eser, Aslı İçözü, Dilan Başarır, Ayda Akkaya, Gamze Bayraktaroğlu ve Yağmur Ruken Kahraman yer alıyor.

​​Konu nedir?

Metin, Troya prensesi Kassandra’ya Tanrılar tarafından verilen kehanet yetisinin -laneti mi demeli- taşıyıcısı olması, gözlerinin her daim geleceği aydınlatması, öte yandan gerçeklerle kimsenin oralı olmamasından mütevellit, sahip olmayı arzuladığımız bazı güçlerin anlamını sorguluyor. Ya da bir süreliğine bunu yapıyor gibi görünüyor.

Kassandra’nın çaresiz sitemlerini, söylemekten dilinde tüy biten kehanetlerini, umudunu, aşkını her kadın oyuncudan bir bir dinliyoruz. Oyunun sahne algısını tümden yıkan, mekânın ve dolayısıyla dekorun içinde / dışında gezinme hâlinin öncesinde ise bazı “boşluklar” ile karşılaşıyoruz. Oyun sonrası hasta hâlimle sayıklamalı bir gece geçirip onu düşlerimde tekrar bulunca, Aslı İçözü’nün karakterinin içeri gelmesi ile seyircinin oyuncu ile temasını yoklayan, hatta bizi umarsızca dışarıda bırakan yanını düşündüm. Evet, belki bir şeylerin ne kadar içerisinde olduğunu fark etmenin yolu, biraz mesafe almaktır; mutlaka birilerinin dediği gibi. 

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

Teknik bazı detaylardan bahsedecek olursak, oyunun oynandığı tek sahne Kadıköy Emek’in bolca merdivenli olması ve gösteri sırasında her katın kullanılması nedeniyle bir tam tur gezindiğinizi, hâliyle oturmaya gitmediğinizi belirtmekte fayda var. Bazı odalar oldukça küçük ve sıkışmak gerekebiliyor. Özellikle ışık kullanımının az, havanınsa boncuk boncuk yayıldığı katlarda basamaklara dikkat.

İlk intiba?

Aramızdaki Sarmaşık, kapıda usul usul sıranın size gelmesini beklerken, içerideki kadınların kahkahalarını duymaya başladığınız ilk andan itibaren sürprizli bir deneyim. Oyunun bıraktığı ilk intiba, “İçeride neler yaşanacak?” üzerine bir merak. O merakın sizi kendi dünyasına alırken iç gıcıklayan bir hâle gelmesi hemen hemen aynı âna denk geliyor. Yine de oyunun başlaması ile ayağa kalktığınız zaman arasında bazı duygu geçişleri olduğunu söylemek mümkün. 

Kassandra’nın hikâyesinin tortusu tüm karakterlerin üzerine hızla zuhur ediyor ve onların gerçekliği, belki de hayatın içinde var etmeye çalıştıkları parçaların en miniğinin etrafında bir hortum misali dolanmaya başlıyor. Bizler kaosun, durgunluğun, çokluğun ve yokluğun bir süre seyredeni gibi görünüyoruz ama sahiden ne kadarına tanık oluyoruz, orası belirsiz. Bunda yönetmen Zinnure Türe‘nin, parçaların elinden dilediğimizce tutmamız adına, onları bilerek dağınık bırakmış olmasının da payı var şüphesiz.

En çok neyi sevdin?

Üst katta Yağmur’un canlandırdığı karakteri dinlerken bir noktada yere çöktüm ve onun love bombing – gaslighting – ghosting temalı manipülatif ilişki testi atıflarına kendimi bıraktım; beraberinde gelen onaylanma hissi, insanın içini epey rahatlatıyor.

Oyunculuk için neler söyleyebilirsin?

Ezgi, Aslı, Dilan, Ayda, Gamze ve Yağmur. Her biri, metnin üzerinde çalışırken içine otobiyografik ögelerin de sızdığını bildiğiniz hikâyelerinde, farklı fonların arasına farklı duygular serpiştirmenin bir yolunu buldu. Kulisi, sahnenin arka odaları, koridorları ile bir taraftan kirli ve kötü kokulu bir dünyaya işaret eden parmağın yönünü değiştirebilmek, ona direnmek ve en çok da güldürmek, göründüğünden zor olsa gerek. Öyle değil mi?

Soru işaretleri / varsa açtığı tartışmalar

Birimizin hikâyeleri ne zaman bir öteki ile çarpışıyor ve tozu dumana katıyor? Göz gözü görmediğinde bir el, bir dokunuş, başka birinin ayaklarının belli belirsiz izi her zaman yolumuzu göstermeye yeter mi? Ve gerçekten yalnızlıkla kuşatıldığında, bir kez itinayla sulandı diye büyüme inadından kör olan aramızdaki başkaca sarmaşıklar, ruha biraz fazla değil mi? 

Formu dolduran: Esin Çalışkan