Krakow’lu öğrenciden virüs öldüren sandalye tasarımı ve diğer haberler #dünyadönüyor

Dünyanın farklı noktalarından, büyük gündem yaratmayan haberler. 

Krakowlu mühendislik öğrencisinden virüs öldüren sandalye

Krakow’da yaşayan mühendislik öğrencisi Angelika Kopcińska, UV-C ışığı kullanarak kendini dezenfekte eden bir sandalye icadıyla tasarım dünyasında yankı uyandırdı. Tasarımcı, bir sandalyenin en çok hangi kısımlarına kullanıcının dokunduğunu analiz ederek, birinin oturduğunu algılamak için bir basınç sensörü kurguladı. Bu sensör sayesinde sandalye boşaltıldıktan 10 saniye sonra, dokunulan alanları dezenfekte etmek için ultraviyole ışık (UV-C) diyotlarını serbest bırakan özel silindirleri etkinleştiren bir motor ekledi.

24 yaşındaki Kopcińska, tasarım sürecinde hangi dezenfeksiyon yöntemlerinin virüslere karşı en iyi sonucu verdiğini araştırıp UV-C ışığının en etkili olduğunu buldu. UV-C ışığının hastanelerde cerrahi aletleri sterilize etmekte kullanıldığını ve bunun efektif bir yöntem olduğunu söyleyen tasarımcı, ışığın her ne kadar işe yarar olsa da cilt ve insan görüşü konusunda tehlikeli olduğunu; güvenlik önlemleri alındıktan sonra dezenfeksiyon işlemlerinin yapılabileceğini söyledi.

Pandeminin yön verdiği tasarım, öğrencinin tez danışmanından da övgüler aldı. Üniversitenin Makine Mühendisliği Fakültesi’nde tez danışmanı olan Dr. Józef Tutaj, şunları söylemiş: “Bu gerçekten eşsiz bir diploma tezi. Mükemmel hazırlanmış teorik bir proje, çok pratik potansiyele sahip.”

Utah’ta kuraklık sonrası ortaya çıkan “hayalet kasaba” 

Utah’ta Rockport rezervuarı kuraklık yüzünden çekildikten sonra bir hayalet kasaba keşfedildi. 1950’lerde inşa edilen Rockport rezervuarındaki su seviyeleri, toplam kapasitesinin sadece dörtte birine düştü. 

Bu düşüşü fark eden Devon Dewey, drone kullanarak kuraklık sonrası ortaya çıkan eski evlerin ve silik yolların fotoğraflarını çekti. Dewey, bu düz ve tekdüze alandaki yerleşim yerlerinin doğru noktalara bakıldığında hâlâ net olarak gözüktüğünü söyledi.

İlk yerleşimin 1860 yılında, Avrupalılar tarafından yapıldığı bilinen Crandall arazisi, yerleşimcilerin gelişlerinden bir yıl sonra Enoch Şehri ismini aldı. 1866 Black Hawk savaşı yüzünden terk edilmeye başlanan bölgenin, yıllar boyunca 100 ila 200 sakinle küçük bir nüfusu koruduğunu, ancak burada yaşayanların 1940’larda azalmaya başladığı biliniyor.

“Utanç verici” yatak odası hikâyelerine 1.500 dolar 

Cinsel sağlık ürünleri tasarlayan Phoenix markası, geçtiğimiz günlerde ilginç bir çağrı yaptı. İnsanlardan “utanç verici” yatak odası hikâyelerini paylaşmasını isteyen marka, seçilen 5 hikâyeye 1.500 dolar ödül verecek. Marka temsilcileri, cinsel sağlığın açıkça tartışılması gerektiğine inandıklarını ve bunun yolunun mizahtan geçtiğini söylüyor. Bu şekilde utancı ortadan kaldırmak, karşılıklı anlayışa yol açan sohbeti teşvik etmek amaçlanıyor.

Phoenix ile çalışan doktor Paul Thompson, “utancı aştığımızda, çiftlerin bu komik hikâyelerin altında yatan zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olabilecek gerçek araçlar ve çözümler bulunabilir. Daha fazla konuşma, seçenekler ve kaynaklar hakkında daha fazla anlayışa eşittir ve bu da daha mutlu cinsel yaşamlara yol açar” diye açıklıyor.

31 Ekim’e kadar devam edecek çağrıya katılmak için 18 yaş üstü ve ABD vatandaşı olma şartı var.

Singapur’da meyve artıklarından antibakteriyel bandaj üretimi

Singapur’daki Nanyang Teknoloji Üniversitesi’ndeki bilim insanları, atılan meyve kabuklarını antibakteriyel jel bandajlara dönüştürerek gıda atıklarının geri dönüşümünde önemli bir keşfe imza attı. Meyve kabuğunu dilimleyip kuruttuktan sonra selüloz tozunu çıkaran bilim insanları, sonraki adımda karışımı gliserol ile harmanlıyor. Nihai karışım, daha sonra bandaj şeritleri olarak kesilen yumuşak hidrojel hâline getiriliyor.  

Singapur’da yılda yaklaşık 12 milyon durian meyvesi tüketiliyor. Bu meyvenin etinin yanı sıra kabuk ve tohumları da atık oluşturuyor. Yani sadece meyve yemek bile çevre kirliliğine neden olabiliyor.

Gıda bilimi ve teknolojisi programı direktörü Profesör William Chen, teknolojinin soya fasulyesi ve kullanılmış tahıllar gibi diğer gıda atıklarını hidrojele dönüştürerek ülkenin gıda israfını sınırlamaya yardımcı olabileceği görüşünde. Ayrıca geleneksel bandajlarla karşılaştırıldığında, organo-hidrojel bandajların yaralı bölgeleri daha serin ve nemli tutarak iyileşmeyi hızlandırabileceğini de sözlerine ekledi. 

Yazı: Cerensu Bartu