black midi ve Shame, 4 Şubat’ta İstanbul’da

Britanya’nın yeni nesil gitar müziğine türlü isimler veriliyor. Bir süredir “new weird Britain”da karar kılınmıştı fakat şimdilerde “Post-Brexit new wave” gibi zorlama tamlamalar gündemde. Adı her ne olursa olsun, bu sahnenin en nitelikli gruplarından iki tanesinin black midi ve Shame olduğuna en ufak bir şüphe yok. Sevenlerine güzel bir haberimiz var. İki grup peş peşe, 4 Şubat akşamı Zorlu PSM’de ilk İstanbul konserlerini çalacak.

black midi
black midi

Rough Trade etiketli ve Dan Carey prodüksiyonlu ilk albümü Schlagenheim’la kısa sürede gönlümüzü çalan black midi, noise ve post-punk gibi yaklaşımları kendine özgü, kaotik ve bir o kadar da eğlenceli bir evrende kesiştiriyor. Uzun yıllardır yeni bir soluk katılamayan grup müziğine ilham verici bir yeni sayfa açtıklarına şüphe yok. Nitekim dönemdaşlarından Black Country, New Road üyeleri de şarkı yazımlarının başlıca ilham kaynağı olarak black midi’yi gösteriyor. 2021 tarihli ikinci black midi albümü Cavalcade’de kompleks mi kompleks, belki dinlemesi pek kolay olmayan çok sesli partisyonlarını incelikli bir şarkı yazımı ve kusursuz bir ahenkle savurdular. Canlı dinlemek için sabırsızlanmamak elde değil! Gruptan Geordie Greep ve Cameron Picton’la söyleşimiz Bant Mag. No:75’te okunabilir.

shame
Shame

Shame’e gelecek olursak… ​​“Eğer dikkatli dinlerseniz, kemiklerin çatladığını ve kasların esnediğini duyabilirsiniz.” Londralı beşlinin 15 Ocak’ta yeryüzüne inişini gerçekleştiren ikinci albümü Drunk Tank Pink’i tanımlayacak en iyi cümle bu olsa gerek. Solist Charlie Steen, 41 dakikalık maceranın son şarkısı “Station Wagon”da sarf ediyor bu cümleyi. Dead Oceans etiketli albüm, cevherlerle dolu. Albümdeki parçaların sonik dünyası, Don Caballero ya da Hella gibi ABD’nin deneysel müzik kanadından belli bir dönemle özdeşleşen ekiplerin sarmal ve düzensiz ses evrenlerini çağrıştırsa da küçük ama etkileyici dokunuşlarla grubun karakteri ortaya çıkıyor. Andan keyif alırken az sonra neyle karşılaşacağınıza dair merak içinizi kaplıyor. Eğer biraz arıza ve gürültüden hoşlanıyorsanız, shame’in bünyeyi hırpalayan ateşi sizde masaj etkisi yaratacaktır. “Oh, biraz da şurama lütfen!” derken bulabilirsiniz kendinizi.