Sacramento çıkışlı tekinsiz üçlüye dair hikâyeler, efsaneler, söylentiler…


Son yılların en sıradışı müzikal projelerinden biri olan Death Grips, 2014 yılında dağıldığını açıklamış ama kısa bir aranın ardından yeni kayıtlar yayınlamayı sürdürmüştü. Stefan Burnett, Zach Hill ve Andy Morin’den oluşan grup, bu yıl Bottomless Pit albümü ve beraberinde gelen tartışmalarla bir kez daha gündeme oturdu. Son olarak Primus basçısı Les Claypool’la düet yaptıkları “More Than the Fairy” isimli bir single yayınlayan ekibin 2010 yılında başlayan yolculuğundan çeşitli hikâyeler, efsaneler, söylentiler ve bilinmesi gerekenler…

MC Ride ismiyle de bilinen Stefan Burnett, Death Grips öncesinde erkek kardeşiyle birlikte kurduğu Fyre isimli hip hop grubunun bir parçasıydı. Ağzına geleni söylemekten kaçınmayan, agresif ve geleneksel hip hop alışkanlıklarını yok sayan, kendine has vokaliyle Death Grips’in karakterinin en önemli parçalarından biri kesinlikle Burnett. Daha önce Hella, Team Sleep, Bygones, Marnie Stern ve Omar Rodriguez-Lopez gibi grup ve müzisyenlerle çalışan Zach Hill, şüphesiz ki müzik tarihinin gördüğü en özel müzisyenlerden biri. Yalnızca etkileyici davul çalışıyla değil, yenilikçi fikirleri ve her şeyi denemek isteyen ve hiç dinmeyen iştahıyla kariyeri boyunca yaptığı her şeyi ilgiyle takip ettiren Hill, Death Grips albümlerinde ilginç prodüksiyon tekniklerini de deniyor. Grubun kimi zaman ortalıkta gözükmeyen üçüncü halkası Andy Morin, özellikle ilk albümlerdeki prodüksiyonların sorumlusu. Stefan Burnett ve Zach Hill’in aktif olarak görsel sanatların çeşitli dallarıyla da ilgilendiğini belirtelim.

https://youtube.com/watch?v=uOJFhKriSH8

Epic – Death Grips gerilimi

Death Grips’in kuruluşundan bu yana kurallarla, kabuk bağlamış fikirlerle ve medyayla arası pek iyi olmadı. Grubun 2012 yılında ikinci albümü No Love Deep Web’in yayınlanması sürecinde Amerikalı prestijli plak şirketi Epic’le yaşadıkları, büyük oranda tıkanmış müzik endüstrisine karşı tutumları hakkında epey fikir verecektir. The Money Store isimli ilk Death Grips albümünün yakaladığı başarının ardından grupla ikinci albümü için anlaşan Epic, No Love Deep Web isimli albüm için ilk olarak 23 Ekim 2012 tarihini belirledi. Sonrasında gruba albümü sonraki yıl henüz belli olmayan bir tarihte yayınlayacağını söyleyen Epic yetkilileri, bu konuları konuşmak için Los Angeles’a gelen grup üyeleriyle tam iki ay boyunca görüşmedi. Şehirde Chateau Marmont otelinde iki ay boyunca kalan ve ilk yapılan anlaşmadan aldıkları bütçenin tamamını harcayan Death Grips üyeleri, çareyi albümü dijital olarak yayınlamakta buldu. 30 Eylül gecesi kendi sosyal medya hesaplarından plak şirketlerinin albümlerini gelecek yıla ertelemek istediğini duyuran üçlü, albümün şarkı listesini yayınlayıp dinleyicilerini epey heyecanlandırdı. Bir sonraki gün No Love Deep Web isimli albümü kendi kurdukları bir web sitesi, Soundcloud, Youtube ve BitTorrent gibi mecralardan yayınlayan Death Grips’in Epic’le olan mücadelesi bu olayın ardından da devam etti. Albüm grup tarafından “sızdırıldıktan” sonra, albümün ücretsiz olarak edinilebildiği web sitesi çöktü. Zach Hill verdiği bir röportajda bundan Epic’i sorumlu tutsa da plak şirketi yetkilileri bu iddiaları yalanladı. Web sitesi birkaç gün sonra tekrar çalışmaya başladı. Fakat Death Grips ve Epic arasındaki gerginliği farklı bir boyuta taşıyan hamle gruptan geldi. Epic’ten gelen telif hakkı ihlali ve albümün fiziksel kopyalarının basılmasına yönelik mail’leri sosyal medya hesaplarında paylaşan, hatta konserlerinde görsel olarak kullanan Death Grips, söz konusu plak şirketiyle yaşadığı anlaşmazlıkların ardından albümün CD ve plak baskılarını Harvest Records ve grubun kendi kurduğu bir şirket olan Third Worlds ortaklığıyla yayınladı.

