“Björk benim hayatımı değiştirdi. Gerçekten böyle düşünüyorum. 13 ya da 14 yaşındayken Tulsa’daki bir alışveriş merkezinde Björk’ün bir CD’sini satın aldım ve eve gidip dinlemeye başladığım anda sanki tüm dünyam genişledi. Tuhaflıklara daima ilgim olmuştur. (Küçükken odamın duvarında ‘Neden normal olasın ki?’ yazardı.) Bir müzik tutkunu olarak Björk’e dair her şey de her zaman tüm duyularımı harekete geçirdi…”

Julianna Barwick


A’dan Z’ye: Björk

Her daim ilham verici yeniliklerin, tutkuların, isyanların ve ifade biçimlerinin peşine düşen Björk’ün kariyeri ve yaşantısından A’dan Z’ye satırbaşları.

Dead Oceans ve Asthmatic Kitty gibi plak şirketleriyle yayınladığı albümlerinde vokal looplarıyla esrarengiz atmosferler inşa eden ve her yayınıyla gönlümüzdeki yerini sağlamlaştırmaya devam eden Julianna Barwick, özel sayımıza önereceği konuyu sorduğumuzda “Aklıma ilk gelen tabii ki Björk’e dair bir şeyler ama bu mümkün mü?” cevabını vermişti. Burada kast ettiğinin Björk’ü bir dosyaya sığdırmanın gerçekçiliği (yani gerçekdışılığı) olduğunun idrakındaydık tabii…

2016’dan bu yana hazırladığımız A’dan Z’ye serisinde bizi bu kadar fazla olasılıkla baş başa bırakan başka bir sanatçıyla karşılaşmadık şimdiye kadar. Bu çıkışın ardından David Bowie, PJ Harvey, John Carpenter gibi isimlere bu seride yer verdiğimizi hatırlatmakta fayda var. Björk hakkında bizim hazırladığımızdan tamamen farklı maddeleri açan çok sayıda sözlük yaratmak mümkün. Yani bunun salt bir Bant Mag. seçkisi olduğunun altını çizelim. Hazırlarken çok eğlendik, bakarsınız ikinci bölümü de gelir!

Arca

Asıl adı Alejandro Ghersi olan Venezuelalı prodüktör, Mute etiketiyle 2014’te yayınlanan ve zaman ötesi bir tınıya sahip ilk solo albümü Xen ile dikkatleri üzerine çekti. Londra’da yerleşik prodüktör, bir sonraki yıl yayınlanan Björk albümü Vulnicura’nın da yaratıcılarından biri. Her zaman taze ve yenilikçi seslerin peşine düşen Björk’ün Arca’yla olan iş birlikleri 2015’ten bu yana sürüyor. 2017 çıkışlı dokuzuncu Björk albümü Utopia’da da birlikte çalışıyor ikili. İzlandalı müzisyen, Vulnicura’ya nazaran çok daza pozitif tınılarla inşa edilmiş Utopia’yı “Bir Björk-Arca birleşmesi” olarak tanımlıyor.

Bedtime Story

1993 yazında yayınlanan ilk albüm Debut, yarattığı büyük etkiyle Björk’e onlarca ödül kazandırdığı gibi müzik dünyasının prestijli isimleriyle yapılacak onlarca iş birliğinin de kapısını aralamıştı. 1990’larda Tricky, Plaid, Davi Arnold gibi isimlerle düetler yapan Björk’ün Madonna şarkısı “Bedtime Story”nin de yazarlarından biri olduğunu biliyor muydunuz? Rivayete göre Madonna, 1994 çıkışlı Bedtime Stories albümüne ismini veren şarkıyı Björk’le birlikte seslendirmek istemiş ama İzlandalı müzisyen bu teklifi geri çevirmiş. Şarkıyı yazarken “Madonna’nın ağzından duymak istediği kelimeleri” düşündüğünü söylüyor Björk.

Chris Corsano

Paul Flaherty, Thurston Moore, Jandek, Kim Gordon gibi isimlerle hem sahne hem stüdyoları paylaşmış, yeteneğini tanımlamaya yeterli kelimeyi bulamadığımız davulcu Chris Corsano, Björk’ün 2007’de yayınlanan Volta albümünde “Earth Intruders”ın endüstriyel bir hipnoza sürükleyen ritim partisyonları için hiçbir şekilde tartışılmayacak bir seçimdi. Albümün turnesi boyunca Björk’e sahnede eşlik eden Corsano, çeşitli Volta şarkılarında da perküsyonları çalıyor.

