Değişim hiçbir zaman bitmez: GoGo Penguin

Bu akşam Babylon’da gerçekleşecek GoGo Penguin konseri öncesinde Bant Mag. No:47’de Manchesterlı üçlü ile yaptığımız röportajı yeniden hatırlıyoruz.

Manchester’lı üçlü GoGo Penguin, cazdan elektronik müziğe, çeşitli etkileşimleri tek potada eritiyor ve ortaya ustalıkla kurgulanmış, dinleyen için heyecan verici detaylarla dolu şarkılar çıkarıyor. Grup üçüncü albümü Man Made Object’i ocak ayında efsanevi plak şirketi Blue Note etiketiyle yayınladı. Her albümünde hayrete düşüren fikirler sunan grubun canlı performansları da baştan sona mükemmel bir akışla ilerliyor. Bugüne dek iki kez İstanbul’da sahne alan grup, bir hayli uzun yeni albüm turnesi kapsamında 30 Mart’ta Babylon Bomonti’de olacak. GoGo Penguin’in piyanisti Chris Illingworth, konser öncesinde sorularımızı yanıtladı.

Röp: Cem Kayıran – İllüstrasyon: Sedat Girgin

Manchester’ın müzik sahnesi daha çok gitar odaklı gruplarıyla tanınıyor. Siz büyürken neler dinliyordunuz?

Ben gençken, evde ebeveynlerim genel olarak Led Zeppelin, Jethro Tull ve Velvet Underground gibi grupların albümlerini çalardı. Piyano çalmayı öğrenirken, klasik müziğin yanında bu gruplara da ilgi duymaya başladım. Sonrasında daha fazla elektronik müzik (The Chemical Brothers, Underworld ve Prodigy) ve daha fazla modern rock ve grunge (Nirvana, Foo Fighters ve Queens of the Stone Age) dinlemeye başladım. Hepimiz farklı zevkler ve ilham kaynaklarıyla büyüdük ve sanırım bu kendi müziğimizi oluştururken gerçekten yardımcı oldu.

Man Made Object albümüyle birlikte efsanevi plak şirketi Blue Note’un kataloğuna dahil oldunuz. Blue Note’un bir parçası olmak nasıl hissettiriyor?

Bu inanılmaz bir şey. Hâlâ zaman zaman bunun gerçekleştiğine inanamadığımız oluyor. Geride kalan birkaç yıl bizim için harikaydı, her şey çok hızlı gelişti. Blue Note’tan gelen teklif bir anda ortaya çıktı ve bizim içinde büyük bir sürpriz oldu. Son albümümüzde bizimle birlikte çalışırken harikalardı ve böylesine bir şirketin tarih ve mirasına dahil olduğumuz için fazlasıyla gururluyuz.

Man Made Object’in hazırlık aşamalarında nasıl bir metot izlediniz? Albüm için şarkı yazım sürecinde nasıl bir ortamdaydınız?

Birimizin gruba sunduğu bir fikirle ortaya çıkıyor her şey. Bu düzenlenmiş ve gelişmiş bir şey de olabilir ya da küçük bir fikir parçası da olabilir. Sonrasında bunu birlikte şekillendirmeye başlıyoruz. Aslında v2.0albümündekine benzer bir metot bu ama yeni albümdeki en önemli farklılıklardan biri, başlangıçtaki eskizleri oluşturma metodumuzdu. Örneğin Rob fikirlerinin büyük kısmını Ableton ve Logic kullanarak yazdı ve bize sonrasında akustik enstrümanlarla çalacağımız elektronik taslaklar getirdi. Her şey taslaklardaki ruhu koruyarak karakteristik özelliklerimizi müziğe dahil edebilmekte saklı. “Protest”, bu kez nasıl farklı bir metot kullandığımızı örneklemek adına iyi bir şarkı. Piyanodan uzaklaştığım zaman, farklı bir perspektifle nasıl fikirlerin aklıma geldiğini görmek istedim ve şarkının ilk taslağını bir ritim makinesi uygulamasıyla iPhone’umda hazırladım. Şarkı yazımının büyük kısmını Manchester’da yaptık ama İskoçya’daki Loch Fyne’da hiçliğin ortasındaki bir kır evine gidebilecek ve beste yapabilecek zamanı bulduk. Kayıtları da v2.0 albümünde olduğu gibi Galler’deki bir stüdyoda yaptık. İnanılmaz bir kuruluma sahipler ve aklınızı meşgul edecek her şeyden uzak oluşu müziğe odaklanmanız için ideal bir yer.

Son albümünüz şimdiye kadar yayınladığınız üçüncü uzunçalarınız. Geriye dönüp baktığınızda müzikal yaklaşımınızdaki en önemli değişiklik nedir?

Bunu söylemek gerçekten zor, hem kişisel olarak hem grup olarak gelişme ve değişmeler, neredeyse her gün çalışıyor ve fikirler geliştiriyor olduğumuzu düşünürsek çok kademeli oluyor. Her zaman kendi enstrümanlarımızla yapacaklarımız konusunda kendimizi zorlamaya çalışıyoruz. Bence yapmaya çalıştığımız esas şey o anda kim olduğumuzun bir fotoğrafını almak ve bu büyümeye, grup olarak gelişmeye ve hayatı bireysel olarak deneyimlemeye devam ettiğimiz sürece farklı olacak.

Bant Mag. No:47’ye yer alan röportajın tamamını okumak için buraya tıklayın.