Death Grips usûlü konser deneyimi

Zach Hill’in kariyeri boyunca aklını meşgul eden müziğin canlı performansının nasıl olması gerektiğine dair sorular için aradığı cevaplardan biri olarak Death Grips’i gösterebiliriz. Herhangi bir üyesi olmadan da turne yapabilen Death Grips ekibi, canlı performanslarda parçalar arasında kısa geçiş sekansları yerleştirdikleri albüm kayıtlarının üzerine çalıyor. Grubun internetten indirdiğiniz ya da fiziksel baskısını aldığınız albümünün üzerine sahnede (çoğunlukla vokal ve davulla) eşlik eden Death Grips, istemediği zaman sahneye çıkmamasıyla da tanınıyor. Chicago’da 2013 yılında Lollapalooza festivali ve sonrasında şehirdeki Bottom Lounge’da vereceği konserlere çıkmayan grup, kendi takipçilerinden de ilginç tepkiler gördü. Özellikle Bottom Lounge’daki konsere sahne kurulu olmasına rağmen çıkmayan grubun ekipmanları, dinleyicilerin bir kısmı tarafından yağmalandı ve parçalandı.

Death Grips’in onlarca farklı yüzünden ikisi: The Powers That B

Bir yıl arayla yayınlanan iki bölümden oluşan The Powers That B, Death Grips diskografisinin en özel albümlerinden biri. 2014 yazında dijital olarak servis edilen ilk bölüm Niggas on the Moon, hazırlanışı itibariyle Death Grips diskografisinin en önemli çalışmalarından biri. Tüm şarkı yazımlarını grup olarak yaptıktan sonra albümün kaydında Stefan Burnett’ın vokalleri dışında kalan her şey sample’lanarak Zach Hill tarafından Roland V-Drum’da çalınmış. Buna albümde çeşitli parçalarda duyabileceğiniz Björk’ün vokallerinden alınmış kısımlar da dahil. Bir yıl sonra yayınlanan Jenny Death ise bu kez standart rock grubu formatıyla kaydedilmiş şarkılardan oluşuyordu. Zach Hill’in davulda, Andy Morin’in bas gitarda yer aldığı kayıtlarda Tera Melos gitaristi Nick Reinhart gruba eşlik ediyordu. Grubun alışılagelmiş endüstriyel hip hop anlayışına nazaran psikedelik ve stoner rock etkileşimlerinin ağır bastığı Jenny Death, müzik otoriteleri tarafından Death Grips’in punk köklerinin en belirgin hissedildiği çalışması olarak anılıyor. Niggas on the Moon ve Jenny Death, geçtiğimiz yıl The Powers That B adıyla çift disklik bir albüm olarak Harvest Records etiketiyle raflarda yerini aldı.

Bottomless Pit ve Soundcloud’un açıklarını ortaya çıkarma girişimi

Henüz doğruluğu kanıtlanmamış olsa da son Death Grips albümü Bottomless Pit’in planlanandan bir hafta kadar önce internette yerini alması, üçlüyü kısa süreli de olsa Soundcloud’la bir mücadele içine soktu. Yaklaşık iki yıl önce, çeşitli elektronik müzik prodüktörleri Soundcloud hesaplarında bazı güvenlik açıkları olduğunu ve kaynaklara ulaşıp kayıtları almanın mümkün olduğunu dillendirmişti. 6 Mayıs’ta yayınlanacağı açıklanan Bottomless Pit isimli yeni Death Grips albümü, 29 Nisan günü Reddit’te bir kullanıcı tarafından paylaşıldı. Aynı gün grubun resmi Soundcloud hesabına on bir yeni şarkıyı dinlenemeyecek, yalnızca isimleri okunacak şekilde yüklemesi ve kısa bir süre sonra bunları geri çekmiş olması, Zach Hill’in hacker olan yakın bir arkadaşıyla birlikte bu planı bilinçli olarak uyguladığı ve Soundcloud’un güvenlik açıklarını ortaya çıkarmaya çalıştıkları iddialarını beraberinde getirdi. Spin’den Metacritic’e birçok farklı mecrada büyük övgüler toplayan albümün gördüğü ilginin ardından Soundcloud’a dair söylentiler de arka planda kaldı. Henüz iki taraftan da bu konuya ilişkin yeni bir açıklama gelmiş değil ama bu olayların ardından Deadmau5’un hesabının uğradığı saldırının Soundcloud’un başını iyice ağrıttığı bir gerçek.

