İstanbul için Crack Cloud vakti

Vancouver çıkışlı Crack Cloud, 2018’de yayımladığı kendi ismini taşıyan ilk albümünden bu yana her adımıyla heyecan yaratan bir kolektif. “Kolektif” tabirinin hakkını verecek şekilde; yalnızca müzisyenlerle sınırlı kalmayıp çeşitli görsel sanat disiplinlerinde üreten sanatçıları da kapsamında bulunduruyor. Art punk tadı veren parçalarını tamamlayan harika videoları, bir fabrika tadında çalışan Crack Cloud habitatının olmazsa olmazı.

Günümüzün en yaratıcı müzikal hadiselerinden biri olan ekip, 21 Mayıs Cumartesi akşamı Salon İKSV sahnesinde olacak. Şimdiden söyleyelim, yıllar sonra “ben de oradaydım” diyeceğiniz bir konser olacağına şüphe yok! Son albümü Pain Olympics ile Bant Mag.’ın 2020’nin en iyi 100 yabancı albümü listesinde 40 numaraya yerleşen ekip, geçtiğimiz günlerde yeni bir albüm de duyurdu üstelik!

crack cloud tough baby
Tough Baby ve anlam arayışı

Üçüncü albüm Tough Baby, 16 Eylül’de grubun şu ana kadarki tüm işlerini yayımlayan Meat Machine ve taze oluşum Crack Cloud Media Studio etiketleriyle yayımlanacak. Grubun davulcusu, baş vokalisti ve şarkı yazarı Zach Choy, esasında Pain Olympics’i son Crack Cloud albümü olarak değerlendirdiklerini; sonrasında kişisel yaşantısından aldığı ilhamla yeni bir albüm için kolları sıvadıklarını söylüyor. 

Tough Baby’nin duyurusu için kaleme aldıkları mektupta “Sanat iyileşmek ve keşifler yapmak için var olan bir mekanizmadır” diyorlar. Nitekim albümün tohumlarını eken de Zack Choy’un, henüz 29 yaşında kan kanseri teşhisi konan babasına dair hatıraları olmuş. An itibariyle 29 yaşına basan Choy, sanat ve yaratıcılığı anlam arayışını kolaylaştırmak için kullanmanın, motivasyonlarından olduğundan bahsediyor.

Albüm habercisi taptaze bir Crack Cloud güzelliği de var. Geçtiğimiz günlerde dinlemeye açılan “please yourself” parçası, yine tematik bir anlatıya sahip. Tam Crack Cloud’dan bekleneceği gibi. Çocukluk yıllarında yatak odasının bir sığınak oluşu, duvarların o zamanlar kurdukları hayalleri yansıtan panolara dönüşmesinden ilhamla yazılmış. Sürreel bir kısa film tadı veren, içinden Mac DeMarco’nun, bulutların, bir laboratuvarın ve bol miktarda glitch’in geçtiği bir yatak odasında (!) geçiyor ve dönüşüyor her şey. Klibi buradan izleyebilirsiniz.

Crack Cloud, ilk iki albümünde kaosu bir materyal olarak nasıl çeşitlendirebileceği ve karakteristik şekilde işleyebileceğinin deneylerini yapar gibiydi. Yeni albümün barındırdığı ağır tema ve ilk parçanın hissettirdikleri, çok daha geniş bir alana yayılan şarkı yazımı anlayışının bizi beklediği. Salon İKSV konserinde belki yoldaki albümden şarkılar da duyarız, kim bilir!