Feminist bir intikam tasavvuru: “Mayday”

Bu yıl Sundance Film Festivali’nde dünya prömiyeri gerçekleşen, Karen Cinorre‘nin ilk uzun metrajı Mayday’den ilk fragman yayımlandı

Grace Van Patten, Mia Goth, Soko, Havana Rose Liu, Juliette Lewis ve Théodore Pellerin’den oluşan kadrosuyla yapım; patriyarkal sisteme karşı bir intikam tasavvuru olarak karşımıza çıkıyor. Güçlü ve özgür kadın karakterleri, kurduğu çarpıcı evren ve Yunan mitolojisine yaptığı referanslarıyla da dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor. Göz dolduran sinematografiye ve öforik bir atmosfere sahip filmin görüntü yönetmenliğini ise daha önce Frances Ha, Lady Bird ve Mistress America gibi yapımlardan ismini hatırladığımız Sam Levy yapıyor.

Hikâye bir elektrik kesintisiyle birlikte kendini alternatif bir evrende bulan Ana’yı merkez alıyor. Var olan gerçeklikteki patriyarkal düzenden hoşnut olmayan genç kadın, yolculuk ettiği bu yeni evrende erkeklere karşı savaşan bir grup kadın askerin arasına katılıyor. Grubun lideri Marsha, Ana’nın bir keskin nişancı olarak eğitilmesini planlıyor. Erkeklerin av, kadınların ise avcı oldukları bu yeni evrende Ana başlarda hâlinden memnun görünse de zamanla içinde bulunduğu bu militarist düzen onu kendi potansiyelini ve değerlerini sorgulamaya itiyor. Genç kadına vaat edilen, geldiği yerde mümkün olmayan kahramanlık onu burada kalmaya ikna etmiyor ve böylece Ana eve dönmenin yollarını arıyor.

Yönetmen, eve dönüş teması bağlamında Wizard of Oz‘dan etkilendiğini söylüyor. Finalde Dorothy’nin tüm hikâye boyunca aslında evde olduğu gerçeğinin onu hayal kırıklığına uğrattığından bahsediyor. Ayrıca Wizard of Oz ve Alice in Wonderland gibi örnekleri düşündüğümüzde fantastik türün bir kaçış fantezisi olarak karşılık bulmasının, yönetmenin de feminist bir kaçış evreni yaratmak konusundaki tercihlerinde etkili olduğunu söylemek yersiz olmasa gerek. Tüm bunların yanı sıra Cinorre, bu evrende varlık bulan kadın savaşçıları yaratırken, Yunan mitolojisinde rastladığımız, erkekleri öldüren Sirenler’den esinlendiğini de itiraf ediyor.  

Cinorre’nin şiddet, güç ve kadınların potansiyeline dair keşfe çıktığı bu cesur denemesi, 1 Ekim itibariyle ABD’de vizyonda olacak.

Yazı : Zeynep Kıymacı