Dünya dönüyor: Vietnam'da kendi Batmobil'ini yapan mimarlık öğrencisi, Nintendo’nun güneş enerjisiyle çalışan Game Boy’u ve dahası

Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler.

Vietnam’da kendi Batmobil’ini yapan mimarlık öğrencisi

Bu gördüğümüz Batmobil, bir mimarlık öğrencisinin ne kadar sabırlı olduğunun kanıtı niteliğinde. Batman’in sıkı hayranı olduğundan şüphe duymadığımız bu öğrencinin adı Nguyen Dac Chung. Batmobil’i tamamlamak için arkadaşlarından da yardım alarak bir ekip kurmuş ve yaklaşık 10 ay bununla uğraşmış. Bu sürenin büyük bir kısmı projeyi finanse edebilmekle geçmiş, finansmanın büyük kısmını da cosplay malzemelerin satışı sağlamış. Bütçe yaklaşık 23 bin dolar. Henüz yollara çıkmaya hazır olmasa da Batmobil’deki “falcon-kanadı” kapılar gibi karakteristik detaylar kesinlikle atlanmamış. Chung, Batmobil’in yakında kullanıma hazır olacağı konusunda umutlu. Ekip, aracın saatte 90 km hıza çıkabileceğini söylüyor.

Yürüme yeteneği olan 11 balık türünü ortaya çıkaran araştırma

Balitoridae familyasına ait mağara melek balığının (Cryptotora Thamicolanın), yürüdüğü gözlemlenebilen tek balık türü. Tomografi (CT) taramaları vesilesiyle başlatılan; Florida Museum of Natural History, New Jersey Institute of Technology, Louisiana State University ve Maejo University ekipleri tarafından yürütülen bir araştırma, bundan yola çıkarak Balitoridae familyasına ait balıkları inceleme altına aldı. Bu aileden 30 balığın kemik yapısını inceleyen ekip, daha önce omurga ile pelvik yüzgeçleri arasında, normalde diğer balıklarda olmayan bir bağlantı olduğunu ortaya çıkararak bir ilke imza attılar. Benzer bağlantıya sahip olan, dolayısıyla karada yürüyebilen 10 yeni balık türü daha keşfedildi. Bu da su yaşamından kara yaşamına geçiş konusunda bilime önemli bulgular sunuyor. 

Japonya’daki dünyanın en büyük plastik yiyecek koleksiyonu

Akiko Obata, etkileyici bulduğu plastik yiyecek modellerini 15 yaşından bu yana biriktiriyor ve tam olarak 8.083 parçalık bir koleksiyona sahip. Aslında plastik yiyecek modelleri Japonya’da bir tür gelenek ve bu modellere rastlamak zor değil. 1917’ye kadar uzanan geçmişe sahip olan modeller ilk defa 1926 yılında bir restoran sahibinin daha fazla müşteri toplamak için menüsündeki yemekleri sergilemek amaçlı kullanması ile restoranlara giriş yapmış. O dönemlerde balmumundan üretilen modeller şimdilerde silikondan üretiliyor; renkleri ve detaylarıyla çok daha gerçekçi görünüyor. Bu plastik yiyecek modellerine sampuru adı veriliyor. Akiko Obata’nın sampuru koleksiyonu, Guinness Rekorlar Kitabı’na girişini yaptı. Nitekim tüm modelleri incelemek Guinness ekibinin bir tam gününü almış.

Neredeyse 40 yıldır süren gizemli radyo yayını

İlk defa Soğuk Savaş Dönemi’nde,1982 yılında keşfedilen gizemli bir radyo yayını, bir kez daha gündemde. Gizemli radyonun yaklaşık 40 yıldır kesintisiz yayınına devam ettiği biliniyor. 4625 kHz. frekanslı radyo yayınında ayda ya da belki haftada bir defa, düzensiz sayılabilecek aralıklarla, birkaç kelime duymak mümkün oluyor. Ancak genel olarak yayın, bir vızıltı sesinden ibaret. Sırrı hâlâ çözülememiş olan yayını üstlenen bir kişi veya kurum yok. Kimliği olmayan yayın UVB 76 ve MDZhB olarak isimlendiriliyor. Bu isimler zamanında bu radyo frekansından duyulan bir sesin okuduğu isimlerin baş harflerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş. Yayın, şifre veya kod kırma konusunda da son derece yetersiz malzeme sağlıyor. Ne olduğu hâlâ anlaşılmadığı için zaman içinde uzaylılarla iletişim kurmaktan tutun, Rusların Dead Hand olarak isimlendirdiği nükleer silah kontrol sistemiyle ilgili istihbarat içerdiğine kadar pek çok komplo teorisine de konu olmuş durumda. En son BBC’nin yeniden masaya yatırması sayesinde haberdar olduğumuz  radyonun 2010 itibariyle kaynağının yer değiştirdiği biliniyor. 2010’un aynı zamanda Rus ordusunun yeniden yapılandırıldığı yıl olması, yayının Rus ordusuyla ilgili olduğu iddialarını güçlendirse de genel kanı, bu frekansın sahipli olduğunun duyurulması ve böylelikle başkaları tarafından kullanılmasının önüne geçilmesi yönünde. Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyulduğu ise yine komplo teorileriyle açıklanıyor. Moskova yakınlarındaki bir kaynaktan gelen kısa dalga bandına sahip olan yayın, bu sayede dünyanın her bir yanından ulaşılabilir olma özelliğini koruyor. İnternetten ve radyodan takip edilebildiği için yıllar içinde dünya çapında meraklıları oluşmuş. Hatta devamlı dinleyen takipçileri bile mevcut.

Daha çevreci bir Game Boy mümkün

Oyun endüstrisinin çevreci yaklaşımlara yüzünü dönmeye başladığı bugünlerde yeni bir açılım da Nintendo’dan geldi. İlk kez 1989’da Japonya’da piyasaya sürülen, 90’ların ayrılmaz parçası haline gelen Game Boy artık pillerinden kurtulmuş durumda. Ekranındaki güneş panelleri ve oyuncunun parmaklarının ürettiği mekanik enerjiyi toparlayan yeni sistemi, Northwestern University ve Delft University of Technology’deki uzmanlardan oluşan bir ekip projelendirmiş. Ekibin liderlerinden Josiah Hester sistemi şu şekilde açıklıyor: “Bir düğmeye bastığınızda, cihaz bu enerjiyi oyununuzun çalışmasını sağlayan güce çeviriyor. Daha sürdürülebilir bir cihaz geliştirerek on yıllarca kullanılabilmesini istedik.” Yeni konsolla amaçlanan, Game Boy işlemcisindeki tüm popüler retro oyunların doğrudan orijinal kartuştan tadını çıkarma keyfini çevreci bir eyleme dönüştürmek. Her ne kadar Game Boy’u pilsiz olarak yeniden hayata getirseler de konsolun eski kusursuz hâline kavuşması için biraz daha zamana ihtiyaç var gibi görünüyor. Zira konsol her 10 saniyede bir, bir saniyeliğine duraklıyor. 

Yazı: Biçem Kaya