Image
  1. Uzaktan bakın: Fred Abuga

    “Sonsuzluğa kadar vuruş eklemeye devam edebilirim...”

  2. “Geleceği olmayan topraklarda yaşam”: Gohar Dashti

    “Bence savaş ve yaşam birbirinden ayrılamaz iki olgu. Birbirleriyle beraber ve birbirlerine paralel yaşıyorlar...”

  3. Unutturulmaya çalışılanlara, saklananlara karşı: Molly Crabapple

    Antakya’da bulunan mülteci kampından attığı tweet’lerle radarımıza düşen Molly Crabapple’la savaş, üretim, kadın ve eylül ayında açılacak yeni sergisi Annonated Muses üzerine sohbet ettik.

  4. Travma tetikçisi “Dank”: Sinem Sal – Ercan Mehmet Erdem

    April Yayınları’ndan çıkan ilk öykü kitabı Dank’ı takiben Sinem Sal’la sohbete koyulma işini, Sal’ın aynı zamanda arkadaşı olan yazar ve senarist Ercan Mehmet Erdem üstlendi.

  5. A’dan Z’ye: Morrissey

    Televizyon dizileri, yazarlar, futbolcular, mekânlar, The Smiths ve dahası...

  6. “The Bride”ın ardından: Albümlerin anlattığı hikâyeler

    Bat For Lashes’ın hayali bir karakterin hikâyesini anlatan The Bride albümünün ardından, müzik tarihinden albümlerle anlatılmış ilginç hikâyeleri hatırlıyoruz.

  7. Herkese karşı: Death Grips

    Sacramento çıkışlı tekinsiz üçlüye dair hikâyeler, efsaneler, söylentiler...

  8. Soyuz Microphones ve son Brazzaville albümü üzerine: David Brown

    Brazzaville’le iki yılın ardından yeni bir albüm yayınlayan David Brown’la hem albüm hem de son iki yıldır epey mesai harcadığı Soyuz Microphones’u konuştuk.

  9. Teftiş: Bu ay ne dinlesem?

    Yakın zamanda keşfettiğimiz, etkilendiğimiz ve paylaşmak istediğimiz müziklerden bir seçki.

  10. Bir ustaya kendi kelimeleriyle veda: Abbas Kiarostami

    İran Yeni Dalgası’nın öncü isimlerinden, her daim şiirsel bir dile sahip nefis filmlerin yazarı ve yönetmeni Abbas Kiarostami’yi geçtiğimiz ay acı bir hastalığa kurban verdikten sonra, onu kendi kurduğu büyüleyici sözlerle uğurluyoruz.

  11. Beyazperdenin şairleri, romancıları: Gerçek yazar biyografileri

    Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarıştıktan sonra yaz ortalarına doğru gösterime giren ve Thomas Wolfe’un edebiyat dünyasındaki yükselişini konu eden Genius’tan yola çıkarak beyazperdenin gerçek şair ve romancıları arasında gezinelim dedik.

  12. Gus Van Sant’ın Sea of Trees’i şerefine: Bomba yönetmenlerin patlak filmleri

    Geçen yıl Cannes Film Festivali’nde ibretlik kötü eleştiriler aldıktan sonra kayıplara karışan Gus Van Sant’ın Sea of Trees’i nihayet vizyona girmişken, beyazperdenin diğer yönetmen hüsranlarını anımsayalım dedik.

  13. Karışık bir kariyer hakkında 20 gerekli gereksiz bilgi: Matthew McConaughey

    Bugünlerde peş peşe haftalarda Gus Van Sant’ın Sea of Trees’i ve Gary Ross’un Free State of Jones’unda karşımıza çıkan Matthew McConaughey hakkında gerekli gereksiz kariyer notlarını bir araya topladık.

  14. Ebru Yıldız’ın gözünden Death By Audio’nun son günleri: We’ve Come So Far

    İki yıl önce kapıları kapanan kült konser salonu Death By Audio’nun son 75 gününü fotoğraflayan Ebru Yıldız’la We’ve Come So Far isimli bu ay yayınlanan kitabı üzerine...

  15. Günlük görsellerden ufak tarihçeler yaratmak: Jason Lazarus

    “Arşivler hakkında daha fazla şey öğrendikçe nesnellik ve düzenden ziyade gittikçe özgünlüğü ve içgüdüyü kucaklamayı istedim...”

  16. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler