Algoritmalardan mekânsal olasılıklara: Borusan Contemporary’de iki yeni sergi

Yeni sezonda, Julia Kaganskiy küratörlüğünde hazırlanan UVA: Kaosun Eşiği ile Necmi Sönmez’in küratörlüğünü üstlendiği Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu seçkisi Hibrit Mekanlar Perili Köşk’te hafta sonları ziyaretçilere kapılarını açıyor. Her iki sergi de 27 Ağustos 2023’e dek görülebilir. Geçtiğimiz hafta düzenlenen basın toplantısında, Borusan Contemporary müdürü Dr. Kumru Eren sergilere ilişkin şu açıklamaları yaptı:

“Perili Köşk’ün mimari özelliklerini ve çok katmanlı yapısını odağına alan sergilerimiz UVA: Kaosun Eşiği ve Hibrit Mekanlar arasında  bağlam açısından kurulan sıra dışı diyalog izleyicilerimizin dikkatini çekecektir. Her iki sergi de Antik Yunan’dan bugüne tartışılan, mekân ve uzam fikirlerini gerek ontolojik gerekse de pratik olarak ele alıyor. Sanatseverlerin, UVA’in çalışmaları aracılığıyla yeni medyanın pozitif bilimlerle sosyal bilimler arasında nasıl bir arayüz olarak işlev gördüğüne tanık olacaklarını ve mühendislik ile insan bilimlerinin bir aradalığıyla şekillenen yeni anlatıların ilhamını yakalayacaklarını düşünüyorum.”

New York’taki New Museum Contemporary Art’ın bir inisiyatifi olarak kurulan ve bir müzenin öncülük ettiği sanat, tasarım ve teknoloji odaklı ilk kültür inkübasyon merkezi olan NEW INC’nin kurucu direktörü, editör, küratör Julia Kaganskiy ise, UVA: Kaosun Eşiği sergisi hakkında şu yorumlarda bulundu: 

“UVA yaklaşık 20 yıldır yeni medya sanatının önde gelen isimleri arasında yer alıyor. Tam da bu yüzden çoğunluğu yeni işlerden oluşan ve kolektifin Türkiye’de gerçekleştirdiği ilk büyük solo sergi olma özelliğini taşıyan UVA: Kaosun Eşiği’ni İstanbul’a getirmek son derece heyecan verici. Bu sergi için Boğaz kıyısındaki tarihi binası ve medya sanatı koleksiyonuyla bilinen Borusan Contemporary’den daha iyi bir partner olamazdı. Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu, UVA’in çalışmalarını yeni izleyicilere tanıtmak için bizlere mükemmel bir bağlam sundu.”

UVA: Kaosun Eşiği, dünya ve evreni algoritmalar yardımıyla yeniden keşfediyor 

2003 yılında Matt  Clark öncülüğünde kurulmuş olan United Visual Artist (UVA) Londra merkezli, yeni teknolojileri heykel, performans ve mekâna özgü yerleştirme gibi geleneksel ifade araçlarıyla birleştiren bir kolektif. Massive Attack’in 2003 yılında, 100th Window albümünün turnesindeki sahne tasarımını -bu aynı zamanda UVA’in ilk çalışması-  yaparak ilk defa gündeme geliyor. 20 yıla uzanan geçmişinde ortaklık kurdukları pek çok çalışma mevcut. Bunlar arasında; koreografisini Benjamin Millepied’ın hazırladığı, Paris Opéra ve Balesi’nin Clear, Loud, Bright, Forward dans gösterisi, Massive Attack ve Adam Curtis ile ortak çalışma olan Adam Curtis Vs Massive Attack projesi, Battles grubunun “Tonto” videosu için sahne tasarımı, moda tasarımcısı Christopher Bailey ile birlikte üretilmiş olan Burberry 2018 Sonbahar/Kış koleksiyonu podyum tasarımı sayılabilir.

