Olumsuz duyguları güzel bir amaç için kullanmak: Bam Bam Bam

Arın Altay, Cansu Turgut, Serkan İzci ve Fırat Büyüktaşkın’dan oluşan Ankaralı punk rock grubu Bam Bam Bam, ilk albümü Buldozer’i 2018 sonbaharında M4NM etiketiyle yayınladı. Kendine Has Demonation Festivali No:10’un final performansıyla sahnede olacak ekip, festival öncesinde sorularımızı yanıtladı. 

Neden müzik yapıyorsunuz?

Fırat: Müziği, müzikle ilişkili yaşadığımız anıları ve birbirimizi seviyoruz.

Cansu: Beni müzikten daha fazla heyecanlandıran başka bir şey olmadığı için sanırım. Gitar çalmaya başlamadan önce de günün birinde bir şekilde müzik yapmaya başlamak zorunda olduğumu düşünüyordum. İşin içine grup girince daha da vazgeçilmez oldu. İnsanın kendisini ifade etmesi için bir grupta çalması çok iyi bence, çünkü bireysel müzik ile ifade edemediğiniz boşlukları grup olarak doldurabiliyorsunuz.

Arın: Ortaokulda BBG Tarık dinlemeye başladım ve müzikle uğraşmalıyım dedim. Grupta kurduğumuz ilişki de üretmeye itiyor. Başka insanlarla yapıyor olsaydım bu kadar devam eder miydim emin değilim.  

Müziğiniz, müzik dışı nelerden etkileniyor?

Fırat: Seyahatlerimden, gezdiğim müze ve sergilerden, tanıdığım insanlardan, yaşım ve yaşadığım dünyadan.

Cansu: Her şeyden diyebilirim, sözler genellikle adaletsizlik ve baskıya karşı mücadele hakkında olsa da müziğimiz bir bütün olarak sinir bozucu tüm gündelik detaylardan etkileniyor diyebilirim. Olumsuz duyguları güzel bir amaç için kullanmaya çalışıyoruz. Bu tek başına hiçbir şeyi çözmüyor ancak insanlara bir şeyleri anlatabilmek de önemli.

Ankara her zaman ülkedeki rock müziğin farklı alt kültürlerinin önemli merkezlerinden oldu. Sizin müziğe ilgi duymaya başladığınız yıllarda şehirdeki kahramanlarınız kimlerdi?

Fırat: İlk sırada benim için Dengesiz Herifler var. Sonra da Hard Luck benim büyüdüğüm dönemde özendiğim gruplar olmuşlardı, şimdi hepsiyle arkadaşız. Ayrıca benim için ODTÜ Rock Şenliği her yıl motivasyon ve vizyon açısından çok önemli bir yere sahip olmuştur.

Cansu: Açıkçası rock müzik türevleri ile geç tanıştım diyebilirim, o yüzden Sokak Köpekleri, Kül, Metropolis gibi gruplardan biraz geç haberim oldu. Herkesin bayıla bayıla anlattığı Gölge Bar’ın veya Limon Bar’ın efsane günlerini de göremedim. Ankara’da müzik deyince benim kafamda hip hop daha ağır basıyor. O yüzden şehirdeki kahramanlarım için Mode XL diyeceğim. Lise yıllarında bir arkadaşımın CD’ye çekip vermesiyle dinlemeye başlamıştım. Daha küçük yaşta müziğe ilgi duymaya başladığım zamanlarda en çok dinlediğim şeylerden biri de kuzenlerimin Almanya’dan getirdiği Cartel kasetiydi.

Arın: Müzik yapmaya lise çağımda şu anda da çalışmakta olduğumuz Allegro adlı stüdyoda başladım.Stüdyonun kolektif yapısı, müzisyenlerin birbirlerine gösterdikleri destek bende aralarına katılma arzusu uyandırdı. Bu nedenle müziğe başlamam ve devam etmemdeki başrolde stüdyonun sahibi Orçun Babak, stüdyoda emek gösteren müzisyenler ve müzik emekçileri var diyebilirim. Burada kayıtlarımızı yapan Erkan Tatoğlu’nun da adını anmak gerekiyor. Doğrudan grup ismi söyleyemiyorum çünkü o yıllarda icra edilmiş olan müzikle ilişkim çok sınırlı.

İlk albümünüz Buldozer, ağırlıklı olarak hip hop ve deneysel elektronik kayıtlarıyla tanıdığımız M4NM kataloğundaki en ayrıksı işlerden biri. Sizin için M4NM ailesinin bir parçası olmak ne ifade ediyor?

Fırat: Kolektif algısı yüksek bir topluluk. Hırslardan arınmış bir şekilde desteklenme hissiyatı güzel.

Arın: M4NM’e kurucularından Ağaçkakan ile tanışmamız ve arkadaş olmamız vesilesiyle dahil olduk.Tarz gözeten bir yapısı da yok aslında, tüm işlere kendine has tavırlara sahip olması kaydıyla açık bir oluşum. Birbirimizle iyi anlaşmayı ve yakınlık kurmayı esas alıyoruz diyebiliriz. Bu anlamda da bir plak şirketine değil, bir çeteye dahil olmuş gibi hissettik en başından beri.

Kendine Has Demonation Festivali No:10’un tüm programı için buraya tıklayabilirsiniz.

5 Ocak Pazar akşamı KargART’ta gerçekleşecek üçüncü günün biletleri, etkinlik günü kapıda satışta olacak.