Hakan Bıçakcı ile hangi film?

İstanbullu yazar Hakan Bıçakcı; 2002’den bu yana roman ve öykü kitapları yayımlamaya, çeşitli yayınlar için edebiyat ve sinema yazıları yazmaya devam ediyor. İletişim Yayınları’ndan çıkan son iki kitabı da sinema tutkusuyla kesişen kurgulara sahip. 

2022 tarihli romanı Silinmiş Sahneler, sinemacı olma hayaliyle yola çıkıp kendini sansürcü olarak bulan bir kurgu operatörünü odağına alıyordu. Geçtiğimiz kasım ayında raflara çıkan Alakalı Filmler ise bazı filmleri hatırlamaya, yeni filmler keşfetmeye, filmler arasında yeni bağlantılar kurmaya, okuma-izleme listelerini uzatmaya vesile olması umuduyla yazılmış bir sinema kitabı.

Hangi Film? köşemize konuk olan Hakan Bıçakcı yanıtlıyor: “İzlemekte geç kaldım” dediğin bir film? Sigara yaktırma potansiyeli taşıyan bir film? Müziğine tutulduğun bir film?


İzlerken diyaloglarına eşlik edebildiğin film?

Aaahh Belinda (1986). Boyut Yayınları’nın kitap formunda bir VCD’si vardı evde. İçinde filmle ilgili birkaç sayfa bilgi ve iki VCD vardı. İlk yarısı birinde, ikinci yarısı diğerinde. Tüm zamanların en iyi filmlerinden biri olduğunu düşündüğüm bu fantastik şaheseri, bu fantastik VCD’den o kadar çok izledim ki diyalogları içime işledi.


Bugüne dek aklında en çok yer işgal eden film?

Sanırım Lost Highway (1997). Vizyona girdiğinde üniversite eğitimi için gittiğim Ankara’da sinemada izleyip vurulmuştum. Olan biteni tam olarak anlayamasam da bu filmin bir daha aklımdan çıkmayacağını o ilk izleyişimde anlamıştım. Analiz ederek izlemesi ayrı, hiçbir şey düşünmeden rüya görür gibi izlemesi ayrı zevk.  


“İzlemekte geç kaldım” dediğin bir film?

Kaurismäki’nin tüm filmleri. Vaktiyle festivalde Mies vailla menneisyyttä / The Man Without a Past’i (2002) izlemiştim. Yıllar sonra da Toivon tuolla puolen / The Other Side of Hope’u (2017) izledim. İki filmi de sevmeme rağmen “Kaurismäki sineması”nı idrak edememiştim. Sürekli aklımdaydı eski filmlerine bakmak ama erteleyip duruyordum. Geçen yıl MUBI’nin seçkisi sayesinde hepsini eksiksiz izledim ve ne kadar geç kaldığımı o zaman anladım. Nihayet “Kaurismäki sineması” diye benzersiz bir kavram var zihnimde. Absürdün o çok özel tonu, görsel anlatımın incelikleri ve birbirinden donuk, hipnotize edici karakterleri. 


Hiç sevmedim, seveni de sorgularım dediğin film?

Amerikalı-beyaz-erkek-aile babası-kahramanların “düşmanları” yendiği filmlerin çoğu. 


Müziğine tutulduğun bir film?

Çok var ama ilk aklıma gelen Oldeuboi / Oldboy’un (2003) ve Fa yeung nin wah / In the Mood For Love’ın (2000) müzikleri oldu. Bir dönem takıntılı bir şekilde dinlediğim iki albüm olduğundan muhtemelen. Çalışırken arkada az çalmadılar. Bir de çok eskilerden Last Action Hero (1993) geliyor aklıma. Soundtrack kaseti lise yıllarımda walkman’imden çıkmazdı. 


Dizisi olmalı dediğin bir film?

Sanırım hiçbir film için bunu demedim. Tam tersini dediğim ise çok olmuştur. Ama üzerine biraz düşününce Ulrich Seidl’ın Paradies: Liebe / Paradise: Love’ı (2012) geldi aklıma. Acımasızca uzatılarak The White Lotus’un (ki çok severim) yanında çizgi film kalacağı çok karanlık bir dizi olabilirmiş.  


Önden kendini hazırlamayı gerektiren bir film?

The Holy Mountain (1973). Tuhaf, gerçeküstü anlatıları temsilen bu filmi seçtim. The Holy Mountain gibi çılgınlıkları izlemiş olmak büyük mutluluk. İzlemekse zorlu bir süreç. Kafan veya ruh hâlin hazır değilse işin zor. Ama kendini hazırladıysan da hiçbir şeye benzemeyen bir yolculuk.  


İçmiyorsan bile sigara yaktırma potansiyeli taşıyan bir film?

Tüm Godard filmleri. Özellikle de kafe sahneleri.  


Hakkı verilmemiş / yeterince anlaşılmamış olduğunu düşündüğün bir film?

Under the Silver Lake (2018). Finalini pek sevmesem de bu filme karşı büyük bir hayranlığım var. Kimselerle paylaşamadığım bir hayranlık. Daha sonra benzer bir durumu Beau Is Afraid (2023) için de yaşadım.


“Bu bir film değil, bu bir deneyim” dediğin film?

Bunu senede sadece bir kez diyebiliyorum. Ama her yıl da bir kere diyorum. En son The Zone of Interestte (2023) dedim. Geriye doğru sararsak da son beş yıl için: Aftersun (2022), Titane (2021), I’m Thinking of Ending Things (2020), Portrait de la jeune fille en feu / Portrait of a Lady on Fire (2019), Beoning / Burning (2018) “deneyimlerini” anabilirim.  


Şu sıralar en çok merak ettiğin film?

Furiosa: A Mad Max Saga. Beklentim büyük.