Karakter galerisi: Jonathan Glazer
Yazı: Tuvana Adalı - Kolaj: Mert Boz
Kariyerine reklam filmleri ve video kliplerle adım atan Jonathan Glazer, son 20 senede yalnızca dört uzun metraj çekmiş olsa da kendine özgü görsel dili, yarattığı tuhaf gerginlik atmosferleri ve tanınmış oyunculara verdiği benzersiz rollerle oldukça dikkat çekici ve belirgin bir yer tutuyor sinema dünyasında.
Son filmi Under the Skin’den bu yana on yıl geçmiş olan Glazer, Nazi Almanya’sında bir Auschwitz komutanının kampın hemen bitişiğinde sürdürdüğü rüya gibi hayatını merkeze alan yeni filmi The Zone of Interest ile ilk kez Cannes Film Festivali Ana Yarışma seçkisinde; eleştirmenlerin önde gelen favorileri arasında anılmaya başladı bile. Rahatsız edici ve gergin bir atmosferin esintilerini hemen almak mümkün, bir dönem filmine Glazer’ın katacağı görsel ve sessel dokunuşlar ise epey merak uyandırıcı.
The Zone of Interest ile uyanan heyecan dalgasını takiben yönetmenin ürpertici, gizemli ve akıllarda yer eden karakter galerisine yakından bakıyoruz.
Kadın (The Female)
Film: Under the Skin (2013)
Canlandıran: Scarlett Johansson
İskoçya’nın puslu ve ıslak sokaklarında uzunca süre bir karavanın direksiyonunda izlediğimiz Kadın; motivasyonunu, nereden geldiğini ve “ne” olduğunu tam olarak anlayamadığımız bir karakter. Bu dünyaya ait olmayan, insan olmayı “öğrenmiş” ve taklit eder bir hâli var. Bir an cezbedici, biraz sonra acımasız ve duygusuz biri. Gece gezindiği karanlık sokaklardan da karşılaştığı iştahlı erkeklerden de daha tekinsiz önceleri. Sokakların alışılagelmiş güç dinamiğini sürprizli bir şekilde tersine çeviren tehlikeli bir dalga yayıyor etrafına. Sonraları ise sınırları dünyayla karışmaya başlıyor; derisinin altına ya da derisinden dışarıya sızan kırılganlık açığa çıkıyor. Savunmasız, yalnız ve yabancı olma hâlini gittikçe vurgulayan yakınlık ve temas anları, acı verici derecede hüzünlü. Böylece alışılmış güç dinamiği giderek yeniden geçerli oluyor; Kadın içinde durduğu derinin altında buz gibi soğukta, tek başına ve daima tehlikede. Johansson’un daha önce benzeri görülmemiş performansıyla birlikte Glazer sinemasının en bilindik karakteri olduğu da söylenebilir.
Anna
Film: Birth (2004)
Canlandıran: Nicole Kidman
Anna 10 senedir pençesinden kurtulmaya çalıştığı bir yas sürecinin tam ucunda, yeni bir evlilik yapmaya hazırlanan bir karakter. Tam bu eşikteyken ölen eşi olduğunu iddia eden, nereden geldiği belirsiz 10 yaşında bir çocukla yüz yüze geliyor. Bu karşılaşmayla birlikte eski eşine duyduğu, tüketmeyi pek de beceremediği sonsuz sevgi yeniden dolaşıma giriyor ve Anna’nın zaten bir türlü dolduramadığı devasa bir boşlukla boğuşmakta olduğu daha da belirginleşiyor.
