MAY-A'den keşiflerle dolu bir büyüme hikâyesi: "Don't Kiss Your Friends”

Avustralya semalarında müzik üretenlerin büyük çoğunluğu, ülkenin müzikal atmosferinin nabzını tutan en önemli radyo istasyonu Triple J’de ve yerel festivallerde kendilerine bir yer bulmaktan ileri gidemese de 19 yaşındaki MAY-A’nin samimi sözler ve parlak vokallerle ördüğü indie pop itirafları bir süredir yerkürenin pek çok noktasında yankılanmaya başladı bile. Onunla henüz tanışmadıysanız, kendisinin ergenlikten genç yetişkinliğe doğru yaptığı yolculuğun günlüğünü tuttuğu ilk EP’si Don’t Kiss Your Friends’e kulak vererek işe başlayabilirsiniz.

Sydney’de yerleşik müzisyen/görsel sanatçı Maya Cumming, 12 yaşından bu yana şarkılar yazıp söylüyor, demolar kaydediyordu. Müzik yayımlamaya başlamadan önce, “İnterneti seviyorum ve hayatım yok.” sloganıyla açtığı 250 bin aboneli Heyit’smaya adında bir YouTube kanalına sahip olan sanatçı, şimdilerde ise sahne adını taşıyan kanalda resmî klipler, sahne arkaları vs. dışında da içerik üretmeye devam ediyor. MAY-A’nin Avustralyalı yerel müzisyenlerle sohbet edip şarkı söylediği Don’t wake the Neighbours isimli video serisi ve dahasına buradan ulaşabilirsiniz.

EP’deki şarkılara hızlı bir bakış

Z kuşağının gelişime, öğrenmeye, yaratıcılığa açık olmak, deneyimlerini özgün bir biçimde paylaşmak, bağ kurmayı önemsemek ve duyarlı olmak gibi özelliklerini üretimlerine de yansıtan müzisyenin; büyümenin tuhaflığı ve kuir kimliğini keşfi etrafındaki hikâyelerini bir araya getirdiği Don’t Kiss Your Friends’de yer alan parçalara dair birkaç not:

*“Amiinmyhead?”de MAY-A, “Birbirimizle vakit mi öldürüyoruz? / Diğer sevgililerimizi mi bekliyoruz?” sözleriyle henüz lezbiyenliğinin farkında değilken, erkek arkadaşıyla olan ilişkisini sorguluyor, hayatının kırılma noktasına çok yakın bir yerlerden sesleniyor.

*“…Swing of Things” için, “Biri hayatınızdan ayrıldıktan sonra kendi başınıza nasıl yaşayacağınızı öğrenmekle ilgili.” diyor müzisyen. 2 insanın birbirinden uzakken daha mutlu olacaklarını kabullenme sürecini kurcalıyor. EP’nin kapanışını, bu şarkının Powfu ortaklığıyla kaydedilen remiks versiyonu yapıyor.

*“Central Station” bizi, karşı tarafa dair neredeyse her şeyin batmaya başlamasıyla ayrılığın ayak seslerinin duyulduğu o anlara götürüyor: “Bir trende oturuyorum ve kız arkadaşımla konuşuyorum / Onlardan nefret etmeme rağmen bana emojiler gönderiyor.”

*“Daffodils”, kırgınlıkların yüküyle zar zor ayakta duran birine ses oluyor: “İncindiğimi bilmeni sağlayacak kelimeleri bulamıyorum.” Koleksiyonun en taze klibi bu şarkıya geldi, hemen burada.

*“Time I Love To Waste”, müzisyenin cinsel yönelimini kabullenmesini sağlayan ilk kız arkadaşıyla aslında ne kadar farklı olduklarını anladığı zamanların çıktısı. Bir süre sonra keskin bir şekilde değişen duyguların ardından gelen ayrılık esnasında yazılmış: “O ateş, ben ağaçlarım / O benim ligimin çok dışında. / O bir kasırga, ben sadece bir esintiyim.

*“Apricots”’ı MAY-A’den dinleyelim: “Bu şarkı benim için süper önemli çünkü onu cinselliğimi kabullenmeye başladığım ve ilk kez bir kıza karşı hislerim olduğunu fark ettiğim sıralarda yazdım.” Parça, müzisyenin istediğini bile bilmediği bir şeyi aradığı gerçeğiyle yüzleşmesine ve bunun asla yanlış olmadığını anlamasına yardımcı olmuş.

MAY-A nasıl üretir, nelerden beslenir?

Müziği, hem kendini hem de dünyayı nasıl anlamlandırdığını çözmesini sağlayan bir araç, bir ifade yöntemi ve terapi eylemi olarak görüyor Maya. Her projesinde bütünsel düşünen sanatçı, görsel işleriyle müziği birlikte kurgulamaktan hoşlanıyor. Bazen aynı anda gerçekleştiğini, yapmakta olduğu bir resimde şarkı gördüğünü ve bunun zincirleme devam ederek birbirine karışan 4-5 proje hâlinde ilerlediğini söylüyor.

En temel besin kaynağı kişisel deneyimleri olan MAY-A, sıradan gibi görünen gündelik anların gerçeğine bakmak için, derinlere inen kuyuların kapaklarını açmak gerektiğine inanıyor. LGBTİ+ topluluğuyla paylaştığı ortak kültürün de onun personası üzerinde büyük etkileri var tabii. Gay Times’a sıraladığı, “kuir” başlığı altındaki favorilerine göre sinema/TV alanında en sevdikleri Sense8 ve Kristen Stewart; müzikte kalbini çalanlar ise Joan Jett, Kevin Abstract’ın Arizona Baby albümü ve The Veronicas’dan Untouched. İlham aldığı ve birlikte çalışmak istediği diğer müzisyenler ise şöyle: Lorde, Frank Ocean, Sasha Sloan, King Princess, Clairo. Rüzgârı arkasına alan MAY-A’den yeni indie pop marşları gelecek gibi görünüyor. Kendisini, web sitesi veya Instagram hesabı üzerinden takip edebilirsiniz.

Yazı: İlayda Güler