Çocuklar, anneler, kayıplar ve ağaç evler: “Petite Maman”a ilk bakış

Céline Sciamma; kamera arkasına geçtiği Bande de filles, Naissance des pieuvres, Tomboy’un yanı sıra, kaleme aldığı Quand on a 17 ans ve Ma vie de Courgette’le sağlam bir filmografi inşa etmiş olsa da; adını geniş kitlelere Portrait de la jeune fille en feu (Portrait of a Lady on Fire) ile duyurmuş, tüm yetkinliğiyle sinema sanatının en büyüleyici aşk öykülerinden birini önümüze koymuştu.

Bir sonraki hamlesi merakla beklenen yönetmenin 71. Berlin Film Festivali’nin ana yarışmasında ter dökse de eli boş ayrılan, fakat seçkinin en iyi eleştirilere sahip yapımlarından biri olarak öne çıkan son çalışması Petite Maman, aylar önce yayımlanan tek görseli dışında tam anlamıyla sır küpüydü. Nihayet huzurlara çıkan ilk görüntüler, masalsı atmosferin hâkim olduğu, çocukluk deneyimine dair farklı izleklerle örülmüş bir anlatının ipuçlarını veriyor. Sciamma’nın, yaratım sürecinde Hayao Miyazaki filmografisinden ilham aldığını belirtmekte fayda var.

Fransa sinemalarına 2 Haziran’da teşrif etmesi etmesi beklenen filme, yakın gelecekte MUBI Türkiye üzerinden erişebileceğiz.

Petite Maman (Türkçe adıyla “küçük anne”) öyküsünü sekiz yaşındaki Nelly’nin etrafında şekillendiriyor. Karakterimiz çok sevdiği büyük annesini yeni kaybetmiştir ve geride bıraktığı evini ebeveynleriyle birlikte temizlemektedir. Günler geçtikçe, annesi Marion’un küçükken oynadığı ve Nelly’nin hakkında pek çok şey duyduğu ağaç evi keşfeder. Annesi bir gün aniden evden ayrılır ve Nelly ormanda, ağaç ev inşa eden kendi yaşında bir kızla tanışır. Onun adı da Marion’dur.

Kadrosunda Joséphine Sanz, Gabrielle Sanz, Nina Meurisse, Stéphane Varupenne ve Margot Abascal’ı barındıran yapım; sinema yazarlarınca “yoğun ve olgun bir çalışma” olarak tasvir ediliyor. Duygusal olarak yankılanan, benzersiz bu deneyimde hafızanın ve hayal gücünün kuvveti başarıyla ele alınıyor; Sciamma bir kez daha yaşamın büyük sorularını, kararlı bir kadın bakış açısıyla keşfediyormuş.