Bahçıvan Joel Edgerton, mülk sahibi Sigourney Weaver

Özellikle Martin Scorsese klasikleri Taxi Driver, Raging Bull, The Last Temptation of Christ gibi yapımların senaryolarıyla sinema tarihinde önemli yer edinen Paul Schrader’ın bir kez daha yönetmen koltuğuna oturacağı The Master Gardener’dan ilk detaylar geldi.  

Paul Schrader, 2017 çıkışlı First Reformed’dan sonra arayı çok açmadan The Card Counter ile seyirciyi poker masasına davet etmiş; eski bir asker ve kumarbaz olan William Tell’i odak noktası alan filmin kadrosunda Oscar Isaac, Willem Dafoe, Tiffany Haddish ve Tye Sheridan gibilerine yer vermişti. The Card Counter şu aralar 78. Venedik Film Festivali’nde prömiyerini yapadursun, kendisi hız kesmeden bir sonraki filminin çalışmalarına başlamış bile.

Yönetmenliğini ve senaristliğini üstleneceği The Master Gardener’ın başrolleri için Joel Edgerton ve Sigourney Weaver’la el sıkışmış Schrader. Edgerton’ın kendini işine adamış titiz bir bahçıvanı canlandıracağı filmde Weaver onun zengin mülk sahibi işverenine hayat verecek. İşverenin, dik başlı yeğeninin sorumluluğunu bahçıvana teslim etmesiyle birlikte geçmişe gömülü karanlık sırlar gün yüzüne çıkacak.

Schrader’ın söylediğine göre senaryonun ilk taslağı bahçıvanı odağa alır şekilde yazılmış fakat 2 kadın karakterin dâhil olması ile daha karmaşık ve özgün bir noktaya evrilmiş. 

Paul Schrader’dan “iptal kültürüne” dair göz devirten açıklamalar

Gerek röportajlarında gerek Facebook hesabında yaptığı çıkışlarla sık sık göz devirten Paul Schrader, 78. Venedik Film Festivali’nde de boş durmadı ve haklı olarak tepki çeken kimi demeçler vererek gündeme yerleşti. Deadline ekibiyle yaptığı sohbet esnasında gelen bir soru üzerine, “iptal kültürü” üzerine engin (!) görüşlerini paylaşmış.

Hollywood’daki birçok kariyerin cezai suçlamalardan ziyade kişisel suçlamalarla sona erdiğini düşünüyormuş kendisi. Bu esnada Kevin Spacey, Scott Rudin veya Johnny Depp gibi isimleri zikrediyor. İptal kültürünün Delta varyantı kadar bulaşıcı olduğunu, insanların bu virüse kapılmaktan çekindiği için diğerlerini savunmadığını söylüyor. Bir dönem Hollywood’dan kimi isimlerle Zoom’da poker kulübü kurduklarını, görüşlerini dillendirdiği ve yeterince politik doğrucu olmadığı için kulüpten çıkarıldığını da iddia ediyor.

Schrader’ın benimsediği anlayışın tarihe karışmasını umuyor, gerekirse kendisinin daha nice poker kulübünden atılmasını ümit ediyoruz.

Yazı: Senay Arslan