Bant Mag. No:36'dan // Davulcular anlatıyor: Ivan Knight (Brazzaville)

Bant Mag. No:36’da yer alan “Nasıl başladım? Neden başladım?¨: Davulcular anlatıyor isimli dosyada, yerli yabancı toplam 32 davulcunun, davulla ilgili hikayelerine yer verdik. Şimdi söz, Brazzaville davulcusu Ivan Knight’ta!

Ivan Knight
Brazzaville

Tanrı, Hal Blaine, Pilav ve fasulyeler… ya da buna ne başlık koymak isterseniz.

Ben çocukken annem ve babam sürekli Burt Bacharach dinlerlerdi. Bugün bile, hâlâ en çok onun müziği bana dokunur. Aslında bir teknisyen olsa da, her şeyden önce bir şarkı yazarıydı ve ben onu ilk dinlediğim günden itibaren şarkılara ilgi duymaya başladım. Teknisyenleri ve gösterişli müzisyenleri izlemek bazıları için keyifli olsa da, benim için değildi. Ben şarkıları severdim. Her neyse Bacharach’ın ön kayıtlarında yardım eden bir grubu vardı ve bu grubun adı Wrecking Crew’du. 1960’larda Wrecking Crew, Sinatra, Beach Boys, Mamas and the Papas ve Elvis Presley gibi birçok müzisyenin arkasında çalarak stüdyo müziğinin en ünlü gruplarından biri oldular. Davulcuları Hal Blaine. Muhtemelen bu bilinmeyen kahramanı hiç duymadınız ama Wikipedia’da beraber çalıştığı yıldızlara bir bakın. 50’nin üzerinde bir numara hit, 150’nin üzerinde İlk 10’a girmiş hit çalmış ve 35. binden fazla şarkı kaydetmiş bir müzisyen. Bu kahramanımın en komik özelliği de onun görünüşü hakkında hiçbir fikrim olmamasıydı. Ben çocukken internet yoktu, ben de hiçbir zaman kütüphaneye gidip onun neye benzediğine bakmadım. Sadece onu dinlemeyi seviyordum ve hakkında başka bir şey bilmiyordum. Bir melek ya da pislik olabilirdi. Hiçbir fikrim yoktu.

Yıllar sonra bir gün, Professional Drum Shop Hollywood adında eski bir davul dükkânındaydım. Son 50 yılda Los Angeles’ta davul çalmış herkes oraya mutlaka uğramıştır. Ben de sırf duvardaki fotoğraflar için bile oraya gitmeye bayılırdım. Ve tabiî eski davul setleri. Dükkânın sahiplerinin de kedilerle ilgili anlatacak bir sürü ilginç hikâyesi olurdu. Bir gün çalışanlardan biriyle sohbet ederken yaşlı bir adam yüzünde bir gülümsemeyle gelip elimi sıktı ve bana “Merhaba” dedi. Kim olduğunu bilmiyordum ama bir yandan da kim olduğundan emindim. Ona “Sen Hal Blaine’sin değil mi?” diye sordum. O da “Evet, nereden bildin?” dedi. Nasıl açıklayabilirim bilmiyorum, ama bir şekilde o olduğunu anlamıştım. Hayatta bazı bağlantılar vardır…

Olayın üstüne güldükten sonra, ona ve yaptığı işe ne kadar hayran olduğumu ve onun benim kahramanım olduğunu anlattım. Ona üzerinde çalıştığım birkaç parçayı gönderip gönderemeyeceğimi sordum, o da keyifle dinleyeceğini söyledi. Birbirimizin numaralarını aldık. O sırada bir film müziği üzerine çalışıyordum, bitirdiğim an ona yolladım. Bu kadar iyi müzisyenlerle çalışmış biri olduğu için ondan herhangi bir cevap beklemiyordum aslında. Ama bir gün telesekreterimde bir mesaj buldum:

“Merhaba Ivan, ben Blane. Az önce müziğini dinledim ve gerçekten kayda değer bir şeylerle karşılaştım. Sana tüm içtenliğimle bol şans diliyorum. Eminim ki çok başarılı olacaksın!” Cennetteydim. Küçük bir çocuk gibi evin içinde zıpladım. Bana göre iyi bir davulcu müziği destekleyendir. Önemli olan ego değil müziktir. Hal Blaine’in de bana öğrettiği şey buydu. Müziğinde başarıyla yaptığı şey desteklemekti. Aynı zamanda havalı ve ilham vericiydi.