Yetersizlik hissinin gölgesinde: Fleishman is in Trouble

Yazı: Olcay Özer

18 Eylül’de düzenlenecek 75. Primetime Emmy Ödülleri’nde En İyi Mini Dizi, En İyi Kadın Oyuncu (Lizzy Caplan) ve En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu (Claire Danes) da dâhil olmak üzere toplam yedi dalda aday gösterilen Fleishman is in Trouble, Taffy Brodesser-Akner’ın 2019 çıkışlı, aynı adlı romanından uyarladığı bir mini seri. Sekiz bölümüyle Disney+’ta erişime açık.

Zaman dilimi ve mekân 

2022 – Manhattan. 

Konu nedir? 

Genç yaşta evlenmiş ve iki çocuğu olan Toby Fleishman (Jesse Eisenberg) yakın zamanda boşanmıştır ve kendini çevirimiçi flört uygulamalarında “özgürleştirdiği” bir yaza hazırlanmaktadır. Cinsel özgürlüğünü tatmaya hazırlandığı bu ilk yazı, eski eşi Rachel’ın (Claire Danes) âniden ortadan kaybolması ve iki çocuğunu ona bırakmasıyla beklenmedik bir şekilde değişir.  Bu zorlu yaz boyunca, uzun süredir görüşmediği arkadaşlarını yıllar sonra yeniden hayatına sokar; çocuklarını, kendini, ilişkilerini, mesleğini ve eski evliliğini sorgulayar. Bu da bizi, Toby’nin hikâyesinden Rachel’ın zorlu hayatına geçirir.

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler 

Bir boşanma ve boşanmanın ardından ayakta kalma öyküsü gibi başlayan dizi, izleyiciye aslında kadın olmak, anne olmak ya da “olamamak” ve doğum sonrası depresyonu üzerine derinlikli bir anlatı sunuyor. Öyle ki basit bir ortadan kaybolma hikâyesinin ardında yatan derin depresyon ve Rachel’ın, yıllarca içinde sıkıştığı kadın ve anne olarak “yeterli” olmadığı hissi izleyeni içine alıyor.

İlk intiba?  

Dizi, beyaz bir erkeğin boşanması ve boşanmasının ardından “mızmızlanması”nı anlatarak başlıyor fakat hikâye ilerledikçe (özellikle Libby’nin dış sesinin anlatıcı olması ile beraber) izleyiciye, aslında kadın eksenli bir anlatı sunuluyor ve olay sadece bir boşanma meselesi olmaktan çıkıyor. Evlilikte, iş hayatında, dostluklarda kadın olmanın ağırlığını aktarıyor. 

En çok neyi sevdin? 

Mutsuz bir evliliğin düğümlenmesini ve bitişini, kâğıt üstünde mutlu bir evliliği olan ama evliliği, anneliği için kariyerini bırakan hüzünlü Libby’nin ağzından dinlemeyi sevdim.

En az neyi sevdin? 

Maalesef Jesse Eisenberg’in Toby’yi canlandırmasını sevmedim. Claire Danes’in Rachel’ı küçük ama efsane canlandırmasının yanında tam olmamış bir Toby izliyoruz. 

En çok hangi sahneye yükseldin? 

Libby’nin Rachel’ı parkta bulduğu ve beraber eve gidip Rachel’ın doğum ânından itibaren büyüyen yalnızlığını anlattığı o günün tüm detaylarını çok sevdim. Yalnızca iki kadının birbirini anlayabileceği sadelikte bir anlatım ile Rachel’ın yaşadıklarını izleyicilere enfes bir şekilde aktaran bir bölüm.  

Modunu nasıl etkiledi

Hızla akan bir dizi; basit bir boşanma hikâyesi ile başlayıp, sinsice ağır bir doğum sonrası depresyon ve var olma(ma) hikâyesine dönüyor. İlişkilerin derinliklerini irdelemeyi seven herkes bir oturuşta keyifle izler. 

Bunu seven şunları da sever

Dünyanın en sık rastlanan ve en basit sorunların biri olan kadın-erkek ilişkilerinin derinlerine inmeyi sevdiyseniz, Noah Baumbach’ın Marriage Story’sini de seversiniz.

Soru işaretleri / varsa açtığı tartışmalar…

Rachel’ın derinleşen travması, doğumda bir doktorun aymazlığı ve umursamazlığı ile tetikleniyor. Toby’nin de doktor olması Rachel’ın tramvasını ne kadar tetikliyor, Toby aslında Rachel’a hep o korkunç günü mü hatırlatıyor?