Declare Independence

Videosu, bas yürüyüşü, şarkı sözleri ve asla düşmeyen tansiyonuyla Björk diskografisinin en vurucu şarkılarından biri. Björk’ün “Bağımsızlığını ilan et, bayrağını kaldır, dilini koru, kendi para birimini yarat” gibi çağrılarının odağında Grönland ve Faroe Adaları olduğu biliniyor. 2008’de Japonya’daki konserinde şarkıyı Kosova’ya armağan eden Björk’ün bu jesti, ufak bir politik krize sebep olmuştu. Turne kapsamında Sırbistan’daki Exit Festival’da vereceği konser güvenlik endişeleri nedeniyle iptal edildi. Şarkıda duyduğunuz hemen her elementin görsel bir karşılığının bulunduğu Michel Gondry imzalı klip de tek kelimeyle kusursuz.

Enjoyed

2000’lerde internetin sayılı müzik sitelerinden biri olan Stereogum’ın kürasyonuyla hazırlanan bir saygı albümü. Björk’ün ikinci stüdyo albümü Post’taki tüm şarkıları farklı müzisyen ve grupların yorumladığı Enjoyed: A Tribute To Björk’s Post, 2008’de yayınlanmıştı. Liars’ın muhteşem “Army of Me” yorumuyla açılan albümde Xiu Xiu, Atlas Sound, Dirty Projectors ve No Age gibi isimlere rastlanıyor.

Futbol

Hemen her konuda olduğu gibi futbol hakkında da zihinleri açan düşüncelere sahip Björk. 1994’te Hot Press röportajına ayağında bir çift kramponla giden müzisyen, bu tercihi oğlunun futbol tutkusuna bağlıyor. Yaz aylarında birlikte Dünya Kupası’nı takip etmelerini “O maçı, ben de insanları izliyordum” sözleriyle özetleyen Björk’ün futbolun ne olduğuna dair yaptığı tanım da klasikler arasında: “Futbol bir üreme festivali. Yumurtaya girmeye çalışan 11 sperm görüyorum. Kaleci için üzülüyorum.”

Gling-Gló

Björk Guðmundsdóttir & Tríó Guðmundar Ingólfssonar iş birliğinin tek ürünü olan Gling-GlóBjörk’ün solo serüveninin öncesinde yayınlanmış bir caz vokal albümü. 1990 sonbaharında yayınlanan albüm, ekibin orijinal bestelerinin yanı sıra kimi caz standartlarının İzlandaca yorumlarından oluşuyor. Bir yandan 1980’lerin ikinci yarısında kurduğu alternatif rock grubu The Sugarcubes’la dikkat çeken işlere imza atan Björk’ün müzikal evreninin ne denli geniş bir alanı kapsayacağının ipuçlarını erkenden veriyor Gling-Gló.

Housing Works

Björk ve Dirty Projectors, AIDS ve evsizlikle mücadele eden bağımsız örgüt Housing Works’e destek sağlamak için bir dizi konser vermiş sonra da albüm yayınlamıştı. 2009’da Housin Works’ün kütüphanesinde düzenlenen ilk etkinlikte Dirty Projectors’la altı yeni şarkının olduğu sürpriz bir konser veren Björk, grupla birlikte düzenlediği “Live from Home” serisinde David Byrne, St. Vincent, Ólöf Arnalds, M.I.A. gibi isimleri davet etti. 2010’da yayınlanan 21 dakikalık EP Mount Wittenberg OrcaBjörk – Dirty Projectors iş birliğinin yegâne fiziki mahsulü.

İnsan sesi

Mike Patton, Robert Wyatt, Tanya Taqag ve Shlomo gibi konukların yer aldığı Medúlla albümünün tamamı insan seslerinden oluşacak bir şekilde kurgulanmış. Ufak synth ve beat katkıları dışında duyduğunuz her ses insandan çıkma. Beatbox, throat singing ve koro gibi farklı vokal ve ses çıkarma tekniklerini kesiştiren avangart bir a cappella albümü olan Medúlla’da aşk, aile ve hayat gibi konuları işleyen Björk, bu temalar için insana dair elementlerin olabildiğince baskın olmasını istemiş. Matmos ve Mark Bell eli değmiş prodüksiyonuyla Medúlla tam anlamıyla bir başyapıt.