27 Ağustos’a kadar bu kolektifin çalışmalarından bir seçkiyi görebileceğimiz sergi Perili Köşk’ün iki katına yayılıyor. UVA:Kaosun Eşiği sergi turundan derlediğimiz notlar ise şu şekilde:

Perili Köşk’ün ikinci katında bulunan kısımda, Evreler ve Ufuk Noktası 3:1 #3 çalışmaları yer alıyor. İnsanlık tarihini mercek altına alan bu çalışmalarda, antik uygarlıkların yağmuru, kuraklık dönemlerini, mevsimleri ve denizdeki gelgitleri öngörebilmek amacıyla oluşturulan, gök cisimlerinin hareketlerine ilişkin haritalandırma çalışmaları incelenmiş. Işık yerleştirmesi formatındaki bu işler; astronomi, bilim, matematik ve mitolojinin temellerini oluşturan modellere ilişkin araştırmalarla tasarlanmış. Gezegenlerin yörünge hareketlerinin, tutulma olaylarının ardındaki matematik, eserlerdeki algoritmanın materyali haline gelmiş. 

UVA, Evreler, 2022.
158 x 36 x 32 cm (5 parça). Alüminyum, çelik, özel yapım elektronik
aksam, kod.
Ses, Dave Meckin iş birliğiyle. Borusan Contemporary’nin siparişiyle.

Matt Clark’ın açıklamasına göre Evreler, Pisagor’un, gök cisimlerinin yörüngesel hareketleriyle birlikte bizlerin duyamayacağı türden harmonik bir müzik yarattığına olan inancından ilham alıyor. Beş kinetik heykelden oluşan çalışma, yörünge hareketleriyle oluşan harmonik dokunun farklı bir dilde çevrimini yapıyor. Boş bir odanın içinde ışıktan kesikler atıyor, ses dalgalarını belirli frekansta ve ritimde yayınlıyor, böylelikle evrene dair veriler algılayabileceğimiz boyutta ifadelere dönüşmüş oluyor.  

Bu bölümdeki bir başka iş olan Ufuk Noktaları 3:1 #3, Ufuk Noktaları başlıklı serinin üçüncü edisyonu. Perspektiften ilham alan seri, perspektif çizimindeki referans çizgileri ortadan kaldırıp, geometri üzerinde oynamalar yapan bir çalışma. UVA’in kurucu üyesi Matt Clark Ufuk Noktaları’ndan söz ederken, insan ve makine arasındaki ilişki sonucu doğmuş “yaşayan” bir çalışma olduğunu ifade ediyor. Yedi sahneden oluşan serinin her sahnesinde, algoritma aracılığıyla armonik tona ait rastgele bir nota dizisi seçilerek görsel-işitsel bir müzik yaratılıyor.  Bu sayede yedi sahne dizimi bir başlangıç ve sona sahip olsa da her çevrimde farklı farklı sahneler izlemiş-dinlemiş oluyoruz. Bu ses tasarımı için besteci Daniel Junior Thibaut ile birlikte çalışılmış. Serginin küratörü Julia Kaganskiy ise bu eser hakkında “Ses, renk, geometrik form üzerinde deneyler yapan bir iş. Işık kendi başına bir enstrümana dönüşüyor.” açıklamasını yapıyor.

UVA, Etimolojiler, 2022.
130 x 55 x 3 cm. Alüminyum, özel yapım elektronik aksam, LED, kod.
Borusan Contemporary’nin siparişiyle.

UVA sergisinin 4. kattaki devam bölümünde ise Etimolojiler, Şimdiki Zaman Şoku ve Akış Resimleri yer alıyor.

Freud ve Jung’un metinlerinin bir algoritmayla okumasının yapılıp, metinler boyunca -anlamına ve bağlamına bakılmaksızın- sık tekrar eden kelimelerin seçilmesi ve ardından bunların yine algoritma aracılığıyla yeniden metinleştirilmesini içeriyor. Böylelikle şiirsel kompozisyonlar yaratılıyor. Kelimeler çoğunlukla bir anlam ifade etmeyecek şekilde yan yana gelseler de kelime akışını deneyimleyen izleyicinin zihninde bir süre sonra anlamlar oluşmaya başlıyor, yeni anlamlar doğuyor. Matt Clark, dil üzerine üretilmiş olan bu işin arka planında, dili bir teknoloji olarak görme fikrinden duyulan heyecan olduğunu belirtiyor.

