Hail! ile olağandan uzak bir alışveriş deneyimi

Ankara merkezli giyim markası Hail!, alışılagelmişin dışında bir satın alma deneyimi tasarladı. 17 Mart akşamı saat 21.00’de gerçekleşecek online etkinlikte, seçilen ürün son hâline sipariş ânında getirilecek; kişiye özel olarak hazırlanacak. Tüm bu süreç, web sitesindeki canlı yayında takip edilebilecek. İlk etkinliğin başrolünde kum rengi Signature Jacket var; satışlar farklı ürün ve renk seçenekleriyle devam edecek. 

Hail!’ı daha yakından tanımak üzere, markanın kurucusu Ufuk Çakmak ile konuştuk.

Siz kimsiniz?

Hail!, bir markayı yürütmek için farklı farklı disiplinlere başvurulması gerektiğini ve bunun tam da onluk olduğunu fark eden bir insan tarafından, yine insanlar için Ankara’da kurulmuş bir giyim markasıdır.

Üretim sürecinizden bahsedebilir misiniz?

Kıyafetlerimiz, istisnai durumlar haricinde Ankara’daki atölyemizde serigrafi yöntemiyle basılıyor. Genelde bir ürüne dair bütün süreci, baskısından fotoğraflanmasına kadar, “in-house” çözmeye çalışıyoruz. Bu, yaratıcı süreçte bize bütün adımlara istediğimiz yönde müdahale etme şansı tanıyor.

Giyim, insanlara kendilerini ifade etmeleri için alan açan, güçlü bir iletişim aracı. Siz ürünlerinizle ne tür mesajlar vermek istiyorsunuz?

Sonuçtan çok sürece odaklı bir markayız. O “mükemmel” sonuca odaklanmak yerine, ürünlerimizde süreçten izler olmasına özen gösteriyor ve Hail! giyerek sokağa çıkan birinin, o sürecin kıymetini vurguladığını düşünüyoruz. Vermek istediğimiz çok mesaj var tabii ama bu bir anda olabilen bir şey değil. Günden güne de değişkenlik gösteriyor ve buna müsaade ediyoruz. Böylece markanın daha organik bir şekilde ilerlediğini düşünüyoruz ve gözlemliyoruz. Markanın ulaşmasını istediğimiz kitleyle verimli bir iletişim kurmak bizim için gerçekten önemli. Hızlı tüketim çağında bunu başarmak zaman zaman zor olabiliyor, bu konuda günden güne kendimizi geliştirmek için çabalıyoruz.

Moda geleceğe dair hangi olasılıkları doğuruyor sizce? Sizin ileriye dönük ne gibi planlarınız var?

Hail!, stabil bir doğrultuda ilerleyen bir marka olmayacak. Attığı her adımın sorgulanabileceği, kesin çizgileri olmayan ve yeniliğe her zaman açık bir marka; bu yenilik, insanların markayı o âna kadar algıladığı ile hiç kesişmiyor olsa bile. Trendler bir döngü içerisinde ilerlemekte ve bunun böyle devam edeceğini düşünüyoruz. İnsanlar bilinçsiz ilerledikçe geride bıraktıklarının değerini anlamış şu ana kadar; “retro”ya olan merak da bizce buna bağlı olarak gelişmiş. Zamanda daha bilinçli ilerlemek için elimizden geleni yapıyoruz. Geleceğe, geçmişte ve günümüzde değerli olan ögeleri yok saymadan ilerlemek en büyük gayemiz. Her zaman, beklenenden ve standarttan uzak ne varsa onun peşinden koşan bir marka olacağız.