Jóga

1997’de Homogenic albümünün habercisi olarak yayınlanan “Jóga”, barok etkileşimlerin baskın olarak hissedildiği bir kayıt. “Şarkıyı yazarken aklımda bir ‘milli marş’ yazmak vardı; bildiğimiz marşlardan ziyade daha duygusal ve daha gururlu…” diyor “Jóga”nın çıkış noktasını anlatırken Björk. İsmini müzisyenin en yakın arkadaşı Jóhanna “Jóga” Johannsdóttir’den alıyor şarkı. Bu isme çoğu Björk albümünün “Teşekkürler” kısmında rastlayabilirsiniz. Michel Gondry imzalı klibinde dijital kırılmalara uğrayan çeşitli araziler ve doğal yapılar görülüyor.

Kulüp kültürü

1990’ların başında İzlanda’nın müzik sahnesinin ufkunu yeterince genişletmediğini düşünerek Londra’ya taşınan ve burada farklı türlerle haşır neşir olan Björk, kulüp kültürünün kendisini derinden etkilediğini birçok röportajında dile getiriyor. Thrill Jockey’nin müzisyenlerin ilham kaynaklarını keşfe çıktığı DVD’si Looking for a Thrill’de bu döneme dair şunları söylüyor: “Kulüplere gider ve bir şarkıdan etkilenince hemen DJ’lere gidip kim olduğunu sorardım. Çoğu 808 State şarkısı çıkardı.” Sonrasında 808 State üyesi Graham Massey, 1995’te çıkan Post albümünün prodüktörlerinden biri oldu.

Leila Arab

İranlı elektronik müzik prodüktörü. Björk’ün mentorluk yaptığı müzisyenlerden ilki olarak biliniyor. Leila Arab’ı 1993’te Debut albümünün turnesinde sahnedeki orkestrasının bir parçası yapan Björk, klavyeleri İranlı müzisyene teslim etmişti. Sonraki albüm Post’un turnesinde de Leila Arab’la çalışan Björk, bu kez onu sahnede çalınan müziği canlı olarak mikslemesi için görevlendirdi. Bu karar Leila Arab’ın solo kariyeri için de belirleyici oldu ve müzisyenin 90’larda Rephlex ve Warp gibi etiketlerle yayınladığı albümlerinin merkezini oluşturdu.

Michel Gondry

Belki de Björk denince aklımıza gelen ilk şeylerden birinin “video klip” olmasında en büyük rolü üstlenenlerden biri Michel Gondry. Bu cümleyi Björk ve Michel Gondry’nin yerlerini değiştirerek kurduğumuzda da yanlış bir anlam ifade etmiyor. Kendi disiplinlerinde hayal kurmaktan ve sıra dışı olanı denemekten asla çekinmeyen Björk ve Gondry’nin kaçınılmaz bir şekilde yollarının kesişmesiyle ortaya çıkan sekiz müzik klibinin tamamı yıllara meydan okuyan tazeliğe ve çarpıcı kurgulara sahip. Baştan sona sinematik bir anlatının baskın olduğu “Bachelorette”, fantastik bir evrende yüksek tansiyonlu bir maceraya davet eden “Army of Me”, müziğin görsel ifadesi anlamında sınırları zorlayan bir hayalin ürünü “Declare Independence” ve diğerleri, müzik tarihinde şimdiden özel yerler edinmiş videolar.

Notget

Vulnicura albümüyle birlikte sanatının kapsama alanını iyice genişleten ve Virtual Reality (artırılmış gerçeklik) çalışmalarına imza atan Björk’ün Warren Du Preez ve Nick Thornton Jones’la hayata geçirdiği “Notget” VR klibi de bu dönemin eserlerinden biri. Prömiyerini Sydney’deki Carriageworks’te yapan klipteki maske tasarımları da Björk’e ait. Müzisyenin ayrılık acısıyla yoğurduğu “Notget”, Vulnicura’nın en yoğun ve depresif şarkılarından biri.

