Dünya dönüyor: ABD başkanlık seçimlerine damga vuran klozet yerleştirmesi, Bangkok’ta parka atılan çöplerin evlere iadesi ve dahası

Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.

ABD başkanlık seçimlerine damga vuran, Michigan’daki klozet yerleştirmesi 

ABD başkanlık seçimlerinde COVID-19 önlemleri kapsamında, oy kullanma birimlerine gitmek istemeyen vatandaşlar için “mail-in” sisteminden faydalanılacak. Böylelikle seçmenler, evlerine gönderilen oy pusulasında tercihini işaretledikten sonra pusulaları belirtilen posta kutularına atarak oylarını kullanmış olacak. Sistemden pek memnun görünmeyen Trump, hile yapılabileceği yönünde şüphelerini dile getirmekte. Ancak seçim kurulu bu iddiaların yersiz olduğunu söylüyor. Posta yoluyla oy kullanmayı talep edenlerin adresine gönderilen pusulaların gayet güvenli bir sistem sağladığı, oyların atıldığı kutuların başında görevlilerin gözetmenlik yapacağı ve Trump’ın temelsiz ithamlarla gerginlik yaratmaktan başka amacı olmadığı yönünde açıklamalarda bulunan yetkililer oldu. Tartışmalar da ülke çapına yayılmış durumda. Ancak Michigan’da bir bahçeye yerleştirilen klozet bu tartışmaları farklı bir noktaya taşıdı. Yaklaşık 2,4 milyon seçmenin mail-in yoluyla oy kullanma talebinde bulunduğu eyalette bir vatandaş evinin bahçesine koyduğu klozetin yanına kocaman bir tabela astı. “Mail-in oylarınızı buraya atabilirsiniz” yazan tabela kısa zamanda ilgi odağı oldu. Tepkiler karıştıktı. Özellikle demokratlardan Ingham ilçesi görevlisi Barb Byrum, bu klozet eyleminden son derece rahatsız oldu  ve seçimlerin bir mizah malzemesi olmadığını, klozetin derhal kaldırılması gerektiğini, savundu. Bu yıl ilk defa posta yoluyla oy kullanacak binlerce seçmen olduğunu, dolayısıyla bu klozetin seçmenleri yanlış yönlendirebileceğini söyledi. Ancak belirtmek gerekli ki bu klozet yerleştirmesi Michigan’daki herhangi bir yasaya aykırı görünmüyor ve elbette herkes Byrum’a katılmıyor. Seçim tartışmalarının bir mizah nesnesi üzerinden ilerlediği Michigan’daki klozetin kaderi ise henüz netlik kazanmadı.

Bangkok’taki milli parka çöp atanların çöpleri adreslerine iade ediliyor

Khao Yai National Park, Tayland’ın en eski ulusal parkı. Çevre kirliliği sebebiyle doğal hayatın olumsuz etkilendiği parkın yöneticileri de radikal bir uygulamayı devreye sokmaya karar vermiş. Çöpleri sahiplerine geri gönderiyorlar. Süreç tam olarak şöyle ilerliyor: Parka giriş yaparken adres bilgilerinizi de veriyorsunuz. Eğer çöplerini doğaya bırakan ziyaretçiler olursa, evlerine döndüklerinde, üzerine “Bu çöpleri Khao Yai Ulusal Parkında unuttunuz” notunun iliştirildiği bir paket ile karşılaşıyorlar. Ziyaretçinin verdiği zararın büyüklüğüne göre 5 yıl hapis cezasına çarptırılma ihtimali bile var.

Çin’in Chengdu kentinde sineklerin akınına uğrayan dikey orman projesi

Çağdaş mimari sınır tanımayan noktalara taşınmakta. Gelişen teknoloji sayesinde yapılar artık çok daha büyük ve yapılabilenlerin sınırı pek yok. Ancak yeşil alanları düşey aksa taşıma çabası uzun tartışmaları da beraberinde getirebiliyor. Gerek ağaçlık alanların yok edilip yeşil çatılarla şehre geri kazandırıldığı iddiaları olsun, gerek cephelere dolanan sarmaşıklarla “çevrecilik” maskeleri takmak olsun, bu çabaların şu ana kadar çok olumlu ve efektif sonuçlar verdiğini söylemek çok güç. Bunun bir örneği de Çin’den geldi. Chengdu şehrinde 2018 yılında inşa edilen “deneysel” apartman blokları Qiyi City Forest Garden, isminden de anlaşılacağı gibi her kata bahçe öneren projelerden. Ancak yeşile hâkim 826 adet daireden oluşan siteye taşınan aileler, proje sahiplerinin hesaba katmadığı bir etmenle karşı karşıya kaldılar. Daireleri haşereler, özellikle de sivrisinekler bastı. Hatta sorun o kadar büyük boyutlara ulaştı ki  kimi aileler dairelerini terk etmiş durumda. Paylaşılan bir veriye göre 2018’de inşaatın tamamlanmasından bu yana geçen 2 yıl boyunca sadece 10 aile dairelerine yerleşebildi. Projenin geleceği pek de yeşil olacakmış gibi görünmüyor.

Rusya, Venüs’ü “Rus gezegeni” ilan etti

Venüs’te bir yaşam formunun olabileceğine dair bulgunun açıklanmasının üzerinden 1 hafta ancak geçmişti ki Rusya’dan, gezegenin kendilerine ait olduğu yönünde bir açıklama geldi. Nasıl oluyor da “Venüs bizim” diyebiliyorlar diye merak ederseniz de gerekçeleri şöyle: 1970 yılında Sovyetler yapımı Venera 7’nin Venüs’ün yüzeyine başarılı iniş gerçekleştiren ilk ve tek uzay aracı olması. Gezegenin yüzey sıcaklığı o kadar fazla ki Venera 7, yüzeyle temasının ardından birkaç saniye içinde eriyerek yok oluyor. Devamında Venera 9’u gönderen Sovyetler bu araçla Venüs’ün yüzeyindeyken çekmeyi başardığı fotoğraflarla gezegeni ilk defa yakından göstermeyi başarmıştı. Sovyetler’in Venüs’teki bu başarıları geçmişte de ABD’nin bu gezegenden söz ederken ‘Sovyet gezegeni’ ifadesini kullanılmasına neden olmuş. Rusya Federal Uzay Ajansı’nın başkanı Dmitry Rogozin geçtiğimiz günlerde Venüs ile ilgili tartışma yaratan makalenin ardından “Mars’tan daha ilgi çekici” ifadesini kullanmıştı. NASA ve SpaceX, Mars’la ilgilenedursun; Ruslar odaklarına Venüs gezegenini almış gibi duruyor.

Yazı: Biçem Kaya