Arkamıza yaslandık: Nilipek. - Geçmiyor Zaman klibindeyiz
Röportaj: Cem Kayıran - Fotoğraflar: Hande Alpaslan & Nur Şevval Yılmaz
Sonbaharda dinleyeceğimiz yeni Nilipek. albümü Uydurduğumuz Oyunlarla’yı haberleyen “Geçmiyor Zaman”, sıkışmışlık hissettiren herhangi bir ilişki biçiminde kendini bulmuş herkes için bir iç dökme / rahatlama alanı yaratma gücüne sahip bir şarkı. 7 Mayıs Pazar akşamı prömiyer yapan video klibi de ifadeli maskeleri, dekorları ve planlarıyla “boşlukları dilediğince doldur” diyor âdeta izleyene.
“Geçmiyor Zaman”ın nasıl bir ortamda ve hangi motivasyonlarla ortaya çıktığını öğrenmek üzere yaratıcı ekibe bağlandık. Nilipek.’ten albüme dair de bazı ipuçları aldıktan sonra yönetmen Elif Tekneci, yapımcı Elif Mermer (Mörmır Film) ve sanat yönetmeni Nur Şevval Yılmaz’la kamera arkasına dalıyoruz.
Nilipek. yanıtlıyor
“Geçmiyor Zaman”, bir kavga hâlinden ve yaralarından kurtulma umudu taşıyan birinin dilinden yazılmış. Bu anlamda gününün ruhuna fazlasıyla uygun olduğunu düşünüyorum. Sen bu şarkıyı ne zaman, nasıl hislerle yazmıştın?
Bu şarkıyı yazmak uzun sürdü açıkçası. Aralıklarla, o hissi anlatmak için en doğru kelimeleri buldukça tamamlana tamamlana yazıldı. O yüzden sanırım iki yıl önce yazılıp şimdi yayımlanmış bir şarkı gibi değil; iki yıldan beri üstüne adım adım tüm duygusal yükleri giymiş bir şarkı.
Bir de tabii aslında şöyle bir tarafı var bu şarkının: Bu tabii ki bir ilişki şarkısı ama tam anlamıyla bir romantik ilişki şarkısı diyemem. Dinleyicinin şarkıyı kendi hikâyesine yapıştırmasını çok seviyorum, o yüzden o bölümü onlara bırakıyorum, ama bu şarkı tüm derdo ilişme biçimlerine yazıldı ve şu anda hayatımızın merkezinde çok derdo ilişkiler var.
Uydurduğumuz Oyunlarla adını verdiğin yeni albümüne doğru ilk durak “Geçmiyor Zaman”. Bize albüme dair neler anlatabilirsin? Ne zaman kavuşacağız tahminen?
Albümün yayımlanması sonbaharı bulacak, çünkü çok tuhaf şarkılar var ve kimsenin yaz hafifliğine çomak sokmak istemem. Bir de bu albümde üretim ve yapım süreci çok değişti (belki albüm çıktığında nasıl olduğunu ayrıca uzun uzun konuşuruz) bu da birbirinden çok farklı duyulan, 11 şarkıyla sonuçlandı. Yapımcılığını Taner Yücel ve Berkay Küçükbaşlar’la birlikte üstlendik ve hepimiz yaratıcı süreçte farklı roller alıyoruz, bu da epey zengin bir ses dünyası yaratıyor. Hepimiz çok heyecanlıyız, “Geçmiyor Zaman” da hem ses hem görüntü olarak albüme müthiş bir girizgah oldu. O kadar içime siniyor ki gezegenler doğru hizalandı gibi hissediyorum.
Elif Tekneci yanıtlıyor
Bugüne dek pek çok video klipte colorist olarak çalıştın ama “Geçmiyor Zaman”, bu alanda ilk yönetmenliğin bildiğim kadarıyla. Süreç nasıl gelişti, fikir nasıl şekillendi? “Geçmiyor Zaman” Elif için ne ifade ediyor?
