İş Sanat’ın geçtiğimiz günlerde start alan 23. sezon programında caz ve dünya müziği dinleyicilerini oldukça heyecanlandıracak pek çok konser bulunmakta.  2023 takviminde Jaga Jazzist, Renaud Garcia-Fons ve Jan Garbarek gibi isimlere rastlıyoruz. Çok sesli yeni İş Sanat sezonundan tavsiyelerimize buyrunuz. 

Yarının cazını şekillendiren kolektif: Jaga Jazzist

Yeni yıl için heyecanımızı körükleyen bir konser! 1994’ten bu yana deneysel cazın en yenilikçi ekiplerinden biri olan Norveçli topluluk Jaga Jazzist ile yıllar sonra yeniden buluşacağız. Smalltown Supersound ve Ninja Tune gibi plak şirketleriyle yaptıkları yayınların ardından 2020’de Flying Lotus’un kurucusu olduğu Brainfeeder bünyesine katılan Jaga Jazzist, sekiz kişilik kurulumuyla sahnede devleşen gruplardan. Kuzey cazını elektronik dokunuşlar ve sürükleyici ritmik düzenlemelerle harmanlayan ekip, günümüzde dünyanın dört bir yanını saran yeni nesil caz hareketinin de öncülerinden biri. Jaga Jazzist hakkında yapılmış en iyi tanımlardan biri BBC’den geliyor: “Soft Machine’i de Herbie Hancock kadar anımsatıyorlar.”

Grubun son albümü 2020’de yayımlanan Pyramid. Bu kez başrolü synthesizer’ın üstlendiği bir ses paleti barındırıyor. İlham havuzu ise alabildiğine geniş elbette:. Örneğin analog synth “deneyleri” ile tanınan Japon müzisyen Isao Tomita’dan ve Fela Kuti’nin Lagos’taki eski kulübünden adını alan iki ayrı şarkı (“Tomita” ve “The Shrine”) mevcut albümde. Kariyerinin her dönemecinde yarının cazını şekillendiren kolektif, 30 yıla yaklaşan birikimiyle yine ayaklarımızı yerden kesecek, şimdiden söylemesi! 

25 Ocak’ta İş Kuleleri Salonu’nda gerçekleşecek konserin biletleri, Biletix’te satışta.

Benzersiz ve gerçek bir nostalji: Salvatore Adamo

Tüm zamanların en yüksek satış rakamlarına ulaşan Avrupalı müzisyenlerinden biri olan, İtalya asıllı Belçikalı besteci ve yorumcu Salvatore Adamo uzun bir aranın ardından İstanbullu dinleyicileriyle buluşacak. “Her Yerde Kar Var”, “Karlar Düşer”, “Komşu Kızı” gibi meşhur şarkıların orijinallerinin sahibi olan Salvatore Adamo, 60’lardan bu yana küresel müzik sahnesinin önde gelen simalarından.

Victor Hugo, Jacques Prevert ve George Brassens gibilerinin yanı sıra tango ve kanto geleneklerinden ilhamla kendi bestelerini yapmaya koyulan Salvatore Adamo, ilk albümünü 1962’de yayımladı. Bugüne dek kaydettiği albümlerin sayısı 35’i geçen müzisyen, çoğunlukla Fransızca şarkılar söylese de bestelerinin Türkçe, İtalyanca, İspanyolca, İngilizce, hatta Japonca versiyonlarını da kaydeden ve konserlerinde seslendiriyor. Hatta meşhur albümlerinin farklı dillerdeki uyarlamalarını ve canlı kayıtlarını da hesaba katınca, diskografisindeki albüm sayısı neredeyse ikiye katlanıyor.  Benzersiz ve gerçek bir nostalji dalgasına kapılmak isteyenler, 10 Şubat akşamı İş Kuleleri Salonu’na bekleniyor. 

Biletler 1 Aralık’ta satışa çıkacak.