Şimdiki Zamanın Şoku çalışması, dünyanın farklı noktalarından, yakın geçmişte yaşanan güncel olaylardan insan vücuduna yönelik verilere kadar farklı konularda toplanan istatistiklerin bir araya getirilmesiyle oluşuyor. Bu sayede, bilgi bombardımanına tutulduğumuz günümüzde, bir istatistiğin ne kadar anlamsız hâle geldiği, anlamsızlaştığı aktarılmaya çalışılmış. 

UVA, Akış Resimleri, 2017.
118 x 90 x 5 cm. Kod, özel yapım elektronik aksam, termokromik boya, alüminyum.
bitforms galeri’nin izniyle.

Akış Resimleri ise kendi kendini resmeden üç adet -kırmızı, yeşil ve lacivert renkteki- tablodan oluşuyor. Algoritmik sisteme bağlı olan tablolar, veri akışıyla ilintili, tıpkı gökyüzündeki bulutların yavaş hareketinde olduğu gibi bir devinim içinde değişim geçiriyorlar. Değişimi görebilmek için, sabırlı olup odaklanmak gerekli; bu sayede değişimi fark edebilmek mümkün. 

Ola Kolehmainen, İsimsiz (MiN5+6), 2010.
146 x 386 cm (bütünü). Kromojenik baskı, diasec-monteli, 2 panel.
Ed. 2/6, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu.
Hibrit Mekanlar, “müze mekânı”na Perili Köşk perspektifinden büyüteç tutuyor

Borusan Contemporary’nin yeni sezon sergilerinden bir diğeri ise Hibrit Mekanlar. Küratörlüğünü üstlenen Dr. Necmi Sönmez, basın toplantısında serginin kurgusuna dair sözlerinde, Perili Köşk’ün çok katmanlı kimliğinin, çağdaş sanat ile güncel mimarlık arasındaki diyaloğun merkezinde yer aldığından söz etti. Sergi, merkezine Perili Köşk’ü yerleştirerek mimarinin perspektifinden, “var olmayan”, sürekli değiştiği için melez bir karaktere sahip olan “müze mekânı”nı büyüteç altına almakta. Nitekim Sönmez, açılış toplantısında yapının ofis-müze hibrit işleviyle dünyada bir ilk olduğunu belirtti. Bu sergiyle birlikte mimariyi, mekânsal tasarımdan öteye geçirerek sosyal, politik ve ekolojik bakış açılarıyla yeni kavramları tartışmaya açmak ve çağdaş sanat ile güncel mimarlık arasındaki diyaloğu yoğunlaştırmak hedefleniyor. Seçkide yer alan eserler, iklim krizini temel alan çalışmalardan oluşuyor. 

Hibrit Mekanlar kapsamında dört seriden oluşan bir etkinlik dizisi de gerçekleşecek. Dr. Emin Mahir Balcıoğlu moderatörlüğünde, Ekim- Aralık 2022 ile Şubat-Nisan 2023’te toplam dört oturum hâlinde düzenlenecek “Hibrit Mekanlar – Mimari İçerik ve Çağdaş İmge Üretimi” adlı etkinlik serisi, önde gelen mimarları buluşturarak çağdaş görsel sanatlar ve mimarlık arasındaki geçişmeleri masaya yatıracak.

Etkinlik serisi kapsamında davet edilen mimarların, çalışmalarında sanatsal ve mimari perspektif arasında nasıl bir ayrıma gittiklerine, çağdaş sanat ile hangi bağlamlarda bir araya geldiklerine, mekân ilişkilerini ve sanatsal pratikleri yakınlaştırırken sanatçılarla geliştirdikleri ortaklıklara odaklanılacak.

Yazı: Biçem Kaya
Giriş Görseli: UVA, Etimolojiler, 2022.