Olimpiyat

2004’te Atina’da düzenlenen Yaz Olimpiyatları’nın açılış seremonisi, Björk’ün ihtişamlı kariyerinin en görkemli anlarından biri olan performansıyla hafızlarda yer etti. Devasa stadyumu ve dünyanın dört bir yanından televizyonları başında açılışı izleyen milyonlarca kişiyi Medúlla albümünden “Oceania” parçasıyla etkisi altına alan Björk’ün kıyafetinden sahadaki sporcuların üzerine doğru yayılan ve dünya haritasını temsil eden 900 metrekarelik bezle, spor tarihine geçen özel bir âna tanıklık edildi. “Oceania” böylesine büyük bir küresel etkinlik için seçilebilecek en doğru şarkıydı belki de:
“Sen bana kıtaları gösteriyorsun
Ben adaları görüyorum”

Play Dead

90’ların popüler akımlarından trip hop etkisinin en belirgin hissedildiği Björk şarkısı. 1993’te vizyona giren Danny Cannon imzalı polisiye The Young Americans’ın soundtrack’i olarak yayınlanan parça Jah Wobble, Björk ve David Arnold iş birliğiyle yazılmış. Filmin baş karakterinden ilham alan şarkı, Debut albümünün ilk baskılarında yer almıyordu. Fakat yakaladığı liste başarısıyla albümün sonraki baskılarına bonus şarkı olarak eklendi. Parçanın klibinin yönetmeni de Danny Cannon.

Reactable

2007’de piyasaya “elektronik müzik konseptini değiştirecek enstrüman” olarak sunulan Reactable, müziği görerek üretmeyi mümkün kılan bir tasarım harikası. Dokunmatik ekran yüzeyleri üzerine yerleştirilen nesnelerle ses dalgaları oluşturduğunuz Reactable, Björk’ün 2007’deki Volta turnesinde de sahnedeydi. “Pluto” ve “Declare Independence” gibi patlayıcı etkisi olan şarkılarda başrolü üstlenen Reactable’la İstanbulluların ilk tanışması da 3 Ağustos 2008’de Kuruçeşme Arena’da gerçekleşen Björk konseri olmuştu. Sonraki yıl Santralİstanbul’da sergilenen enstrümanın eksiksiz performans veren bir akıllı telefon uygulaması da mevcut.

Stopp, Let’s Save The Park

Kariyerinin her aşamasında ekolojik konulara duyarlılık gösteren Björk’ün de organizasyonunun bir parçası olduğu ve İzlanda’daki doğal kaynakların korunması için destek ve bilinç geliştirmeyi amaçlayan bir etkinlik. 2014’te bir süre devam eden yardım kampanyası, Reykjavik’teki Harpa Concert Hall’da Björk, Patti Smith, Retro Stefson gibi isimlerin sahne aldığı bir konser gecesiyle sonlandı. Proje 3 milyon poundluk gelire ulaşarak bir başarıya dönüştü.

Tanya Tagaq

Kanada İnuitleri’nin throat singing geleneğinde iki kadın tarafından seslendirilen şarkıları tek başına söyleyebilen ve benzersiz yeteneğiyle 2000’lerde dünyayı büyüleyen Tanya Tagaq, Björk’ün de ilgisini kısa sürede çekmişti. 2001’de Vespertine turnesinin çeşitli konserlerine özel konuk olarak davet edilen Taqag, bir anlamda Medúlla albümünün de çıkış noktası oldu. Tamamen insan sesi üzerine kurgulanan albümde büyüleyici “Ancestors” şarkısına Björk’le birlikte hayat veriyor Tanya Tagaq. Müzisyenin 2005’te yayınlanan ilk solo albümü Sinaa’nın prodüktörlerinden biri de Björk.

Utopia

İzlandalı müzisyene sekizinci Grammy adaylığını getiren 2017 çıkışlı stüdyo albümü. Bir Björk – Arca ortak yapımı olan Utopiaavangart bir folktronica olarak tanımlanıyor. Önceki albüm Vulnicura’yı cehenneme benzeten Björk, bu albümü de cennet olarak hayal etmiş. Arca’nın Utopia’daki avangart ve tanımlaması güç atmosferin yaratım sürecinde Björk’ü geçmiş yıllarından kimi kayıtlarla (spesifik olmak gerekirse “Pagan Poetry” single’ının B yüzündeki “Batabid” parçasıyla) ikna ettiği biliniyor. Albümdeki parçalar için yaratıcı ve yenilikçi fikirlerle çekilmiş klipler yayınlanmaya devam ediyor.