Bence sahip olabileceğim en iyi işi yapıyorum. Colorist olarak, beni en özgür kılan alan klipleri renklendirmek, çalışırken aşırı mutlu oluyorum. Bir yandan da klip çekmek, çocukluk hayallerimden biriydi. Nilipek. ile de onun bir klibinin rengini yaparken tanıştık, birbirimizi çok sevdik. Ortak bir dilimiz olduğunu keşfettik. Daha çok şey üretmek istediğim bir arkadaşım olduğu için, “Hadi bir klip çekelim” dedim ve olaylar gelişti.
“Geçmiyor Zaman” adlı projemiz bana ne kadar şanslı olduğumu gösterdi. Klipten bahsettiğimde, etrafımdaki üretken dostlarımın hepsi bir işin ucundan tutmak istedi ve bir anda daha çok şey yapabileceğimizi gördük. Bu süreç kendime güven duymamı sağladı, yapabileceklerimin sınırını zorlamamı tetikledi. Nilipek., yapımcımız Elif Mermer ve sanat yönetmenimiz Nur Şevval Yılmaz ile bir araya geldik; maske fikrinden yola çıkarak, toksik bir ilişkiden kurtulan bir karakter yarattık. “Geçmiyor Zaman” benim için bir ilkti ve çok sevdiğim insanlarla birlikte sevgi ve neşe dolu bir ortamda çalıştık. Herkes yapabileceğinin en iyisini yaptı, ortaya çok sevdiğimiz bu iş çıktı. Bu proje, ölmeden önce yapılacaklar listemin tek maddesini gerçekleştirmemi sağladığı için çok mutluyum.
Kamera önünde oyuncu Nilipek.’le çalışmak nasıl bir deneyimdi senin için?
Nilipek.’in oyunculuk performansı inanılmazdı, her oyunu çok doğal ve mükemmeldi. Ekip olarak Nilipek.’in performansından ve “Geçmiyor Zaman”ın anlatısına kattığı hikâyeden çok etkilendik. Nilipek. ile çalışmak, benim için unutulmaz bir deneyim oldu.
Elif Mermer yanıtlıyor
Bu şarkı seninle nasıl bir diyalog kurdu? Görselliğini yaratmak için seni heyecanlandıran unsurlar nelerdi?
Nilipek. “Geçmiyor Zaman”ı bize ilk dinlettiğinde, gerçekten hem yıllardır içinde bulunduğumuz toplumsal iç sıkışmasını hem de oluşan bu sıkışmanın başkaca bir yansıması olan, herkesin bitmeye yakın her durumda yaşadığı duyguları o kadar doğru söz ve müzik ile birleştirmişti ki her şeyiyle beni çok etkiledi. Masadaki dört kişi de aynı şeyleri hissediyorduk, dolayısıyla üzerinde konuşmaya başladıkça birimizin bulduğu fikre bir diğerimiz tamamlayıcı şekilde fikirler ekliyordu; böylece tam anlamıyla birbirini besleyen yaratıcı bir ekibe dönüştük. Hepimizi en çok heyecanlandıran kısmı da bu oldu. Yıllardır reklam ve film sektöründe çalışan birisi olarak ticari kaygısı olmayan, A’dan Z’ye her şeyiyle bağımsız bir üretim yapma fikri beni çok heyecanlandırdı. Sanırım bu sebeple biraz da gaza gelip klibin kurgusunu da yapma isteği oluştu!
Hızlı bir çekim ve prodüksiyon süreci olduğunu biliyorum. “Geçmiyor Zaman”ın yaratıcı ekibi nasıl bir araya geldi? Setteki ortamı nasıl tarif edersin?
