Kadın hakları savunucusu Gloria Steinem’ın hayatının 4 farklı dönemi, 4 farklı oyuncunun performanslarıyla

Amerikalı gazeteci, feminist ve kadın hakları savunucusu Gloria Steinem’ın hayatına odaklanan The Glorias filminin yönetmeni,  Frida, Across the Universe ve Titus gibi yapımlara imza atmış Julie Taymor. Farklı bir biyografik film örneği olan The Glorias’ta, Steinem’ın hayatının 4 farklı dönemini, 4 farklı oyuncunun performanslarıyla izleyeceğiz. 

Oyuncu kadrosunda Julianne Moore ve Alicia Vikander’ın yer aldığı film, 2015 yılında en çok satanlar listesine giren, otobiyografik My Life on the Road kitabından bir uyarlama. Gloria Steinem’ın hayatında belirleyici rol oynamış, çocukluğunda babası ile ülkeyi gezdikleri araba yolculuklarını atlamadan, Taymour’un Frida ve Across the Universe filmlerinden de alışık olduğumuz gibi farklı bir perspektiften bu otobiyografiyi ele almış olduğunu görüyoruz. Kitapta geçmişindeki yolculuklar üzerinden hayat hikâyesini aktaran Steinem’ın anılarını Taymour da yine yolculuklar üzerinden kurgulamış. Bunu yaparken de farklı dönemlerini bir araya getirerek, yolu zamanın akışını kırmaya yardımcı olacak bir materyal olarak kullanmış. 

Filmde Julianne Moore ve Alicia Vikander haricinde Steinem’ın geçmişini canlandıran diğer oyuncular, Lulu Wilson ve Ryan Kiera Armstrong. Steinem ile olan ikonik fotoğraflarından da tanıdığımız siyah aktivist Dorothy Pitman Hughes rolünde Janelle Monáe var. Bir başka önemli aktivist ve avukat “Battling Bella” lakaplı Bella Abzug rolünde ise usta oyuncu ve şarkıcı Bette Midler’ı izleyeceğiz.

The Glorias’ın gösterim tarihi ise çok yakın. Nitekim, Steinem’ın aktivist karakterinin ve hayatının verdiği mesajın günümüzde çok güçlü karşılıklara sahip olduğunu belirten Roadside Attractions kurucuları Eric d’Arbeloff ve Howard Cohen; zaten kariyeri boyunca Amerika’daki başkanlık seçimlerinde önemli roller üstlenen Gloria Steinem’ın hikâyesinin, seçimlerden önce mümkün olduğunca çok izleyiciye ulaşmasını önemsediklerini belirtiyor. Bu yıl Sundance Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan ve eleştirmenlerden yüksek not alan film 30 Eylül’de Amazon Prime’da yayımlanacak.

Steinem’ın mirası

Gloria Steinem, aynı zamanda Ms. dergisinin kurucularından biri. Özellikle 60’lar ve 70’lerde Amerika’daki feminist hareketin sözcülerinden biri olarak geçiyor. Hayatı boyunca aralarında Vietnam Savaşı’na karşı çıktığı protestolar da dâhil olmak üzere pek çok eylemde yer almış, New York Magazine’de köşe yazarlığı yapmış, John Lennon’la savaş karşıtlığı üzerine röportaj gerçekleştirmiş, Playboy Club’da Playboy Bunny olarak çalışıp bu tür mekânlarda kadınlara karşı tutumu detaylıca açıkladığı “A Bunny’s Tale” adında makale hazırlamış ve 2001’de Ulusal Basın Kulübü’nde kürsüye çıkıp konuşan ilk kadın olmuştu. Cosmopolitan gibi bir dergide tartışma yaratan “If Men Could Menstruate” (Eğer erkekler regl olsaydı) gibi tartışmalar yaratan makalelere imza atan Steinem, ülkesindeki başkanlık seçimleri sırasında da hep aktif rol oynamış bir isim. 2004 seçimlerinde Bush’a karşı yükselen sesler arasında yer almış, 2008 seçimlerinde her ne kadar Obama ve Clinton’a destek verdiğini açıklasa da süreç içinde Clinton’ın ekibine katılmış, 2016 seçimlerinde Bernie Sanders’ın ardından da yine Hillary Clinton’ın seçim ekibinde yer almıştı. 1998’de Bill Clinton hakkında çıkan cinsel saldırı ve görevi kötüye kullanma iddialarının asılsız olduğunu düşündüğünü açıklaması ve CIA ile ortak çalışmalar içinde bulunması ile kimi kesimlerin de tepkisini çekmekte.

Son olarak ekleyelim, Gloria Steinem’ın hayatı Tony ödülü adaylığı bulunan Emily Mann tarafından kaleme alınmış ve Tony ödülü sahibi Diane Paulus tarafından yönetilen Gloria: A Life adında bir tiyatro oyununda da anlatılmakta. Ayrıca Hulu FX’te yayımlanan Cate Blanchett’i, 1970’lerde Amerika’daki anayasanın cinsiyetçi yaklaşımını değiştirmeyi amaçlayan Eşit Haklar Değişikliği hareketinin öncüsü Phyllis Schlafly olarak izlediğimiz Mrs. America’da Rose Byrne’ü Gloria Steinem rolünde izlemek mümkün.

Yazı: Biçem Kaya