Viola Organista

Her daim sıra dışı seslerin peşine düşen Björk’ün paletine tasarımı Leonardo Da Vinci tarafından yapılan bir enstrüman olan Viola Organista da eklendi. Vulnicura’daki parçaların yaylılarla yeniden yorumlanmış versiyonunda kullanılan enstrüman, yaylı çalgıların sınırlarının ötesine geçebilmesiyle biliniyor. Tek başına adeta bir dörtlü performansı alınabilen enstrüman Viola Organista, Vulnicura Strings albümündeki “Black Lake” parçasında müthiş bir soloyla duyuluyor. Ayrıca albümdeki “Notget”, “Family” ve “Atom Dance” kayıtlarında da bu enstrüman kullanılmış.

Yaşlanmak

Björk, 2007’de The Guardian’a verdiği röportajda günlük yaşantısına dair birtakım ipuçları veriyor. Polly Vernon’ın röportajında konu yaşlanmaya geldiğinde de bunu kendi adına bir problem olarak görmese de çeşitli endişeleri olduğunu açıklıyor: “Deneyim, olgunlaşma ve bilgelik anlamında yaşlanmak konusunda epey rahat hissediyorum. Ama 20’lerimdeki enerjimi bir daha hissedemeyecek olmanın sinirimi bozmadığını söylersem yalan söylemiş olurum. Eğer yorgun göründüğüm bir fotoğrafımı görürsem, bu çirkin görünmekten çok daha fazla endişe verir.” Röportajı verdiğinde 41 yaşında olan Björk, bu dosya hazırlanırken 53 yaşında ve dünyaya muazzam bir enerji geçiriyor.

Zeena Parkins

Caz ve serbest doğaçlama sahnelerinde çokça tanınan Amerikalı arp sanatçısı Zeena Parkins’in yolunun Björk’le ilk kesişmesi 1996 çıkışlı remiks albümü Telegram. Fakat ikilinin birlikte geçirdiği uzun soluklu ilk yaratıcı süreç için Parkins’in 2000’lerin başlarında New York’taki evine kafayı uzatmamız gerekiyor. Vespertine albümünün büyük kısmı bu evde Björk ve Parkins tarafından yazılıyor. İkili Vespertine turnesinde de sahneyi birlikte paylaşıyor ve sonraki yıllarda da çeşitli projeler için bir araya geliyor. Parkins’in iş birliği yaptığı diğer müzisyenlerin listesi John Zorn, Pauline Oliveros ve Lee Ranaldo gibi ilham verici isimlerle uzayıp gidiyor.

  1. Bant Mag. 15. Yıl Özel Sayısı #1

    İlk sayısını 2004 Eylül’ünde yayımladığımız Bant, çoğumuz (siz, biz, çoğumuz) için bir hayli dönüştürücü olduğu aşikâr 15 yılı geride bıraktı. Muhakkak

  2. Alex Gross seçti: Sanatçı Jana Brike ile söyleşi

    “Büluğ çağının getirdiği yoğun vücut kimyası değişimi resimlerimde iç değişimimi, ruhsal büyüme sürecimi, bir nevi yükselişimi simgeliyor diyebilirim.”

  3. Matt Wolf seçti: “Streetwise” belgeseli ve Tiny’nin hikâyesi

    Tiny’nin yaşadığına, bugünlere gelebildiğine, on tane çocuk sahibi olduğuna (ve annesiyle hâlâ sorunlu olan ilişkisinin devam ettiğine) inanması güç, buna inanmanın güçlüğünü itiraf etmek de bir o kadar zorlayıcı...

  4. Açık Radyo (Ömer Madra) seçti: İklim acil durumuna dair bir dosya

    İsveçli grevci Greta Thunberg’in ilham kaynağı ve katalizörü olduğu, 2018 Ağustos’unda başlayan ve tarihin en büyük iklim hareketlenmesine (hatta en geniş katılımlı kitlesel grevine) dönüşen süreçte neler yaşandığına bir dönüp bakmak istedik.

  5. John Robb seçti: Odağında “doğa” olan müzik albümlerinden bir seçki

    Ekolojik kaygılar, doğa sevgisi ve harekete geçme çağrısının şekillendirdiği 10 konsept albüm.

