Beş filmiyle Xavier Dolan

Son filmi Mommy, bugün vizyonda olacak olan Xavier Dolan’ın yapımcılığını, yönetmenliğini ve senaristliğini üstlendiği beş filmini inceliyoruz.

I-Killed-My-Mother

I Killed My Mother (2009)
Xavier Dolan’ın yarı otobiyografik ilk filmi I Killed My Mother, bir anne ve ergen oğlunun ilişkisine odaklanıyor. Annesinin sesinden, kıyafetlerine kadar her ayrıntısından nefret eden Hubert rolündeki Dolan, canlandırdığı karakterin aksine olgun bir yönetmenlik örneği sergiliyor. Yorucu, çoğu zaman mantıksız kavga ve tepkilerle dolu bu ilişkiyi kesinlikle taraf tutmadan aktarmayı başarmış. Aralarda giren vlog itirafları da ilişkinin gerçekliğini pekiştiriyor ve ortaya Dolan’ın potansiyelini müjdeleyen harika bir ilk film çıkıyor.

amours

Heartbeats (2010)
Orijinal adı olan Les Amours Imaginaires/Hayali Aşklar’ın daha güzel özetlediği Heartbeats, ‘Tek gerçeklik mantıkdışı bir aşktır.’ cümlesiyle açılıyor. En yakın arkadaşlar Marie ve Francis’in aynı adama aşık olmalarını izliyoruz. Bu aşk giderek onları birbirine düşman etse de aslında her şeyin kafalarında olup bittiği aşikar. Daha çok bir arzu nesnesi olan Nicolas ikisine de kibar ve arkadaşça davranıyor ve bir yerden sonra işin içinden çıkmak imkansızlaşıyor. Dolan’ın slow-motion montaj sekanslarını müthiş bir soundtrackle desteklediği bu film, hepimizin bazen hayatı kendimize nasıl dar ettiğimizi özetler nitelikte aslında.

ff20130906a7a

Laurence Anyways (2012)
Dolan’ın kendisi oynamadığı ilk filmi olan Laurence Anyways, Laurence adında bir transeksüelin 10 yıllık hikayesini anlatıyor. Kadın olmak istediğini söylediğinde nasıl tepki vereceğini bilemese de, sevgilisi Fred bir sure sonra bunu beraber yapacaklarını ve ne olursa olsun yanında olacağını söylüyor. İşin sonunda durum böyle olmasa da, tanık olduğumuz bu 10 yıllık ilişki, kimlik, değişim ve kabulleniş konularını sorgulamamızı, biraz da kendimize bakıp sevdiklerimize karşı ne kadar yargılayıcı olabileceğimizi gömemizi sağlıyor.

Tom-a-la-Ferme-de-Xavier-Dolan-Photo-c-Clara-Palardy

Tom at the Farm (2013)
Dolan’ın psikolojik gerilim türündeki ilk denemesi olan Tom at the Farm, Hitchcock ve Polanski filmlerini andırıyor. Sevgilisinin ölümünün ardından sevgilisinin annesi ve abisini ziyarete giden Tom’un başından geçenleri izlediğimiz filme Dolan, yas tutmak ve ölümle başa çıkmak gibi kavramlara başka bir perspektiften bakmayı seçmiş. Oğlunun gay olduğunu bilmeyen anneden durumu saklamaya çalışan Tom, durumun farkında ve hoşnutsuz abiyle uğraşmak zorunda kalıyor. Bir sure sonra ortak kayıpları üzerinden garip bir bağ kuran ikili, seyirciyi diken üstünde tutuyor.

adorval21418088660

Mommy (2014)
Dolan’ın son filmi Mommy, problemli bir ergen çocuk ve annesi arasındaki ilişkiyi anlatıyor. Konu her ne kadar I Killed My Mother’a benzese de, hatta anneyi aynı oyuncu canlandırsa da, Dolan’ın beş yılda geldiği yer çok farklı. 4:3 formatında çekmeyi tercih ettiği film, hayatlarında sıkışıp kalmış, çaresiz insanlara çok uyuyor. Ana karakter Steve’in yardımıyla arada bir format 16:9’a dönüşse de bu çok uzun sürmüyor, aynı hayatlarındaki rahat anların hiç uzun sürmediği gibi. Son yıllarda gördüğümüz en başarılı anne portrelerinden biri olan Mommy, oyunculuklar ve müzik seçimleriyle devleşiyor ve Dolan’ın ustalık eseri oluyor.

Yazı: Zeynep Naz İnansal