Charli XCX kendine meydan okuyor: “how I’m feeling now”

“Herkese selam, ben Charli. Umarım bu bilinmezlik içinde kendinizi pozitif tutan şeyleri yapabiliyorsunuzdur. Benim için pozitif kalmak, yaratıcı olmakla iç içe geçen bir şey. Bu yüzden bu izolasyon zamanını sıfırdan yeni bir albüm yapmak için değerlendirmeye karar verdim.”

6 Nisan 2020 günü, 1.000 hayranının katıldığı bir Zoom görüşmesinde bu sözleri söyledi Charli XCX. Bu zorunlu izolasyonun üzerindeki etkilerini şarkılaştıran birçok müzisyen olduğu aşikâr. Fakat Charli XCX’in duyurusunu diğer üretimlerden farklı kılan birçok nüans var. Öncesinde takvimi biraz geri saralım…

Müzikal kimliğinin peşinde

İngiliz müzisyen Charlotte Emma Aitchison, ilk kayıtlarını MySpace üzerinden paylaşıp geniş kitleler tarafından keşfedildiğinde sene 2008’di. Henüz 16 yaşındaydı, ama parçalarını Essex ve civarındaki kimi ravelerde çalmaya başlamıştı bile. Rave kültürü ve yaptığı müziği içselleştirdiğini söylemekse epey zor. Kısa süre sonra bir plak şirketiyle albüm anlaşması imzaladıysa da hâlâ gerçek tutkusunun ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yıllar sonra The Guardian’a verdiği bir röportajda “Bu müzikten ve gördüğü ilgiden ne gibi çıkarımlar yapmam gerektiğini bilmiyordum. Kim olduğumu da bilmiyordum. Bir anlaşmam olsa bile henüz keşif aşamasındaydım.” sözleriyle o dönemki kafa karışıklığını anlatıyor.

Asylum Recods’la ilk anlaşmasının ardından kendini “kaybolmuş” hisseden Charli XCX, Los Angeles’ta bir dizi prodüktörle yaptığı görüşmelerle bu işin kendine göre olmadığını hissetmeye başlamış. Ta ki Ariel Rechtshaid’le tanışana kadar… İkilinin ilk ürünü olan “Stay Away”, bir dönüm noktasına işaret ediyor. Artık tüm odağını müziğe vermeye kararlı bir Charli XCX’ten bahsedebiliyoruz. Dans müziğinin farklı dönem ve disiplinlerinden, avangart yaklaşımlardan ve elektronik müzikten beslenen bu çok yönlü pop anlayışı; Charli’nin müzikal kimlik arayışının sonu ve müzik âlemi için de çarpıcı bir serüvenin başlangıcı oluyor.

Alex Metric, Icona Pop, Brooke Candy gibileriyle yaptığı düetlerin ardından 2013’te ilk uzunçaları True Romance yayımlandı ve Charli XCX, tüm dünyada her adımıyla büyük yankı uyandıran bir müzisyene dönüştü. Bir sonraki yıl yayımlanan punk hissiyatlı Sucker albümü, müzisyenin pop anlayışının ne denli geniş bir kapsama yayıldığını ispatladı ve ününe ün kattı. Sonrası, farklı prodüktör ve müzisyenlerle iş birlikleri, deneysel pop etiketi Vroom Vroom Records ve kendini “Charli’nin Melekleri” olarak tanımlayan dünyanın dört bir yanına yayılmış bir fan kitlesiyle her daim göz önünde olan bir pop sansasyonu…

Bu kez kendi başına

2019 çıkışlı albümü Charli, Lizzo, Sky Ferreira, HAIM, Troye Sivan gibi isimlerle yapılmış düetleri bir araya getiriyordu. Geniş müzik havzasını her daim farklı renkler ve dokunuşlarla yeniden şekillendiren bir müzisyen imajı çizen Charli XCX, salgın döneminde kendine bir kez daha meydan okudu. Bu kez evinde, yalnızca elinin altındaki ekipman ve imkânları kullanarak, her şeyiyle bir Charli XCX ürünü olacak bir çalışma için kolları sıvadı. “Sıfırdan” başladığı bu albümün yayını için 15 Mayıs 2020 tarihini hedeflediğini dillendirdiğinde karantina sürecinin ilk ayı yeni yeni tamamlanıyordu. Bu DIY albüme how I’m feeling now ismini vermesi de şimdiye dek dinlediğimiz en içedönük çalışması olacağının ipuçlarını taşıyor. 6 Nisan tarihli duyurusunda, albümün hazırlık sürecinin tüm detaylarını “Melekleri” ile paylaşarak ilerleyeceğini de açıkladı. Zoom buluşmaları, albüme dair güncellemeler yaptığı canlı yayınlar, şarkı yazım ve prodüksiyon aşamalarına dair detaylar ve nicesiyle; tek başına hayat verdiği yeni albümünü herkesin gözleri önünde tamamlamaya karar vermesi başlı başına cesaret isteyen bir manevra. Hayranlarından kendisine beatler, eskizler ve yorumlar göndermelerini istiyor ve kendi hislerini seslendirirken interaktif bir yaklaşım benimsiyordu. Tabii ki iş birlikleri yine onun için çok büyük önem arz ediyordu ve birtakım çevrimiçi ortaklıklara dair de ipuçları veriyordu. A.G. Cook ve BJ Burton ikilisi, ilk baştan beri öne çıkan prodüktörler oldu. 