Renaud Garcia-Fons, küresel müzik hatıralarının peşinde: Le Souffle Des Cordes (Tellerin Nefesi)

Nguyên Lê’den Kudsi Ergüner’e, Dhafer Youssef’ten David Peña Dorantes’e dünyanın dört bir yanından müzisyenlerle yaptığı ortaklıklarla da tanınan Fransız besteci ve kontrbasçı Renaud Garcia-Fons, Le Souffle Des Cordes (Tellerin Nefesi) isimli projesiyle ilk kez İstanbul’da. Türkiye müziğine ait motifleri flamenko dokunuşlarıyla bir araya getiren projenin temelleri Fons’un Serkan Halili ve Derya Türkan’la buluşmasıyla atılmış. Halili’nin kanun, Türkan’ın kemençede olacağı konserde üçlüye Kiko Ruiz (flamenko gitar), Florent Brannens (keman), Amandine Ley (keman), Aurelia Souvignet (viyola) ve Nicolas Saint-Yves (çello) eşlik edecek.

Renaud Garcia-Fons, Le Souffle Des Cordes için “geçişli bir proje” tanımını yapıyor. Kompozisyon ve doğaçlamayı bir araya getiren bir yaklaşımla hayat bulan projenin 12 şarkılık stüdyo kaydı, geçtiğimiz yıl E-Motive Records aracılığıyla yayımlanmıştı. Projenin ilham kaynaklarını kendisi şu sözlerle ifade ediyor: “Kanun ve kemençe ile doğunun, klasik yaylı dörtlüsü geleneğiyle batının eski müziklerinin hatıralarına sahip olmak isteidm. Flamenko gitarıyla İspanya’yı unutmadan tabii ki…”

22 Şubat Çarşamba akşamı gerçekleşecek Tellerin Nefesi konserinin biletleri Biletix’te.

Folk rock tınılarıyla: Passenger

Michael David Rosenberg ve Andrew Phillips’in 2003’te Brighton’da temellerini attığı Passenger, yıllar içinde baş şarkı yazarı Rosenberg’in solo projesine dönüştü. 2012’de tam 19 ülkede listelerin 1 numarasına çıkan şarkısı “Let Her Go”, YouTube’da milyarca izlenmeye ulaşıp fenomen oldu. Passenger’ı şöhrete ulaştıran parça, British Academy’nin Ivor Novello ödülüne layık görüldü.

Geçtiğimiz nisan ayında kariyerinin tam 14. stüdyo albümü olan Birds That Flew and Ships That Sailed’i bağımsız olarak yayımlayan Passenger, albümden elde ettiği gelirin tamamını okyanuslardaki plastik atıklarıyla mücadele eden Plastic Bank oluşumuna bağışlıyor. Sürekli üretim hâlinde olan müzisyen, uzun yıllardır her albümüyle farklı bir yardım oluşumu ya da ihtiyaç sahibi hareketi desteklemek üzere kampanyalar düzenliyor. İngiliz müzisyen, kendine özgü sahne performansıyla 7 Nisan’da İş Kuleleri Salonu’nda olacak. 

Biletler 1 Aralık’ta satışta.

Sahne yaşayan efsanelerin: Jan Garbarek Quartet & Trilok Gurtu

İlham verici caz etiketi ECM’in kataloğunun vazgeçilmez isimlerinden biri olan Jan Garbarek, İskandinav cazına yön veren müzisyenlerden biri. 1966’dan bu yana üretmeye durmaksızın devam eden Garbarek, farklı coğrafyaların geleneklerini keşfe çıkma motivasyonunu da asla yitirmedi. Kendi adını taşıyan dörtlüsüyle İş Kuleleri Salonu’nda dinleyeceğimiz Jan Garbarek,’e Hindistanlı perküsyon ustası ve bir diğer yaşayan efsane Trilok Gurtu da eşlik edecek.

Jan Garbarek ve Trilok Gurtu, 1990’lardan bu yana birlikte çeşitli albümlerde ortaklaştı. 1991 tarihli Trilok Gurtu albümü Living Magic, dünyanın iki ucundan filizlenen ilhamların kesişimiyle ortaya çıkan sihirle dolup taşan efsanevi bir kayıt. Beş yıl sonra yayımlanan Jan Garbarek albümü Visible World’ün konuklarından biri de Trilok Gurtu olmuştu. Dünyanın dört bir yanındaki caz festivallerinde onur konuğu olarak sahne alan Jan Garbarek Quartet & Trilok Gurtu, müziğin evrensel diliyle sınırların asla var olmadığı bir ses evreni inşa ediyor. 

27 Nisan Perşembe akşamı gerçekleşecek konserin biletleri yakında satışa çıkacak.