Keskin bakışları, kısa gülümsemeleri ve ketum tavrıyla emin olmaya, yeniden güvende ve ait hissetmeye derin bir özlem duyuyor sanki Anna. Ne eskiyi tam bırakabilmiş ne de yeniye kendini teslim edebilmiş; araya sıkışmış, taşıdığı yükü saklamaya ve hayatına devam etmeye çalışan biri. Bu yüzden yasının somut bir tezahürüyle karşılaşmak, buna inanmak bir yeniden doğuş hissi getiriyor belki de: Saklamaya çalıştığı tamamen görünür artık. Seyirciyi de kendisiyle birlikte arada bırakarak hem şüpheye düşen hem kavuşmak isteyen bir konuma sürüklüyor.
Gary ‘Gal’ Dove
Film: Sexy Beast (2000)
Canlandıran: Ray Winstone
Organize soygunlar yapan mafyatik bir çetenin kasa kilitlerini açmakta uzman olan eski üyesi Gal, taptaze bir aşk yaşadığı eşi Deedee’yle İspanya’nın kızgın güneşi altında, havuz başında pineklediği rüya gibi bir emeklilik yaşıyor. Son bir soygun işi için bu rüyadan korkunç bir baskıyla çekip alındığında epey tadı kaçıyor hâliyle. Eski hayatına dönmeyi hiç istemeyen, zorunluluklar karşısında güçlü dursa da korkusunun sevgisiyle paralel şekilde arttığı apaçık görünen bir karakter. Deedee ile aşkları üzerinden belirginleşen sadakati ve yumuşak tavrı, maruz kaldığı tüm zorbalık ve şiddetin ruhunu ne kadar etkilediğini anlamayı ve onun tarafında durmayı oldukça kolaylaştırıyor.
Don Logan
Film: Sexy Beast (2000)
Canlandıran: Ben Kingsley
Jonathan Glazer filmografisinin kâbuslarda yerini alacak karakterlerinden, gerçek bir psikopat izlenimi veren Don; dur durak bilmeyen, aniden yükselip patlayan konuşma tarzı ve gergin sinirleriyle adının ilk duyulduğu andan asla karşılaşmak istenmeyecek biri olduğunu belli ediyor. Suç çetesinin garip bir biçimde çocuksu, bela saçan üyelerinden biri. Kendi kendine ayna karşısında yaptığı konuşmalar ve bir türlü aşamadığı, ettiği hakaretler arasında aslında aşka yakın bir duygu hissettiği anlaşılan Jackie’ye yaklaşımı bir yandan derin bir sevgisizlik ve özgüvensizlik içinde yuvarlandığını da açığa çıkarıyor. Yine de şiddet dolu, beklenmedik tavırlarıyla korku salan ve yakınlarında bulunan herkese kaçacak delik aratan cinsten, unutulmaz bir karakter. Glazer karakterlerinde sık görülen şekilde çok boyutlu ve gizli kırılganlıkları olan biri.
Adam (Man)
Video klip: UNKLE feat. Thom Yorke – Rabbit in Your Headlights (1998)
Canlandıran: Denis Lavant
Thom Yorke’un sesi ve derin karanlığa eşlik eden Jonathan Glazer yönetmenliğindeki ikonik video klip, yönetmenin karakterlerine dair genel bir kavrayışa da ışık tutar nitelikte. Klip floresan ışıklar altında bir araba tünelinde, yolun ortasında kendi kendine söylene homurdana yürüyen bir adamı izliyor. Uzun parkasıyla yarı deli ya da bir trans hâlinde gibi görünen adama birkaç saniyede bir araba çarpıyor. Adam yere yığılıyor, sonra kalkıp sayıklamaya devam ediyor. Nihayetinde ona çarpan son araba parçalara ayrılırken iki kolunu yanlara açmış, ilahi bir zafer edasıyla dimdik duruyor. Karakter teslim olmakla direnmek; yığılıp gitmekle mücadele edip kazanmak arasında bir yolculuk tamamlıyor gibi. Glazer sinemasında bu uçlar arasında hareket eden ve dönüşen; epey tekinsiz, aynı anda bir o kadar tanıdık ve kırılganlığıyla yumuşayan karakterlere rastlamak mümkün.