Albüme dair ilk duyuruda kısa bölümleri paylaşılan Charli XCX şarkısı “Forever”, 9 Nisan’da ilk tekli olarak BBC Radio 1’da prömiyerini yaptı. Seth Bogart ve Regard Coupables imzalı iki ayrı kapak görseliyle dijital evrene salınan parça, lo-fi beatler ve darkwave hissiyatıyla kavruluyor. “Forever”, Charli XCX’in eklektik pop müziği yine farklı uçlara taşırken, kişisel duyguları odağına alıyor. Birçok insanın karantina sürecinde ilişkilerinde yaşadığı ve sorguladığı şeylerin yansımaları, Charli’nin şarkı sözlerinde yüzümüze çarpıyor. Bir hafta sonra şarkının Charli XCX ve Dan Streit tarafından yaratılan video klibi prömiyerini yaptı. Klipte izlediğimiz görüntüler hem Charli’nin karantina sürecine hem de telefonunun derinliklerindeki videolardan bir seçkiyle özlemini duyduğu zamanlara ışık tutuyor.

how I’m feeling now’dan paylaşılan ikinci tekli, bu kez bir hip hop ve glitch pop senteziydi. “Claws”, ilhamını karantinasını paylaştığı erkek arkadaşından alan bir aşk şarkısı. Coşkulu ve bir o kadar da hipnotik atmosferiyle güçlü bir kutlama havası hissettiren şarkı, müzik otoritelerinden övgüler toplamasının yanı sıra Charli XCX’in şimdiye dek yazdığı “en samimi” şarkı ilan edildi. Süslü tanımlamalardan, kıvrak bir şiirsellikten çok uzakta; olabildiğince sade bir şekilde “Sana dair her şeyi çok seviyorum” diyordu zira. Sanki bir Tim & Eric bölümündeymişsiniz gibi hissettiren, Vlog-vari ev yapımı klibinde Charli XCX’in şarkıda seslendiği aşkı Huck Kwong’u da görüyoruz. Parçanın ardından verdiği röportajlarında, kendini Kwong’la birlikte karantinada olduğu için ne kadar şanslı hissettiğini dillendiriyor müzisyen. “Claws” ve klibi de tam olarak bu hissin üzerine inşa edilmiş.

En derinleri keşfe çıkma zamanı

Söz verdiği gibi albümün hazırlık sürecinde sürekli takipçileri ve hayranlarıyla iletişim halindeydi Charli XCX. 2,5 milyon takipçili YouTube sayfasından haftalık güncellemelerle albümün tüm detaylarını önümüze dizmek, kendine de izolasyon döneminde iyi geliyordu belli ki. Öyle ki bu yayınlar, albümün yaratım sürecine ışık tutmanın ötesinde, kendi içini döktüğü seanslardı aynı zamanda. 30 Nisan’da gerçekleştirdiği canlı yayında, karantinadan kısa bir süre önce terapiye başladığını ve bu sayede kendine ilişkin keşifler yapmanın keyfine vardığını, şarkı yazarlığının da bu anlamda farklı bir yöne gittiğini söylüyordu:

“Eski dünyada dışarı çıkmayı, dans etmeyi, dans müziğiyle kendime birtakım hikâyeler yaratmayı seviyordum. Şimdi böyle bir şansım yok. Şu an yapabildiğim şey, kendi içimi kazarak derinlere inmek. Yazdığım şarkıların konuları kendim ve erkek arkadaşımla yaşadığım ilişki etrafında şekilleniyor. Bu konular hakkında önceden yapamadığım şekilde konuşmanın yollarını arıyorum. Daha önce hiç ele almadığım kadar özel hisleri şarkılaştırıyorum.”

Albümden bir hafta önce paylaşılan üçüncü tekli “I Finally Understand” de içinden geçtiği ruhsal devinimin izlerini taşıyor. “Terapistim bana kendimden nefret ettiğimi söylüyor” ve “Şu an hissettiğim şeyler beni öldürebilir” gibi sözleriyle içinde yaşadıklarına değinen Charli XCX, yüzünü yine erkek arkadaşına dönüyor ve “Kendimden nefret etsem de beni sevmeye devam ediyorsun” diyerek bir kez daha aşkı kucaklıyor. Parça, UK Garage hissiyatını merkezine alan prodüksiyonuyla how I’m feeling now’da karşılaşacağımız sonik skalanın ne denli uçsuz bucaksız bir alana yayıldığını da ispatlar nitelikte.

Basın açıklamalarında ve tanıtımlarda “Charli XCX’in karantina albümü” olarak tanımlanan 11 şarkılık how I’m feeling now, 15 Mayıs 2020 itibariyle dijital servislerdeki yerini aldı. İşitsel olarak akıştaki her parça, müzisyenin 2010’ların ikinci yarısında eğildiği “fütüristik pop” deneylerine yenilerini ekleyen, zihin açıcı prodüksiyonlar barındırıyor. Ama bu albümü Charli XCX diskografisindeki diğer yayınlardan ayıracak en önemli detay, bir günlük gibi kurgulanmış olması. Kendi jenerasyonunun en gözde pop yıldızlarından birinin, zihninden ve kalbinden geçenleri bu kadar yalın bir şekilde ifade ettiğine kolay kolay tanıklık etmiyoruz. Albümün her bileşenine kendi içselliğini katmasının ötesinde, bunu gerçekleştirme sürecini kapalı kapılar ardında değil de gözlerimizin önünde yapmaya cesaret etmesi, Charli XCX’in müzikle kurduğu ilişkinin hâlâ kabuk değiştirmeye devam ettiğini kanıtlıyor. 2010’lar başlarken, bir anda tüm spot ışıklarının üzerine döndüğü müzik sektöründe baş döndürücü bir karmaşanın içindeydi. 2020’lere ise bir kez daha kendini keşfetme çabası ve tüm alışkanlıklarını bir kenara bırakıp yeni bir anlatı yaratarak adım atıyor. Şimdi, Charli XCX’i gerçekten tanımak için play’e basıyoruz…