Göksu Gül, Richard Watkins ve Ben Weldon ile Londra'daki "All's Well Wall" murali üzerine

Göksu Gül’ün Londra’da Richard Watkins ve Ben Weldon ile birlikte tamamladığı duvar çalışması “All’s Well Wall” geçtiğimiz hafta tamamlandı. Projenin detaylarını üçlüden dinliyoruz. 

Röportaj: Busen Dostgül Foto: Ralph Parker

İngiliz sanatçılar Richard Watkins ve Ben Weldon, son dönemde özellikle birçok farklı çalışmasıyla karşımıza çıkan Göksu Gül ile birlikte geçtiğimiz haftalarda Londra’nın Camberwell şehrinde bir duvar çalışması yaptı. “All’s Well Wall” isimli duvar çalışmasında bir araya gelen üçlü, kendine has çizimleriyle ortaya harika bir iş çıkardı. Watkins, Weldon ve Gül ile projenin nasıl doğduğunu, çizim sürecini ve dahasını konuştuk.

Richard Watkins cevaplıyor

Seni insanlarla birlikte ortak projeler yapmaya motive evden şey neydi? Sence yaratıcılığın ortak iş yapmakla doğrudan alakası var mı?
Yaratıcılık birçok şeyin birleşimi demek: marifet, konsept, cesaret, varlık, disiplin, vizyon, gönüllülük, vs. gibi. Ve yaratıcı işler yapan herkesin farklı farklı güçlü olduğu yanlar var. Sanırım az önce saydıklarıma “iyi işbirliği”ni de ekleyebiliriz çünkü bu mesela sizin daha önce yalnız başınıza gitmediğiniz veya gidemediğiniz yerlere gitmenizi sağlar, bu işbirliği sizi daha da cesaretlendirir, size vizyon katar. Tabiki kötü işbirlikleri insanları geriye çekebilir, dikkatini dağıtabilir veya vizyonunu bozabilir fakat ben neredeyse hep iyi deneyimler yaşadım. Gerçek şu ki ben gerçekten iyi insanlarla projelerde çalışmayı seviyorum. Hepimizin arkasında durduğu bir fikir bulmayı ve onun sıfırdan yavaş yavaş geliştiğini görmeyi seviyorum. Ben insanların şirketlerini sevdiğimde ve yeteneklerine inandığımda, bunun kötü gitmesinde çok da bir ihtimal olduğunu sanmıyorum.

20160820_dsc_4034-photo_ralph_parker_28698974446_o

Göksu Gül ve Ben Weldon’la birlikte yer aldığınız “All’s Well Wall” duvar çalışmasından konuşalım. Kimin fikriydi?
Evimin önünde oldukça büyük ve çirkin bir duvar vardı ve bunu benim ruhumu da yansıtacak bir murala çevirmeye karar verdim. Anlamlı bir şey olmasını istedim ve yaşadığım yeri sevdiğim için de Camberwell’in Orta Çağ’dan kalan armasını yeniden yaratmak için çalışmaya başladım. Camperbell’in arması 1901 yılından kalma. Tarihiyle oldukça ilgiliydim ve her elementin anlamlarıyla da öyle. Her kısmıyla ilgili konuşup seni sıkmayacağım ama bunu anlatmak istiyorum: Kırmızı aslan Peckham’ın sahibi olan güçlü bir aileyi temsil ediyor. Delinmiş olan geyik ise, anlatılan hikayeye göre, birinci yüzyılda ormanda yalnız yaşamış ve yaralı bir geyiği sağlığına kavuşturmuş olan Hıristiyan bir rahip olan St. Giles’ı temsil ediyor. St. Giles, daha sonra akıl hastası ve sakat insanların baş rahibi oluyor. Bu çok ilginç çünkü Camberwell’de şu anda Londra’nın en büyük eğitim hastanesi ve dünyanın en büyük akıl hastalıkları hastanesi olarak ün salmış durumda. Camberwell’in sloganı “All’s Well” (Her Şey Yolunda) ve gerçekten bunu kendime ve tüm dünyaya bir mesaj olarak görme fikrini seviyorum. Bazı günler tıpkı aslan gibi ve diğer günler de yaralı bir geyik gibi hissetsekse “her şey yolunda”.

Bu projeyi birlikte yapmaya ne zaman karar verdiniz? Çizimlerin ortaya çıktığı, tüm çizimi ne kadar zamanda yaptığınız ve dahasına dair biraz detaylı bilgi verebilir misin?
Ben’i uzun zamandır tanıyorum ve Londra’ya geldiği zamanlarda elimizden geldiğince birlikte takılmaya çalışıyoruz. Yaratıcılık anlamında mükemmel bir vizyonu var ve zaten daha önce de bir kitap projesinde birlikte çalışmıştık. Dolayısıyla, bu duvar projesi de bizim birlikte bir şey yapmamız için bahanemiz oldu diyebilirim. Birkaç ay önce Whatsapp’ta konuşurken projeden bahsetmiştim ve bana “varım” demişti.
Göksu, The Mixup projesinde (yine birçok sanatçı ile birlikte yaptığım bir proje ve 13 Ağustos’a kadar İstanbul’da Space Debris’te görülebilir) vardı. Londra’ya geldiği zaman da birlikte bir şeyler yapmak, takılmak istedik. Bu mural çalışmasını kastetmemiştik tam olarak aslında ama özel bir durum oldu: Çok iyi anlaştık, muralin altındaki fikri de çok iyi anladı. Onun açısından projeyi şekillendirebileceği birçok imkan vardı ve en çok da bu projeye dahil olmak konusundaki isteği etkili oldu. Bir şekilde onsuz yapamayacağımızı anladık. Bu ebattaki işlerdeki deneyimi, hikaye anlatımı ve kendine has tarzı projenin ilerlemesini sağladı.
Murali yapmak tahmin ettiğimizden daha uzun sürdü, toplamda birkaç hafta diyebilirim. Komşumdan ekstra bir merdiven daha aldık ama bizi asıl yavaşlatan şey yağmurlardı.
Ayrıca, planladığımız birçok şeyde de değişiklik yaptık. Muralin büyük boyutlarda çıktısını aldık ama detaylar biz hikayeye enerji ve hayat katmak istedikçe değişti. Bu duvarda aslında çizimimizin altında farklı şekillerde çizilmiş üç ölü geyik bulunuyor.

