Harabe şehirler, yitirilen abiler ve sinema: "Kurosawa’nın Raşomon’u"

Raşomon hayatın bir yansımasıdır ve hayatta her zaman net anlamlar yoktur” der Akira Kurosawa. Bir suçu dört farklı karakter üzerinden anlatan, her karakterin gerçekliğinin farklı olduğu film; sadece anlatı yapısıyla değil, yenilikçi kamera ve ışık kullanımıyla da yedinci sanatı derinden etkiledi. 50’lerin başında Japonya sinemasını tüm dünyaya tanıttığı, Akademi’nin Yabancı Dilde En İyi Film kategorisini yaratmasına vesile olduğu, Fellini’den Satyajit Ray’a birçok auteur’ün favorileri arasında yer edindiği bilinir. “Rashomon” kelimesi, birden fazla perspektif veya yorum içeren çelişkili olayları tanımlayan bir terim olarak, Oxford Üniversitesi Sözlüğü’ne dahi girmiştir.

Can Yayınları’ndan çıkan, Paul Anderer imzalı Kurosawa’nın Raşomon’u; yönetmenin kişisel tarihindeki olayların sanatına olan tesirine dair, yer yer 20. yüzyıl Japonya’sı üzerine analizlerin de yer aldığı, alışılmadık bir kitap. Kurosawa’nın genç bir sosyalist ve ressam olarak portresi, savaş sonrası yıkıntılar içinde olan ülkesi ve 1923 tarihli Büyük Kanto Depremi’nin hayatına yansıması büyük yer edinmekte. Yaşadığı aile trajedisi ise şüphesiz çalışmanın bel kemiği. Anderer, Kurosawa’nın şiddetli çatışmalar yaşayan, sıra dışı bir duyarlılığa sahip abisinin izini sürüyor; sessiz film endüstrisinin yıldızlarından olan, renkli ve isyankâr Heigo’nun -başta Raşomon olmak üzere- Kurosawa sinemasındaki etkilerini inceliyor. 321 sayfalık kitabın ilk baskısı ağustos itibariyle satışa sunuldu.

Columbia Üniversitesi’nde profesör olan Anderer, çalışmayı yönetmenin anı kitabını baz alarak hazırlamış. Japon edebiyatı ve sineması üzerine dersler vermeye devam eden yazar, Tokyo ve şehir kültürü hakkında incelemeleriyle de biliniyor. Metnin çevirisi ise Ernie Trory, Henry David Thoreau, Charles Dickens gibi isimlerin eserlerini de Türkçe’ye kazandıran Selçuk Işık’a ait.

Yazı: Merdan Çaba Geçer