Deniz Tezuysal (spoiler vermeden) yanıtladı: “Bonkis” dizisine dair merak ettiklerimiz

BluTV’nin yeni dizisi Bonkis, bir süredir merakla yolunu gözlediğimiz işlerden biri. Deniz Tezuysal, bir zamanlar Kadıköy’de konumlanan aynı isimli kafesinden yola çıkarak senaryosunu yazdığı dizide ilk oyunculuk deneyimini de yaşıyor. 

Bonkis’i çekip çevirirken bir yandan da geçmiş ilişkileri tarafından köşeye sıkıştırılan, hayalperest ve inatçı Deniz’in trajikomik macerasını izleyeceğimiz dizinin ilk üç bölümü 22 Ocak’ta yayımlanacak. Fragmanını buradan izleyebilirsiniz. Oyuncu kadrosunda Vildan Atasever, Burak Sevinç, Lale Mansur, Öykü Naz Atalay, Sergen Deveci ve Serhat Parıl’ı buluşturan diziye dair merak ettiğimiz bazı meselelere Deniz Tezuysal açıklık getirdi.

Bonkis dizisini yaratırken ilgilendiğin referanslar

Diziyi yaratırken referans olduklarını tam net söyleyemesem de, komedi anlayışımı ve hayal ettiğim evrenlere en yakın bulduklarımı sıralamak adına; It’s Always Sunny in Philadelphia, Arrested Development ve Baskets diyebilirim. Girls de yedek kulübesinden takıma girer!

Bonkis dizisini hayal ederken aklında hep dolanan film/sahne ya da diziler

Genelde bir şey yazarken aklımdan dizi filmlerden çok müzikler geçiyor benim. Sahneler diye bir playlist yapmıştım onu paylaşırım bi ara istersen. Ama hep klasiklerden aklıma kazınan şeyleri soruyorsan, Seinfeld ve Friends de çok güldüğüm ve asla unutamadığım sahneler aklımda diyebilirim…

Baş karakter Deniz’i tanımlayan üç kelime

Savruk, inatçı, samimi.

Deniz karakterini çevresindeki karakterlere bağlayan temel unsur

Dizide karakterleri “Bonkis” çatısı altında birbirlerine bağlanmış görüyoruz. Sanki tüm ilişkiler temelinde bir iş ilişkisi gibi görünse de, işin içinde başka bir durum var; Deniz’in bir şekilde etrafındakileri peşinden sürükleyebilen bir cazibesi var. Eşi dostu onun bu yarı “deli” hâlini kabul etmiş bir şekilde, gönüllü olarak hayatında bulunuyorlar…

İlk oyunculuk deneyiminin sana hissettirdikleri

Büyük heyecan, büyük endişe. Hiçbir tecrübem olmayan bir konuda, tüm muhalefetlere inat, zor bir topa çıktım. Bunun beraberinde gelen stres de haliyle büyük oldu! Ama iyi ki yapmışım. Deniz’i benden başkası oynayamazdı, ben onunla baya yakın oldum son 2 senede.

Bonkis’in izleyicisine mutlaka hissettireceği üç duygu

İlk vaadimiz tabii ki eğlence. Bu bir komedi dizisi. Eğlence, merak ve samimiyet üçlüsünü seçebilirim sanırım. 

Bonkis’in senaryosunu yazarken en çok tükettiğin yemek

Kahve ve cheesecake. San Sebastian. 

Bonkis izlerken tüketilmesini önerdiğin yemek

Biranız mutlaka yanınızda olsun, canınız çekecek.

Kafe olan Bonkis’te yaşanmış ve Bonkis dizisinin ortaya çıkışına ilham olmuş unutulmaz bir anı

Bir kere bir kadın çayınız çok taze diye kavga çıkartmıştı saat 9.30’da. İlk defa taze çayın kötü bir şey olduğunu öğrendim o gün. Açık değil ama “taze” olmasıydı problem. “Gece 3.00’te yatmışım, 8.30’da dükkândayım, çayım ne kadar kötü olabilir gerçekten?” diye düşünürken bunları unutmadan bir yerlere yazmam gerektiğini farkettim. Gerçek Bonkis’e dair hikâye bitmez, o kadar çok komik ve saçma anım var ki…

Bonkis’e hiç ayak basmamış olanların diziyi izlemeden önce bilmesi gerekenler

Bonkis’in artık kapalı olduğunu bilmeleri önemli hahah! Öyle bir yer vardı, evet, ama artık yok. Acaba neden yok? Dizi birebir olarak hiçbir gerçek hikâyeye dayanmasa da, bir his ve fikir olarak yaşanmışlıklara referans verebilir. Spoiler vermeden konuşmak çok zor ya şu an!

Bir mekânken diziye dönüşen başka bir örnek daha biliyor musun?

Hmm bilmiyorum galiba? Kafe konusu dizi dünyasında çok işleniyor, ama gerçek mekândan çıkan var mı emin değilim…

Bonkis bugün geri dönse, menüye ilk yapılacak ek?

El yapımı makarna! Hep hazır makarnalar kullandık -her restoran gibi- ama bu sanırım içimde bir ukde.

Bonkis’in artık bir dizisi var, başka nesi olsun?

Üff hamburgeri olsa şu an yemez miydik? Belki gene olur bir zaman. Bir de filmi olsun, bambaşka yerlerde geçsin! Hmm?