Adam Driver başrollü Ferrari’den yeni görüntüler

Başrolünün 2015’te Christian Bale’in, sonrasında Hugh Jackman’ın, nihayetinde Adam Driver’ın olduğu Michael Mann imzalı Ferrari filminden yeni bir fragman paylaşıldı. Türkiye’de 22 Aralık’ta vizyona girecek film, ünlü spor araba markasının kurucusu olan Enzo Ferrari’nin hikâyesini anlatıyor. Odakta 1957’de İtalya’da düzenlenen Mille Miglia yarışı var.

Oyuncu kadrosunda Adam Driver ile birlikte Penélope Cruz, Patrick Dempsey, Shailene Woodley ve Sarah Gadon gibi isimlerin yer aldığı film, yönetmenin yaklaşık 30 yıldır aklında olan bir tutku projesi. Brock Yates’in Enzo Ferrari: The Man and the Machine kitabından uyarlanan senaryosu da Michael Mann ve 2009’da hayatını kaybeden yazar Troy Kennedy Martin tarafından kaleme alınmış.

Ridley Scott imzalı House of Gucci’nin ardından Ferrari ile bir başka ikonik İtalyan figürü canlandırıyor Adam Driver. The Hollywood Reporter’a verdiği röportajda farklı kültürlerle ilgili soru işaretlerini anladığını ama bu durumun bir aktör olarak kendisini en çok heyecanlandıran unsurlardan biri olduğunu dile getirmiş: “Sizden farklı olan biriyle empati yapmak zorunda kalıyorsunuz; yargılamadan, hayatına dürüstçe bakarak. Bu garip bir meslek ama ilgimi çeken şey de bu.”

Venedik prömiyerinden yansımalar

Ferrari filmini, dünya prömiyerini yaptığı 80. Venedik Film Festivali’nde izleyen Melikşah Altuntaş, Bant Mag. için yazdığı değerlendirmesinde filme dair şu yorumları yapmıştı:

“Mann’ın eski usül bir anaakım hikâye anlatıcısı olmasının hem faydası hem de dezavantajlarıyla sınanan Ferrari, hikâyesine sorunsuzca dalma ve kahramanı Enzo’nun hayatına hızlı bir giriş yapma konusunda bir hayli marifetli. Fakat öykü ilerledikçe filme eklenen karakterler ve yan hikâyeler arasında yolumuzu bulmakta zorlanmaya başlıyoruz. Senaryo, biyografik özellikler taşıyan bir aile draması ile heyecan dozu yüksek bir spor filmi olmak arasında bir seçim yapmakta zorlandıkça Enzo’nun aşk ve iş hayatı iç içe geçmekte zorlanıyor ve bir noktadan sonra Ferrari, sinemasal bir deneyimden çok, bazı karakterler ve olay akslarını çeşitli sürelerde unuttuğumuz epizodik bir dijital platform dizisi anlatısına dönüşüyor. […] Tüm bunlara rağmen sadece son yarım saatindeki ustalıklı Michael Mann rejisi için dahi görülmeye değer bir film Ferrari. Finale doğru muhtemelen Mann’ın da projeyi seçmesinde önemli bir rol oynamış olan bir sahne var ki ancak Mann gibi bir sinemacı bu denli soluk kesen ve salondaki herkesi koltuk tepesine sıçratan böylesine kuvvetli bir sinemasal an yaratabilir. ”

Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz.