Cannes günlükleri - 8

Yarışmanın son birkaç gününe gelip çatmış olduğumuz Cannes’da 8. günün en büyük olayları Sorrentino’nun “Youth” ve Gaspar Noe’nin “Love”ının prömiyerleriydi.

Yazı: Melikşah Altuntaş

image1

Sabahın 7’sinde uyanıp sıralara girerek görmeyi başardığımız “Youth”, filmden çıkan ilk teaser’dan bu yana meraktan delirtiyordu. Sonunda büyük buluşma gerçekleşti. “Youth” çok acayip tabi. Kocaman bi’ sinema! Tüm klişe ve beklenen hamleleri bir nedenden dolayı orda, müthiş! Görsel açıdan da yine yaşayan en iyi yönetmenlerden biri olduğunu kanıtlıyor Sorrentino.

Salonda büyük alkış koptu film bittiğinde tabii, cılız yuhalamalar da oldu. Filme kimlerin neden düşman olacağı çok belli zaten. “İki yaşlı entelektüelin hayat ve kadınlar üzerine sığ muhabbeti ve gösterişli bir reji” gibi yorumlar dönecek muhtemelen. Belli ölçüde hak vermek isterdim ancak gerçekten muazzam bir zeka ve mizah var işin içinde, o yüzden beni bu defa affedin. Özetle “Youth”, Sorrentino’nun en iyisi değil ama kesinlikle çok iyi!

marg

Yarışmadan bir başka filmi daha aradan çıkarma fırsatını kullanarak görmeyi başardığım “Marguerite & Julien” için de güzel cümlelerim olmasını dilerdim ama ana yarışmada izlediğim açık ara en zayıf filmdi kendisi. Kısıtlı bir zeka içeren rejisi, klişe ötesi senaryosu, göstermeci cüreti ve tüm yapaylığıyla “Marguerite & Julien”nin neden ana yarışmada yer aldığını anlayabilmek zor! Oyuncu-yönetmenler kervanına, çektiği hiç de fena olmayan filmlerle katılan Valerie Donzelli için ciddi büyük bir geri adım olmakla birlikte, yan bölümlerdeki filmlerle kıyaslandığında esaslı bir isyan nedeni “Marguerite et Julien”.

image3

Ve gecenin son filmi olan ve 00.15’te başlayacakken 00.45’e kadar sarkarak bitmeyen bir metrobüs sırası kalabalığı içerisindeki smokin ve topuklu ayakkabılı seyircilerini yaklaşık 2 saat bekleten, Geceyarısı bölümünün en olaylı -olması beklenen- filmi “Love”, nihayet perdede görülür oldu!

Öncelikle bu neredeyse hiçbir görsel iddiası olmayan filmin neden 3D olduğunun cevabını vererek başlayayım: Gaspar Noe seyircisinin üzerine sperm sıçratmak istemiş! Ne yazık ki 3D seçiminin bundan bir tık daha fazla bir nedeni bulunmamakta. Uzuuuunca bir plan sekans boyunca birbirlerine handjob yapan kahramanlarımıza eşlik eden epik bir müzikle ile açılan “Love”, 130 dakikalık süresince dünyanın en sığ aşk hikayelerinden birini, yine bildik Noe aşırılıklrıyla -ki her zamanki dinamizminden de çok çok uzakta- sündüre sündüre anlatıyor ve araya attığı “parça”larla çaresiz bir seyirci oyalama işine girişiyor.

Film üzerine uzun uzun yazmak isterdim ancak yaşattığı can sıkıntısını tanımlayacak sıfat bulmakta zorlanıyorum. Daha sonra dergide yazarım yeniden.

image2

Festivalde yarın neler izleyeceğiz? 

Yarışmada kaçırdığım Carol, Sicario gibi filmleri ve çiçeği burnunda prömiyerleri izlemeyi planladığım bu günün ardından, yarın da Cronic ve Valley of Love seyirci karşısına çıkacak. Cumartesi günü Macbeth’le tamamlanacak yarışma için son üç gün!