  6. Gaye Su Akyol seçti: Yüksel Arslan’dan alıntılar

    “Kitaplarımı özenle seçerek okumak en büyük tutkularımdan biri haline geliyor. [...] Bir başka tutkuyu da sakladım: Hep canlı varlıklarmış, sadık arkadaşlarmış gibi düşündüğüm mezar taşlarına olan düşkünlüğüm!” Defterler/Cahiers de Travail 1965-1994

  7. Beirut (Zach Condon) seçti: 1999’da hayata veda eden müzisyen Muslimgauze’u tanıtan bir yazı

    1961 doğumlu Jones’un Arap dünyasına ilgisi nereden kaynaklanıyordu? Bu, sadece estetik bir takıntı mıydı yoksa siyasi bir duruştan mı filizleniyordu? Nasıl bir ekipman kullanıyordu ve prodüksiyon yöntemleri nelerdi? Nasıl bir insandı?

  8. Panda Bear (Noah Lennox) seçti: Portekiz’den harika müzik önerileri

    Bant Mag. Spotify hesabından “Portekiz!” başlıklı listemizi bulup play’e bastıysanız, başlamak için hazırız.

  9. Julianna Barwick seçti: Konumuz Björk

    Her daim ilham verici yeniliklerin, tutkuların, isyanların ve ifade biçimlerinin peşine düşen Björk’ün kariyeri ve yaşantısından A’dan Z’ye satırbaşları.

  10. The Radio Dept. (Johan Duncanson) seçti: Sosyalist reggae şarkılarının hikâyesi

    “Reggae halktır... Gettodan gelir. Kitlelerden gelir. Reggae, acı çeken ve istediğini elde edememiş sıradan insanlar demektir.” - Toots Hibbert

  11. Özgür Mumcu seçti: Zamanında TRT’de yayınlanmış “Kavanozdaki Adam” dizisi hakkında bir yazı

    Bazılarının dediği gibi yenisini çekmeye gerek yok, orijinali yeterince yıkıcı olabiliyor zaten.

  12. Alper Canıgüz seçti: Kült dizi The Prisoner hakkında bir yazı

    “İtilip kakılmayacağım. Fişlenip damgalanmayacak, kimseden emir almayacağım. Sorgulanmayacak ya da numaralara mahkûm olmayacağım. Çünkü bu benim hayatım.”

  13. Mabel Matiz seçti: Füruğ Ferruhzad hakkında bir yazı

    Kadını toplum dışı gören bir coğrafyada ‘kadın’ bir şair olarak üretti, sözünü söylemekten hiç çekinmedi ve hep bildiği yolda ilerledi. Kimi zaman tüm bunların karşılığında, en yakınları tarafından bile cezalandırılsa da…

  14. Joe Coleman seçti: Gnostik inanç çerçevesinde yazılmış The Thunder, Perfect Mind şiirine bir bakış

    Coleman’a, bizi bir kadının ağzından yazılmış, teolojik bir monolog olarak düşünülen The Thunder, Perfect Mind şiiriyle buluşturduğu için müteşekkiriz.

  15. Taner Ceylan sordu: Sanat total özgürlük olabilir mi?

    Ahmet Öğüt, Aslı Çavuşoğlu, Deniz Aktaş ve Taner Ceylan tartışıyor: "Sanat total özgürlük olabilir mi?"

  16. Molly Crabapple seçti : Kuir, feminist ve yaratıcı Porto Riko protestolarından bir kesit

    Ada ülkesinin yaklaşık üç milyonluk nüfusunun üçte biri neden sokağa döküldü? Sanatçıların, feministlerin, LGBTİ+’ların ve aktivistlerin liderliğindeki bu muhalif halk hareketi neler talep ediyor ve ne şekillerde ilham veriyor?

  17. Brazzaville (David Brown) seçti: Uzaydaki okyanuslara dair bir yazı

    Yeryüzünde bizler tek bir benliğin bileşenleri, atmosferin ötesi dış dünyamız... Bahsi geçen benliğin bileşenleri olarak seyreyleye gelmişiz kozmik okyanusu.

  18. Künye

    yayın imtiyaz sahiplerive etkinlik direktörleri Aylin Güngö[email protected] J. Hakan Dedeoğ[email protected] genel yayın yönetmeni Ekin Sanaç[email protected] kreatif direktör Aylin Güngö[email protected] editörler