Genetik sürüklenme tehdidinde orman yangınları nasıl bir rol oynuyor? Gözde Çilingir yanıtlıyor

Orman yangınlarının tekrar hatırlattıklarıyla aydınlanma ve anlamaya çalışma çabalarımız sürerken ilgili alanlarda çalışmalar yürüten kişi ve oluşumların kapılarını çalıp, bazı sorularımıza cevaplar arıyoruz.

Doğa korumacı moleküler biyolog ve National Geographic kaşifi Gözde Çilingir’e sorduk.

Yangın bölgelerindeki habitatta kimi canlılar için orman yangınları evrimlerinin bir parçası olarak tanımlanıyor. Peki popülasyonu daha düşük olan canlılar için süregelen genetik sürüklenme tehdidinde orman yangınları nasıl bir rol oynuyor?

Gözde Çilingir yanıtlıyor:

“Akdeniz orman yangınlarının mevcut ekosistemlerinin bir parçası olduğunu uzmanlardan dinledik. Bu yaz meydana gelen yangınların geçmiş yıllardaki yangınların boyutlarıyla karşılaştırıldığında çok çok büyük boyutta gerçekleştiğini biliyoruz. Gerek yönetim sıkıntısından gerekse iklim krizi gibi mevcut yangın tehditlerini güçlendiren sebepler yüzünden orman yangınları sıklaşıp, boyutları arttıkça bu durumun canlı popülasyonlarının adaptasyon potansiyeli, başka bir deyişle genetik çeşitliliği üzerindeki etkisini düşünmek gerekir. Çok büyük boyutlarda gerçekleşen yangınlarda hâlihazırda küçük olan canlı popülasyonları tamamen yanarak yok olabilir (örneğin bazı endemik bitki türleri), yangından kaçamayan yahut birçok yerde eş zamanlı yangın olmasından dolayı yaşam alanı yok olan bazı canlı popülasyonları küçülebilir veya büyük ve geniş alana yayılmış popülasyonlar parçalı (ve bir sürü küçük) hâle gelebilir.”

“Her hâlükârda elimizde küçülmüş ve izole hâle gelmiş canlı popülasyonu kalan bu senaryolarda tek tehdit bireylerin sayıca azalması değil, aynı zamanda bu popülasyonlardaki genetik çeşitliliğin azalmış ve yahut kısa bir süre içerisinde azalmasını muhtemel kılan ‘genetik sürüklenme’ etkisine maruz kalacak olmalarıdır. Genetik sürüklenme çok basit anlamda, bir canlı popülasyonunun gen havuzunda meydana gelen tamamen şans eseri değişikliklere denir. Burada kullanılan ‘şans eseri’ tabiri, canlı gen havuzunun değişen çevresel koşullarına göre değil; muhtemelen bir anda oluşan koşullar tarafından şekillendiğinin altını çizmek içindir. Yangın gibi olaylarda popülasyonlar bir anda küçülür ve anında ya da ele alınan canlının yaşam hikâyesine bağlı olarak belki de 1-2 jenerasyonda ağır genetik çeşitlilik kaybı yaşanabilir. Bu kayıp geride kalan canlı popülasyonlarının gelecekte oluşacak olan çevresel koşullara adapte olma olasılığını teorik olarak düşürebilecek bir kayıptır.”

“Sadece iklim krizinin yakın gelecekte çevresel koşulları nasıl ani ve güçlü bir şekilde değiştirebileceğini düşünürsek, genetik çeşitliliği korumanın önemini bir kez daha vurgulamış oluruz. Eğer küçülmüş ve izole olmuş canlı popülasyonlarını yok oluş girdabından kurtarmak istiyorsak, hem uzmanların önerilerine uygun restorasyon girişiminde bulunmalı hem de mevcut yönetim planlarına mutlaka genetik çeşitliliği anlama ve koruma bakış açısını yerleştirmeliyiz.”

Giriş fotoğrafı: Dr. Yasin İlemin