Dinç, dürüst, değişik, delişmen: Ölümlü Dünya 2

Yazı: Zelal Buldan

Yılın merakla beklenen yerli komedisi Ölümlü Dünya 2, 1 Aralık’ta vizyona girdi; ilk üç günde 400 binden fazla izlendi. Yönetmenliği Ali Atay’a, senaryosu Ali Atay, Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi’ye ait. İlk filmdeki oyuncu kadrosundan Ahmet Mümtaz Taylan, Alper Kul, Doğu Demirkol, Feyyaz Yiğit, İrem Sak, Mehmet Özgür, Özgür Emre Yıldırım ve Sarp Apak’a ek olarak kadroya Reha Özcan ile Giray Altınok dâhil oldu. Serinin ilk halkasını Netflix üzerinden izlemek mümkün.

İzlemeden önce bilmeniz gerekenler:

Ölümlü Dünya evrenine uzak izleyiciler için fenomen olma sürecini özet geçecek olursak:

İlk film, 2018’de vizyona girdi. Dilden dile dolanan replikleri ile kısa sürede yayılıp, geniş bir fan kitlesine ulaştı.

Serbest karakterini Ali Atay’ın canlandırması isteniyorken, bir risk alındı. Feyyaz Yiğit’in Serbest’i filmin en sevilen karakterlerinden biri olurken, hep beraber Feyyaz Yiğit mizahının yükselişine de tanık olduk.

Yine Ölümlü Dünya ile ilk sinema filmi tecrübesini edinen Doğu Demirkol, Nuri Bilge Ceylan’ın 71. Cannes Film Festivali’nde prömiyerini yapan filmi Ahlat Ağacı’nın başrolünde yer aldı. 

Mart 2023’te Ölümlü Dünya’nın devam filmi için sete çıkıldığı haberleri paylaşılmaya başlandı. 

BluTv’de yayımlanan Prens dizisiyle daha yakından tanımaya başladığımız Giray Altınok’un ekibe dâhil olduğunun açıklaması beklentiyi bir “tık” daha yükseltti. 

Ölümlü Dünya 2’nin vizyona girmesinden bir hafta önce Kadıköy Sineması’nda ilk filmin tekrar gösterimi yapıldı. Bütün salonun replikleri ezbere söylediği görüntüler sosyal medyada dolaşırken, takip eden söyleşide Sarp Apak, ikinci filmin başarısına göre serinin devam edebileceğini söyledi. 

Ölümlü Dünya 2, rekor kırarak vizyona girdi. Serinin devamı gelir mi gelmez mi, bilinmez fakat film kısaca şöyleydi:

Konu nedir?

Nesillerdir kiralık katillik yapan Mermer ailesi, üyelerinden Serbest’in flört ederken dışarı bilgi sızdırmasından beri eve dönememektedir. Zafer’in kaçırılması ile beraber ailenin olmayan düzeni daha da altüst olur. Evin babası Gazanfer, Zafer’i kurtarmak için eski bir dosttan yardım ister. Aile bir yandan Zafer’i kurtarmak için mücadele ederken, bir yandan da üyelerinin her birinin kendine özgü sorunlarıyla uğraşması gerekmektedir. 

İlk intiba?

Daha az kalabalık olur diye seçtiğim gece seansının tıklım tıklım oluşunun getirdiği şaşkınlıkla oturduğum koltukta; ön sıradan, arka sıradan, yanımdakinden duyduğum “Ölümlü Dünya 1 daha iyiymiş.” yorumlarına kulak tıkıyorum. Son kez göz atmak üzere girdiğim Twitter’da tt listesine girmiş Ölümlü Dünya hashtag’inin altında, aynı tartışma. 1 mi daha iyi 2 mi? Telefonu kapatıp çantama atıyorum ve sadece gülmek üzere geldiğim filmin başlamasını bekliyorum. 

Karnı burnunda Begüm’ün Serhan’ı azarladığı sahne ile film, güldürme görevini yerine getirmeye başlıyor. Sonrasında uzun bir süre Begüm’ün daha çok sahnesi olmasını bekleyerek geçiyor. Giray Altınok’un canlandırdığı Şenol karakterinin dâhil oluşu düşük başlasa da yavaş yavaş tempo artıyor. Şenol’un yabancılığı erimeye başlıyor ve aileden biri oluyor. Serbest ise her bir mimiğiyle güldürmek üzere hazır bekliyor. Aksiyonun ve kahkaha seslerinin en çok arttığı anlarda giren Zafer’in temposu düşük sahneleri ise filmden koparıyor. İlk filmde çok sevilen Zafer, ikinci filmde bir odada hapsolmuş hâliyle ipleri yeteri kadar eline alamıyor. Film devam ettikçe, dillere pelesenk olacak yeni replikler yavaş yavaş zihinde kendine yer açmaya başlıyor.

En çok neyi sevdin?

Dinç, dürüst, değişik, doğru, düzenli, dinamik, delişmen, dahi, diri ve nice d harfli sıfatıyla tanıdığımız belediye başkan adayı Dündan Dinç ve unutulmayan seçim şarkısını: Dündar Dündar Dündar Diiinç, Dündar Diinç, Dündaar Dinç. 

Şarkı herhangi bir müzik platformuna yüklenir mi acaba? Belki yanında ek olarak Anadolu Tat 1071 reklam müziği? Ben değil de bir arkadaşımın arkadaşı soruyor…

En az neyi sevdin?

Meltem Kaptan’ın eksilmesiyle bire düşen kadın karakter sayısı ve tek kadın karakter olan Begüm’ün sahne sayısını. İlk filmden güldüren bazı anların tekrarı niteliğindeki sahneleri. İyi buluşların olduğu sahnelerin yer yer fazla uzamasını.

Nasıl hissettirdi? 

Her şeyden öte, bir salon dolusu insanla beraber gülerek çıktığınız bir filmin iyi hissettirmemesi gibi bir olanak yok. Sonucu gülme seslerinden bazı replikleri kaçırmak olsa bile. Bir daha izleyeceğiz mecbur… Ha bu arada unutmadan… Oylar Dündar Dinç’e!