Mia Hansen-Løve’ın yaş almaya dair söyleyecekleri var: “One Fine Morning”

Things To Come, Eden, Goodbye First Love gibi övgü toplayan yapımlarla çağımızın en heyecan verici seslerinden birine dönüşen Mia Hansen-Løve; biz henüz bu sene Cannes’da tanıtacağı Bergman Island’ı göremeden, hikâyesiyle merak uyandıran yeni projesiyle tekrar gündemde.

One Fine Morning, 8 yaşındaki kızıyla birlikte, Paris’teki küçük bir apartman dairesinde yaşayan bir kadını odağına alacak. Kahramanımız, nörodejeneratif bir hastalıktan muzdarip babasına uygun bakım verebilecek iyi bir huzurevi bulma arayışı sırasında eski bir arkadaşıyla rastlaşacak. İkili, taraflardan birinin ilişkisi olmasına rağmen tutkulu bir maceraya atılacak.

Projenin dünya haklarını satın alan Les Films du Losange’dan Alice Lesort’un öyküye dair düşünceleri şöyle: “Sevdiklerinin yaşlanıp hastalanmasını izlemek çoğu insanın yaşadığı veya yaşayacağı bir şey. One Fine Morning hem çok kişisel hem de evrensel bir hikâye anlatıyor.” Ortak yapımcı olarak katkı sağlayan ve filmin -Türkiye de dâhil olmak üzere- 4 ülkedeki haklarını alan MUBI üzerinden One Fine Morning’e erişebileceğiz gibi görünüyor.

Çekimleri Paris’te devam eden filmin başrollerini La vie d’Adèle’in Emma’sı Léa Seydoux, Xavier Dolan’ın Laurence Anyways’i Melvil Poupaud, son olarak Lupin’de izlediğimiz Nicole Garcia ve La Vie en Rose, Jeanne D’Arc gibi yapımlardan anımsanabilecek Pascal Greggory üstleniyor.

Altın Palmiye için yarışacak Bergman Island’a kısa bir bakış

Bergman Island’da hikâye, yeni projelerinin senaryosunu hazırlamak ve bu süreçte Ingmar Bergman’ın aurasından etkilenme umuduyla, İsveç’in Fårö adasında bir yaz geçirmeye karar veren film yapımcısı bir çifte odaklanıyor. Bu adayı seçmelerindeki motivasyon ise yönetmenin zamanında yaşadığı ve Persona ve Through a Glass Darkly (Såsom i en spegel) gibi başyapıtlarını çektiği topraklar olması. İkili yeni çevrelerini keşfediyor, mevsim ve yazım süreci ilerlerken; gerçekle kurgu arasındaki çizgiler silikleşiyor, ilişkileri test ediliyor.

Oyuncu kadrosunda Phantom Thread’in yıldızı Vicky Krieps’e; Tim Roth, Mia Wasikowska, Anders Danielsen Lie, Joel Spira ve Clara Strauch eşlik ediyor. Gözlerimizi İskandinav doğasının büyüleyici güzelliğiyle kamaştırırken kulaklarımızı da Tina Charles’ın I Love to Love’ıyla şenlendiren, yaz enerjisiyle içimizi kıpır kıpır eden fragmana gitmek için bir tık yeterli.

Yazı: İlayda Güler