20160820_dsc_4024-photo_ralph_parker_28731118615_o


Göksu Gül 
cevaplıyor

Haziran ayında Arkaoda’nın duvarına Murat Palta ile birlikte harika bir çizim yapmıştınız. Hemen ardından geçen hafta da Richard Watkins ve Ben Weldon’la birlikte Londra’da Camberwell’de “All’s Well Wall” isimli şahane duvar çalışmasını tamamladınız. Olaylar tam olarak nasıl gelişti?
Richard’la yine kolaboratif bir iş olan olan Mix up Projesi sebebiyle internet üzerinden tanışıyorduk. Ben Londra’ya gidince de Richard hemen Camberwell’in armasını gösterdi ve bunu bir duvar resmine çevirebilir miyiz diye sordu. Murat Palta’yla beraber yaptığım iki duvar resminin, Richard’ın bana bu soruyla gelmesinde  etkili olduğunu düşünüyorum. Çünkü Murat’la duvar resimlerimizde anlattığımız hikayelerde geçmişten bir çok öğeyi kendimizce yorumluyoruz. Bu sefer de Camberwell’in hikayesini Richard ve Ben ile beraber yorumlamış olduk. Doğruyu söylemek gerekirse başta inanılmaz zorlandım. Başka bir kültür vardı bu sefer karşımda.  Fakat bir hafta içinde birbirimize uyum sağladık.
Richard tarihe çok meraklı bir tip. En ince detaylara kadar incelemeyi ve yorumlamayı seviyor. Onun bu merakı bu duvarın başlama noktası. Ben ise çok ince estetik algıya sahip, enteresan bir tasarımcı. Onunla beraber resim pratiği içerisindeyken sayesinde yepyeni kapılar çalmış oldum. Nasıl Murat Palta’yla çözümlemelerimizi All’s Well Wall’a taşıdıysam, bu duvarda çözdüklerimizi de İstanbul’a getireceğim.

Photo 14-07-2016, 14 49 32

Birlikte ortaya çıkan veya yalnız başına yaptığın çizimlerin, resimlerin ne gibi farklılıkları olduğunu düşünüyorsun?
Bunu heryerde söylüyorum, kolaboratif işlerde “Ben sanatçıyım” hallerini bir kenara koyup, pratiğini paylaşmak durumundasın. Bana kalırsa bir ressamın keni pratiğini  geliştirmesi için hızlı bir yol, birlikte çalışmak. Yalnız çalıştığım resimlerim bir anlamda daha farklı elbet,  kendi resimlerimi, kendimi anlama yolunda en zevkli yol haritaları olarak gördüğüm için, kolaboratif işler benim için “heyyooo parti vakti kokocambo” tadında bir şey.

Ben Weldon cevaplıyor

Çin’de tam olarak ne yapıyorsun? İş yüzünden mi ordasın? Nedir asıl sebep?
Bir gezgin olarak 2005’te Çin’e seyahat etmiştim. Birkaç ay kalmak için ilginç bir yer gibi gözüküyordu. Aradan geçen birkaç yılı hızlı bir şekilde geçecek olursak şu an 25 kişilik bir ekibin ve birçok müşterimin olduğu bir tasarım stüdyom var. Şu an doğru iş yapmak ile ilgili konuşmalar yapıyorum. Buradan sonra kim bilir, belki Arjantin’e giderim.

DSCF2028

Tasarım ve sanat anlamında Çin ve Avrupa arasında ne gibi temel farklar var?
Genel olarak baktığımızda Çin’deki sanat ve tasarı anlayışı kendi tarihlerinden ve batıda olan bitenden ilham alarak şekilleniyor. Fakat, şu an gerçekten doğru yenilikleri ve yaratıcılığı görmeye başladık. Avrupa’daki herkesin peşine düşeceği Çin markalarının da olacağı bir geleceğin çok da uzakta olmadığına inanıyorum.

All’s Well Wall ile ilgili hislerin neler? Camberwell’deki günlerin nasıl geçti? Fikir nasıl ortaya çıktı?
Çalıştığımız şekil benim için tamamen yeni bir şeydi. Plan olmadan, photoshop olmadan, skeç olmadan…sadece boyadık ve nasıl olduğunu gördük. Sonra değiştirdik, tekrar boyadık, sonra yeniden boyadık sonra yeniden, yeniden. Göksu Gül ile birlikte çalışmaktan gerçekten keyif aldım. Bana gerçekten ilham ve güven verdi. Bütün gün merdivenin başında olmak gerçekten çok eğlenceliydi. Kısa ama sıcak bir İngiltere yazının tadını çıkardık. En başta nasıl bir şey olacağını hayal bile edemiyordum. Uzun sürdü ama sonuca bayıldım.

20160820_dsc_3981-photo_ralph_parker_28113586514_o
20160820_dsc_4004-photo_ralph_parker_28698956226_o(1)
Photo 29-07-2016, 12 39 53
Photo 29-07-2016, 12 39 20