Elif ile yıllardır bağımsız bir projeyi birlikte yapma isteğimiz vardı. Nilipek. ve Elif Tekneci’nin birlikte yola çıkma kararından sonra, “Geçmiyor Zaman” ile bize de tatlı bir fırsat oluştu. Yapım için karar verip bir araya geldikten sonra gerçekten çok hızlı bir şekilde sürece başladık; zaman azdı ve hızlıca çekim aşamasına geçmemiz gerekiyordu. Ön hazırlıkta Elif ile birlikte Nilipek. ve Şevval’in de katkılarıyla ihtiyaçlarımızı belirleyip iş bölümü yaptık. Bu projede en sevdiğim kısım herkesin birbirini inanılmaz derecede kendi alanında özgürleştirmiş olması. Elif ile inanılmaz uyumlu bir yaratıcı süreç geçirdik. Sanırım Elif de ben de bu kadar uyumlu olmasını beklemiyorduk; bizim için harika bir ilk oldu! Ve Nilipek. bu sürece hem katkı sağladı hem de bizleri inanılmaz derecede özgür bıraktı. Sanırım en önemli kısmı bu oldu; bu da hâliyle klibe güzelce yansıdı diye düşünüyorum.
Tahmin edileceği üzere, klibi izleyince çok hissedilmeyecek olsa da çok küçük bir ekiple gerçekleştirdik. Kısaca şöyle diyebilirim: Herkesin sakin, huzurlu; kimsenin kimsenin alanına girmediği, fazlasıyla özverili ve disiplinli bir şekilde çalıştığı bir set oldu. İki gün çok yorulduk ama sonuçlarına gerçekten değen bir proje ortaya çıktı.
Nur Şevval Yılmaz yanıtlıyor
Maskeler! Hem karakterlere bir ifadesizlik katıyor hem de çok fazla ima barındırıyor. Tasarım sürecinde ne gibi referanslarınız / ilhamlarınız oldu? Klipten anladığım kadarıyla parçalanarak modifiye edilebilen bir tasarım söz konusu. Biraz bu maskelerin gizemli dünyasını aralar mısın bizim için?
Maskelerin tasarımını Nilipek. ile birlikte yaptık. İlhamımızın temel kaynağı, şarkı ve şarkı üzerinden video klip için oluşturulan hikâyeydi. Hikâyede, erkek tarafından kadına takılan bir maske görüyoruz ve bu maske ilişkideki toksikliği temsil ediyor. Kadın maskesinin modüler olmasının amacı ise, kadının bu maskeyi aşarak toksiklikten kurtulma ve yeniden kendi özüne dönme sürecini göstermekti. Erkek maskesindeki zıt ve çelişkili tasarım öğelerinin kullanımı, maskede görsel bir oksimoron oluşturmayı hedefliyordu. Karakterleri iyi ya da kötü olarak etiketlemek yerine, izleyicilere özgür bir alan sunmaya çalıştık.
Karakterlerin başında oturduğu masada da onlarca detay gizli. Yemek stilistliği disiplinini böyle bir sete uyarlamak senin için nasıl bir deneyimdi?
“Geçmiyor Zaman” seti, benim en keyif aldığım setlerden biri oldu. Tatsız bir ilişkinin içinde, tatlı yenilen bir masanın ilgi çekici bir kontrast oluşturacağına inandık. Nilipek. ve yönetmenimiz Elif Tekneci’nin tasarım sürecinde bana özgürlük tanımaları, yemek masası ve çiçek masası sahnelerinde arzu ettiğim atmosferi yaratma konusunda beni heyecanlandırdı.
Yemek masasında detaylara odaklanarak, izleyicilere derinlikli bir görsel deneyim sunmayı hedefledim. Tabakların düzeni, renklerin uyumu ve yiyeceklerin sunumu için natürmort kavramını referans aldım. Oluşturduğumuz atmosferde, izleyicilerin sahneye dalarak detayları keşfetmelerini ve görsel bir zenginlik deneyimi yaşamalarını amaçladık.
“Geçmiyor Zaman” seti, yaratıcı özgürlüğümü kullanarak izleyicilere bir görsel deneyim sunma fırsatı verdiği için benim için çok özel bir deneyim oldu.