Gözetlenmeye karşı bir direniş biçimi olarak rengârenk bir tişört

“Bizi düşmanın varlığı değil, genel inanış elden ayaktan düşürüyor. Yalnızca bu eğilimin geri döndürülemez olduğunu değil, aynı zamanda kapitalizmin tarihsel alternatiflerinin gerçekleşemez ve olanaksız olduğunu, başka bir sistemin -pratiğe geçirmek şöyle dursun- tasavvur dahi edilemeyeceğini söyleyen bir genel inanıştan bahsediyoruz.” 

Fredric Jameson – Ütopya Denen Arzu 

Artık dünyanın dört bir yanında yapay zekâ, bizi gözetlemek, takip etmek ve izlemek için sistemlerde kullanılıyor. Kameralar her yerde, “tehditkâr” olabilecek herhangi bir hareketi kolluyor. İş yerlerinde, sokaklarda, sinemalarda, okullarda; özgür hiçbir alan bırakılmayacak bir şekilde gözetleniyor ve izleniyoruz. Devletler için bedenimizin potansiyel bir tehdit oluşturduğu ve sınırlandırılması gerektiği düşüncesinden hareketle, izleniyor olduğunu bilmenin caydırıcılığı ne seviyede ve toplumda uzun vadede ne gibi yararları (!) olduğu üzerine Michel Foucault, Surveiller et Punir’de uzun uzun tartışmıştı. Ne yazık ki o yıllardan bugüne, iktidarın bedenlerimiz üzerindeki söz hakkına dair değişen pek bir şey olmadı. Ama buna karşı geliştirilen taktikler tüm hızıyla sürüyor. İnsanları görünmez yapacak bu tişörtler mesela…

Northeastern Üniversitesi, MIT ve IBM’deki araştırmacılar, giyen kişiyi yapay zekâ için görünmez kılan bir tişört üretti. “Tişört nesne tespiti için kullanılan sinir ağları üzerinde çalışıyor” diyor Northeastern Üniversitesi’nden yardımcı doçent Xue Lin. Normalde bir sinir ağı, görüntüdeki birinin ya da bir şeyin üzerine çevresini sınırlandıracak bir kutu çizer ve o nesneye etiket atar ve bu şekilde görüntüyü tanımlamış olur. Lin ve iş arkadaşları bunu engelleyebilmek için tişört üzerine rengârenk ve piksel görünümlü desenler ekliyor ve yapay zekânın kafasını karıştırarak, yüz tanımlama işlemini engellemeye çalışıyor. 

Lin ve ekibi yapay zekâyı kandırmaya çalışan ilk bilim insanları değil elbet. Amerikalı araştırmacılar 2016’da yüz tanıma teknolojisinin açıklarından yararlanan bir gözlük tasarlayarak kişinin sınıflandırılmasını engellemeyi başarmıştı. Bir sonraki yıl ise işleri biraz daha büyütüp üzerinde dur işareti olan bir levhanın, hız sınırı yazan bir tabelaymış gibi algılanmasını sağladılar. Hem de yalnızca birkaç graffiti darbesiyle! Ancak bu küçük kaçamaklar yalnızca sabit cisimlerin üzerinde güvenilir sonuçlar veriyordu. Hareket eden bir görüntüde ya da bir videoda yapay zekâ tarafından fark edilmemek çok daha zor. Çünkü her kare için farklı bir algılama sistemi çalışıyor. Bu tişört ise şimdiye kadar hareket eden bir nesnenin takip edilmesini engelleyebilecek ilk tasarım oldu. 

Buna rağmen Lin, bu tişörtleri günlük hayatta kullanmanın henüz pek mümkün olmadığını, “Hâlâ işe yaraması konusunda zorlanıyoruz çünkü algılama algoritması hakkında her şeyi bilmiyoruz” sözleriyle açıklıyor. “Kusursuz değil, o yüzden muhakkak bir noktada sorun çıkaracak.” 

Zaten Lin ve arkadaşlarının asıl hedefi gözetleme sistemlerindeki açıkların sınırlarını keşfetmek ve daha güçlü bir sistem oluşturarak, bir şekilde hep daha güçlü gardiyanlara ihtiyaç duyulan düzenimizde direnişimizi değil; hapishanelerimizi kusursuzlaştırmak. 

Yazı: Asena Büyük