Başrolde iletişimsizlik: Kel Diva

Yazı: Başak Tanrıverdi - Fotoğraf: Cem Gültepe

Kel Diva; absürt tiyatronun perdesini aralayan, dilin trajedisini ortaya koyan bir başyapıt. Oyun Atölyesi yapımının yönetmenliğini Muharrem Özcan üstleniyor. İletişimsizlik ve yabancılaşma üzerine bir komedi olan oyunun başrollerinde Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer var.

Sene bitmeden Kel Diva’yı izlemek isteyenler 25 Aralık’ta Zorlu PSM, 26-27 Aralık’ta ise Oyun Atölyesi’ndeki temsilleri yakalayabilir.

Konu nedir?

Anti tiyatro / absürt tiyatronun kurucu oyun yazarlarından Eugéne Ionesco’nun, modern çağda yabancılaşma üzerine kaleme aldığı ve uyumsuz tiyatroyu belki de en güzel hâliyle ortaya serdiği kült eseri.

İletişimsizliğin başrolde olduğu; dilin etkisini kaybedip anlamsızlaşarak iletişimi sağlamadaki becerisini yitirmesiyle kendini anlatan bir başyapıt. Dönemin karşı tiyatrosunun Sartre ve Camus gibi varoluşçu ikonlardan da ilhamla harekete geçtiği düşünülürse, Ionesco’nun anlamsızlıkla betimlediği yenilikçi tarzı bir yandan arka planda yaşamın anlamını da sorguluyor.

Konusu, geleneklerine bağlı ve uzun senelerdir evli olan aristokrat Bay ve Bayan Smithlerin, bir akşam yemeğinde misafir olarak Bay ve Bayan Martinleri ağırlamasını anlatıyor. Üç çift arasında kurulan diyaloglar üzerinden ilerleyen hikâyede bir zaman mevhumu yok. Başladığı andan bitene kadar bir konu bütünlüğü de olmadığı gibi, olay ve diyalogların akışa fayda sağlayan bir düzeni de bulunmuyor.

İzlemeden önce bilmemiz gerekenler

*Kel Diva, kaleme alındığı 1950’li yıllardan bugüne Fransa’da aynı salonda aralıksız oynanma rekoruyla yaklaşık 2 milyon izleyiciye ulaşmış.

*Ionesco’nun tarzına ve anlatım şekline çok genel hatlarıyla bile olsa aşina olmak şüphesiz izlerken yaşanan deneyimi daha doğru ve doygun bir noktaya taşıyacaktır. 

İlk intiba? En çok neyi sevdin?

Oyunun provalarının yaklaşık altı ay önce başladığını okuduğum zaman, bu kadar tanınmış oyuncuları kadrosunda bulundurmasına, hele de Zuhal Olcay ve Haluk Bilginer gibi iki dev oyuncuyu seneler sonra aynı sahnede buluşturmasına elbette çok yoğun bir ilgi olacağını tahmin ediyordum. Ve böyle bir absürt tiyatro örneğinin izleyici etkileşiminin nasıl olacağını o günden beri çok merak ediyordum.

Buna karşılık, Muharrem Özcan’ın rejisini ben çok beğendim. Yanlış ellerde paldır küldür ne olduğu anlaşılmayacak bir iş olabilecek bu eser bence sahneye tam da olması gerektiği gibi taşınmış. İnsan eli teknolojiyle iletişime sekte vuran detaylar çok yerinde seçilmiş ve anlatımı kolaylaştırıyorlar. Bay Smith’in elinde bir tablet; Bayan Smith, akşam yemeğini sosyal medya hesabında led halka ışık kullanarak çektiği hikâyeyle anlatıyor. Smithler, en aristokrat görünümleriyle, yapay zekâ destekli ekranlarda konuşuyor. Martinlerin ellerinde sürekli kurcaladıkları cep telefonları var. Herkes sürekli konuşuyor. Fakat hiçbir şey anlatmıyor.   

Bence yazarın tarzını çok iyi temsil eden bir uyarlama olmuş. Karşı tiyatronun, geleneksel anlatıma tamamen aykırı duruşunu göz önüne aldığımızda bu konuda belli bir beklentiyle orada olan seyirciyi çok iyi yönettiğini söylemek yanlış olmaz.

En az neyi sevdin?

Her detayı ile çok beğendim. 

En çok hangi âna yükseldin?

Oyunun temposu da çok güzel ayarlanmıştı. Anlatım çok dinamikti, özellikle tüm karakterlerin bir arada olduğu sahnelerde seyirci deneyimi tavan yaptı diyebilirim. Bence tepe noktası da oydu zaten. Özellikle her karakterin kendi hikâyesini anlattığı sahnelerde çok güldüm.

Ambiyans / ortam / mekân / kurgu / dekor için neler söyleyebilirsin?

Dekor tam ayarında, biraz distopik bir havada tasarlanmış; zaman olgusundan bağımsız olduğu hissediliyor ve bu çok hoşuma gitti. Yerleştirilen led ekranlardaki yapay zekâ destekli dokunuş da kesinlikle çok yerinde. Katmanlı ışık giydirmesi oyuna derinlik katıyor.

Çok iyi bir yapım olmasıyla beraber oyunun bütünlüğünde tüm sahne, dekor ve kostüm detayları çok ince düşünülüp tasarlanmış. Ama oyunculukların ilerisine geçmeyecek şekilde de hesaplanmış. Bence bu çok etkileyiciydi.

Oyun, modunu nasıl etkiledi?

Çok keyifliydi. Kel Diva izleyiciyi yakalıyor, güldürüyor, bazen kafasını karıştırıyor ama asla sıkmıyor.

Oyunculuk için neler söyleyebilirsin?

Oyunculuklar gerçekten üst seviyede; çiftlerin karşılıklı diyaloglarıyla geçen sahnelerdeki dengeli akış çok dikkat çekici. Belli ki üç çift için de karşılarındaki aktörle aynı sahneyi paylaşmak inanılmaz konforluydu. Yazarın tarzını izleyiciye kusursuz aktardıklarını düşündüm.

Kimler sever?

Süresi de çok ayarındaydı. Herkesin çok rahat izleyebileceği bir ölçüde tutulmuş. Bununla beraber başarılı oyunculuk performanslarının da ivmesiyle çok geniş kitleleri yakalayacaktır.

Soru işaretleri / varsa açtığı tartışmalar?

İletişimsizlikle beslenerek ortaya çıkan yabancılaşma kavramının belki de en sarkastik anlatım örneklerinden biri olan Kel Diva, bize varlığımız kadar eski ve tanıdık bir soru olan hayatın anlamını, anlamsızlık tanımını tekrar tekrar yaparak düşündürüyor. 

Yazara / yönetmene bir soru soracak olsan ne olurdu?

Oyun bittiğinde tüm salon ayakta dakikalarca oyuncuları alkışladıkları anda imkânım olsa Eugéne Ionesco’ya bu uyarlamayı ve finalini nasıl bulduğunu sormayı çok isterdim.