Bad Religion albümü “Age of Unreason” (eğer hâlâ dinlenmediyse) neden dinlenmeli?

Punk rock’ın en politik ve zeki şarkı sözlerine sahip gruplarından “Dad Religion”, 17. stüdyo albümü Age of Unreason’ı Epitaph etiketiyle 3 Mayıs 2019’da yayınladı.

Yazı: Emek Tekeli

1980’den bu yana birbirinden anlamlı albümlere imza atan grup küçük bir kadro değişikliğinin ardından 2018 yılında stüdyoya girmiş ve bizlere yeni albüm üzerinde çalıştıklarını haber vermişti. Bad Religion’ın 2000’li yıllarda başarıyla devamlılığını sağlayan, bir anlamda yeni milenyuma ve yeni nesillere ulaşmasında en büyük etkenlerden biri olan (ve hayvan gibi muhteşem çalan) davulcu Brooks Wackerman’ın 14 yılın ardından 2015 yılında yeni nesil metal gruplarından Avenged Sevenfold’a katılmak için grubu bırakmasıyla oluşan boşluk çoğumuzun kafasında soru işaretleri oluşturmuştu. Bu durum bizde Greg Hetson’ın 2013 yılında gruptan kovulması ile oluşan boşluk ve yerine geçen eski The Cult gitaristi Mike Dimkich’in biraz göze batmasıyla yaşanılan düşünceli bir halet-i ruhiye olarak vuku bulmuştu. Tüm bu değişiklikler ve yaşanan gelişmeler Bad Religion’ın bugüne kadar pek açmadığı, maksimum üç yılda tuttuğu “iki albüm arası süreyi” de uzatmıştı. (2013 tarihli son stüdyo albümü True North’dan bu yana altı yıl geçti.)

Bad Religion – “Age of Unreason”, Epitaph Records


Brooks’un yerini alan Jamie Miller bu albümde Bad Religion için ne kadar iyi bir tercih olduğunu ve gruba nasıl da mükemmel bir şekilde uyum sağladığını gösteriyor ve hepimizin içini rahatlatıyor. Davul çalış tarzı grubun önceki ve efsanevi davulcuları Pete Finestone (80’ler ikinci yarı) ve Bobby Schayer’in (90’lar) estetiğini hatırlatıyor. Pete gibi vahşi, hızlı fakat Bobby gibi sade, güçlü ve melodik tarzı Bad Religion’ın bu albümünde Brooks yıllarından sonra dikkati çeken en büyük değişiklik. Albümdeki üç şarkının girişinde tıpkı Pete’in Suffer (1988), No Control (1989) ya da Against the Grain (1990) albümlerinde yaptığı girişler gibi “1, 2, 3, 4” sayış bağırışlarını duymak gerçekten büyük bir keyif. Gerçekten.

Albüm kaydında ve prodüksiyonunda da dikkat çeken bir değişiklik yapmış Bad Religion. Bu sefer The Empire Strikes First’ten (2004) bu yana birlikte çalıştıkları ses mühendisi/mixer/prodüktör Joe Barresi (Tool, Kyuss, QOSA, L7, The Melvins, New Model Army, Avenged Sevenfold) ile yolları ayırıp eskiden Reel Big Fish’de davul çalan, Ziggy Marley’in ilk albümü ile Grammy ödülü sahibi de olan Carlos de la Garza’yla (Plague Vendor, M83,  Paramore, Wolf Alice, Culture Abuse) çalışma kararı almış. Bu değişikliğin kulağa gelen ilk etkisi bu albümde gitarların daha az pan’lanmış olması, yüksek frekansların daha az manipüle edilmesi ve bu yüzden de stereo image’daki daralma hissi. Kulaklıkla dinlenildiğinde oldukça dikkat çekici bu retrospektif yaklaşım, normal monitör/ev sistemi/hoparlör/araba gibi ortamlarda çok da fark edilmiyor. Daha merkez odaklı bu mix/mastering tercihinin de bana kalırsa sebebi 90’ların alamet-i farikası olması.

Albüm için planlanan promosyon ve marketing sürecinde bizlerle birer birer tekli formatında buluşan “The Kids are Alt-Right” ve “Profane Rights of Man” albümde “hidden track” ve bonus şarkı olarak yer alıyor. Bir kesimce günümüzün Lennon/McCartney ikilisi olarak da kabul edilen Graffin/Gurewitz imzalı bu 14 şarkı tarihin sayfalarında yerini alıyor. Gümbür gümbür açılış parçası “Chaos from
Within”
, “American Jesus”ın gitar riff’ini hatırlatan “My Sanity”, pek alışık olmadığımız bir havadaki şahane ve iğneleyici pit circle/pogo şarkısı “Do the Paranoid Style”, inanılmaz güzellikteki vokal harmonileri (ooozin’ ahh) ve dinleyiciyi “abi n’apıyoruz biz böyle, nereye doğru gidiyoruz” duygusuna sevk eden “The Approach”, nakaratta alta döşeli Manic Street Preachers (“So Why So Sad”) tınılı tekerlemesiyle “Lose Your Head”, öldürücü davullarıyla ‘’End of History’’, albüme ismini veren ve bizlere birazcık çabayla altından kalkılmayacak şey olmadığını hatırlattığı gibi içinde yaşadığımız karanlık çağa da keskin göndermede bulunan “Age of Unreason”, dile dolanan vokal melodisiyle pek muhtemel bir Trump eleştirisi olan “Candidate”, 1 dakika 5 saniyelik patır patır hardcore “Faces of Grief”, çeşitlendirilmiş gitar sololarıyla dikkat çeken “Old Regime”, şu ana kadar Bad Religion’ın hiç kullanmadığı disko davullarıyla ve tabii ki metaforlarla dolu bir güzellik olan “Big Black Dog”, (grubun kataloğunda pek bulunmayan) alkış seslerinin kullanılmasıyla dikkati çeken “Downfall’’, bana göre albümün en zayıf şarkısı olan “Since Now” ve albümün dijital platform sürümlerinde kapanışı yapan melodik zirve “What Tomorrow Brings” ile albümdeki şarkılardan kısaca bahsetmiş oluyoruz. CD/Plak versiyonlarında “The Kids are Alt-Right”ın hidden track olduğunu tekrar hatırlatalım. Atlama olmasın.

Greg Graffin’in belki de en iyi vokal performanslarından birini gösterdiği bu albümü sıklıkla dinlemeniz, dinlerken şarkı sözlerini okumanız ve muhtemelen tüm diğer Bad Religion şarkılarında yapacağınız ya da şu ana dek yapageldiğiniz gibi yanınızda bir sözlük bulundurmanız tavsiye edilir. Bad Religion’ı tanımayanlar için hâlâ vakit geç değil, bilenlerin yüzünde ise sadece bir gülümseme. Tuhaf bir şekilde, insan dinlemekten öte başka bir organik bağı bulunmadığı bir müzikal oluşum ile böylesine gurur duyar mı?
10 üzerinden 10!
5 yıldız.